Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-01-2008, 01:35   #5
nvr32
 
nvr32 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bölüm 4

4
Tecavüz Diye Bir Şey Yoktur:
Cinsel Şiddetin Haklı Kılınması
Sosyologlar, insanların başkalarının belli koşullarda yanlış olarak tanımladıkları hareketlerde bulundukları zaman, yaptıkları yanlışı inkâr etmek için çeşitli teknikler kullandıklarını ve kendilerini normal biri olarak tanıttıklarını uzun zamandan beri biliyorlar.

Tecavüz etmeyi öğrenirken, uygun sözcüklerden fazlası gereklidir. Cinsel şiddete başvuran erkeklerin kendilerine ve kurbanlarına nasıl baktıkları konusunu irdelerken rol-alma kavramından yararlanılabilir. Rol-alma cinsel şiddeti anlamak için önemlidir.

Başka birisi için üzülmek, “algıya göre rol-alma”nın sonucudur. İnsanların çoğunluğu için rol-alma duyguları güçlü normatif davranış dürtüleridir, çünkü toplumsal denetimin önemli bir parçası olan kendi kendini denetlemeyi teşvik eder (Shott, 1979).

Araştırmalar, herkesin üzerinde anlaştığı biçimiyle “popüler” tecavüzün, saldırganın yabancı olduğu ve silah taşıdığı saldırı olayları olduğunu ve özellikle kurbanın yaralandığı durumlarda çoğu insanın bunu tecavüz olarak tanımlamakta tereddüt etmediğini ortaya çıkardı. Öte yandan, kurbanın geleneksel toplumsal cinsiyet rol davranışı standartlarına uymadığı, örneğin içki içtiği, otostop yaptığı ya da barda karşılaştığı bir adamın arabasına binmeyi kabul ettiği durumlarda, bazı kişiler, özellikle erkekler, bu gibi durumlardan sonra meydana gelen cinsel şiddeti tecavüz olarak görmemektedirler.

Suçu kabul edenlerle inkârcıların, suçlarıyla ilgili olarak kendi anlattıkları resmi kayıtlarla karşılaştırıldığında bazı sistematik farklılıklar görüldü. Suçu kabul edenler genellikle suçlarıyla ilgili olguları değiştirmezken, suçu işlerken kullandıkları kaba güç ve şiddetin miktarını gerçekte olduğundan daha az gösterdiler. Buna karşılık inkârcıların bazıları, suçlarını en azından daha tartışmalı gösterme kaygısıyla olayları yeniden kurgulama ve değiştirme yoluna gittiler.

İnkârcıların davranışlarını haklı kılmak için, tecavüz yanlısı kültürümüzde var olan kadın kalıp yargılarından yararlandıkları gibi, kurbanlarını hem tecavüze katılmış olarak gösteriyor hem de tecavüzden onları sorumlu tutuyorlardı. Kurbanları karalama eğilimi inkârcılar arasında daha yaygın olmakla birlikte, suçu kabul eden erkekler arasında da birkaç suçlu, kurbanlarının kurban olmayı “hak ettiklerini” kanıtlamaya çalıştılar. İnkârcıların anlattıklarında altı tema işledikleri görüldü; bunlar o şekilde kurgulanmıştı ki, erkeğin davranışı doğru olmasa bile, hiç değilse anlatılan koşullar altında haklı ya da uygun görülebilecekti. Bu altı tema şunlardır:
(1) Kadınlar baştan çıkarıcıdır.
(2) Kadınlar hayır derken aslında evet demek isterler.
(3) Kadınlar sonunda gevşer ve bu işten zevk alırlar.
(4) İyi kızlara tecavüz edilmez.
(5) Tecavüz önemsiz bir suçtur.
(6) Maço (kabadayı) erkek.

Kültürümüzdeki genel-geçer kalıp yargılara ek olarak, psikiyatri ve kriminoloji, özellikle bunun kurban-bilim altdalı, geleneksel olarak tecavüzü haklı kılan gerekçeler üretmişler ve bunu genellikle, tecavüze uğramış kadını kendi baştan çıkarıcılığının kurbanı olarak göstererek yapmışlardır. Bu ideolojik pencereden bakıldığında, cinsel saldırganlık sanki iki tarafın üzerinde anlaştıkları bir cinsel ilişki biçimiymiş gibi görünmektedir.

İnkârcıların %31’i kurban hakkında daha abartılı bir görüş dile getirmektedir. Buna göre, kadın yalnız istekli olmakla kalmaz; hiçbir şeyden haberi olmayan erkeği cinsel eyleme geçmeye, baştan çıkarıcı tavırlarıyla o iter, dolayısıyla asıl saldırgan odur.

Yaptıklarının tecavüz olduğunu düşünmediklerini iddia eden erkekler, tecavüz olayı sırasında cinsel saldırıyı erkeğin bir ayrıcalığı olarak görmekteydiler. Başka bir deyişle, çoğu silahlı olduğu ve hatta bu silahı kullandıkları halde yaptıklarını ağır bir suç olarak görmüyorlardı. Silah tehdidine rağmen, kadının karşı koymayışını onaylama olarak yorumluyorlardı. Onların bakış açısından, kurban bu işten önemli bir yara almadan kurtulduğuna göre, ortada tecavüz denebilecek bir olay yoktu.

Başka konudaki inançları ne olursa olsun, cinsel şiddet kullanan erkekler, tecavüz eylemi bir kez başladıktan sonra, kurbanların gevşedikleri ve zevk aldıkları yollu kültürel kalıp yargıya inanıyor görünmektedirler.

Birçok araştırma, tecavüz kurbanlarının bu olaydan zevk almak bir yana, aksi yönde psikolojik sorunlar yaşadıklarını, bazı uç durumlarda, yaşadıkları yeri veya işi değiştirmek ya da okulu bırakmak zorunda kaldıklarını gösterdi. Dahası, tecavüzün yarattığı tahribat o kadar güçlüdür ki, tecavüze uğrayan kadınların çoğunluğunu cinsel yaşamları sekteye uğramakta, en azından tecavüzü hemen izleyen dönemde, bazen de daha uzun bir süre, tecavüze uğramış kadın normal bir cinsel ilişkiye girmek istememekte ya da bu ilişkiden zevk almamaktadır. Böyle olması da normaldir, çünkü kurbanın bakış açısından tecavüz, yaşamı alt-üst eden ve kadının yaşamının geri kalanında hiçbir zaman silinmeyebilecek bir duygusal iz bırakan bir deneyimdir. Kendileri tecavüz kurbanı olmamış kadınlar da, kadın oldukları, tecavüz edilebilir konumda oldukları için bunu çok iyi bilirler. Bu korku ve tecavüz tehdidi, birçok kadının yaşam biçimini, erkeklerin hiç düşünmedikleri ölçüde değiştirmelerine yol açmaktadır. Hayır, kadınların cinsel şiddetten zevk aldıkları doğru değildir.

Erkekler kendi yaptıklarını, kadınların tecavüzü hak eden “meşru” kurbanlar olduklarını kanıtlayarak haklı kılmaya ya da hafifletmeye çalışıyorlardı. Erkeklerin gözünde kadının saygınlıktan yoksun olması, erkeğe, kadından esirgenen kimi haklar tanımaktaydı.

Eylemlerini sıradanlaştırmanın yanı sıra bazı inkârcılar kendilerini tecavüz etmeye “ihtiyacı olmayan” bir adam olarak göstermeye çalıştılar. Örneğin, karıları ya da kız arkadaşları olduğunu söyleyerek bir kadına tecavüz etmek için hiçbir sebepleri bulunmadığını kanıtlamak istediler.

[FONT='Times New Roman','serif']Güç, rol-alma ile ters orantılıdır. Güçlü kişilerin, güçsüzlere kıyasla kendilerini başkalarının yerine koymak yani onların rolünü almak için daha az nedeni vardır. Daha az güçlü bir kişi için ise ötekinin tutumlarını anlamak ve davranışlarını öngörmek çok daha önemlidir (Thomas vd., 1972).[/font]
__________________
Lütfen forum kurallarını okuyunuz..
nvr32 Ofline   Alıntı ile Cevapla