Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-04-2008, 13:01   #3
HandaN
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İKİNCİ BÖLÜM

1 . TÜRKİYE’DE ÖZELLEŞTİRME
Türkiyede özelleştirme 24 Ocak 1980 tarihinde alınan kararlar uyarında programa alınmış-
tır . 24 Ocak kararı ile kambiyo rejimi değiştirilmiş , dalgalı bir kur sistemine yakın bir uygu-
lama başlatılmıştır .
Dünyada 1980’lerde gündeme gelen globalleşme sonucu oluşan 24 Ocak kararları , serbest
piyasa ekonomisine geçiş yönünden önemli adımların atılmasına sebebiyet verilmiştir .
24 Ocak Kararları ile yeni bir ekonomik anlayış benimsenerek , ekonomik alanda yeni bir
dönem başlatılmıştır .
Bu ekonomik alanda :
1 . Devletin müdehaleciliğinin azaltılması ,
3 . Kamu sektörünün küçülmesini gündeme getirmiştir . Özelleştirme bu oluşumlar sonucu
oluşmuştur .
Özelleştirme ile devletin ekonomisindeki sınai ve ticari aktivitesinin en aza indirilmesi amaç –
lanırken , sermaye piyasasının geliştirilmesi , rekanete dayalı piyasa ekonomisi İktisadi Kamu
Teşebbüslerinin (KİT) devlet üzerindeki finansman yükünün azaltılması , ekonomiye kazan –
dırılarak kaynakların alt yapu kaynaklarına kanaliza edilmesi amaçlanmıştır . Ayrıca borsa ve
sermaye piyasasının geliştirilmeside, sağlıklı bir ekonomik yapı için gerekli olduğundan bu da
gerçekleştirilmeye çalışılacaktır .

A . TÜRKİYE’DE ÖZELLEŞTİRME İLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER
Türkiye’de 1983 yılında gündeme gelen özelleştirme ile ilgili ilk hukuki düzenlemeler :
1 . 1984 yılında çıkarılan 2983 sayılı yasa, bu yasa kamu iktisadi teşebbüslerinin hisse sene-
di ihracı yoluyla işletme hakkının devrine imkân tanımaktadır .
Bu yasaya göre , özelleştirmeden sorumlu kurum , “Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdare-
si” dir .
2 . 1986 yılında yürürlüğe giren özelleştirme esasları ile ilgili 3291 sayılı yasa , kamu kuru –
luşlarının özelleştirme kapsamına alınması ve uygulamaların istinat noktaları belirtilmiştir . Yetki merci “Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulu” dur . Burada eleştirilecek bir husus ya-
sa koyucu , özelleştirmeyi teşfik etmek amacıyla vergileme düzenini bozabilecek ölçüde , çok
geniş bir yelpazeyi içeren kapsamlı bir vergi muafiyet koymuştur . 3291 sayılı yasanın eleşti –
rilecek bir yönü de , özelleştirmeden sonra bir kontrol mekanizmasının , kamu kurumlarının
mal varlıklarının spekülatif amaçlarla satışının ortaya çıkmasını engelleyerek hiçbir yasal dü –
zenleme yapılmamasıdır .
3 .Nisan 1990’da yürürlüğe giren 414 sayılı Kanunun Hükmünde Karaname(KHK)ile Toplu
Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi : a) Kamu Ortaklığı İdaresi özelleştirme uygulamaları ile gö-
revli olan Kamu Ortaklığı İdaresi’nin adı Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulu olarak değiştirilmiş-
tir .
4 . Özelleştirme il ilgili bir diğer yasal düzenleme de 27 Kasım 1994 tarihinde yürürlüğe gi-
ren 4046 sayılı özelleştirme yasasıdır . Bu yasa ile özelleştirme konusunda bir takım yeni dü-
zenlemeler getirilmiştir . Bunlarda sırasıyla şunlardır :
a. Özelleştirme İdaresi Bakanlığı kurulmuştur .
b. Özelleştirme yüksek kurulu oluşturulmuştur .
c. Özelleştirme fonu kurulmuştur .
d. Erken emekliliğin teşviki gündeme gelmiştir .
e. Özelleştirmenin kapsamı genişletilmiştir .
f. “İmtiyazlı Hisse” staratejik kuruluşlarda sözkonusu olmuştur .
Diyebiliriz ki , özelleştirme politikalarının başarısı büyük ölçüde bu politikanın sağlam bir
hukuki çerçeve oturtulmasına bağlıdır . Hukuki çerçevenin anayasa ilke ve değerlerine oldu –
ğu kadar , İdare Hukukunun temel esaslarına uygun olması gerekir .

B . ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINA GİREN KURULUŞLAR
Türkiye’de devletçilik ilkesi Atatürk’ün talimatı üzerine, CHP’nin 1931 yılında yapılan III.
Kurultayında parti programı içersine girmiştir . Daha sonra 1935’te bir anayasa maddesi hali –
ne gelmiştir .
Dönemin Başvekili İsmet İnönü devletçilik politikasından ülke olarak belirtilerini şöyle ifa-
de etmiştir .
“Memletin bütünlüğünü ilgilendiren işler devlete,bunun aksi görevler ise özel sektöre dev-
redilmelidir” .
Türkiye’de 1930 yılında itibaren , devletin daha fazla ekonomik faaliyetine duyulan gerek-
sinimin vurgulanmaya başlamasıyla , CHP’nin parti programına giren devletçilik , “5 Şubat 1937’de” Anayasanın 2 . Maddesi şu şekilde değiştirildi :
“Türk Devleti Cumhuriyetçi , Milliyetçi , Halkçı , Devletçi , Laik ve İnkilapçıdır .
Devletin parti programına girişimden sonra , 1932 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Sovyet Heyetinin başkanı Prof . Orlov’nu hazırladığı plan , uygulamaya konmuştur . Planın uygulan-
masıyla ile ilgili olarak Rusya’dan yardım alınmıştır . ( 8 milyon altın ) . Zatren Sovyet yardı-
mının özel şartı bu yardımların , devlet işletmeleri kurulmasına harcanmasıdır . Nitekim , Na-
zilli , Kayseri , Malatya . . . gibi şehirlerde kurulan ilk bez kombinaları bunun örnekleridir .Bu
kez kombinaları Sümerbank için kurulmuştur . Genç Türkite’nin içine bulunduğu sosyo-eko –
nomik koşullarda , özel şartlı alınan sovyet yardımı kadar , devletçi bir politikanın oluşturulup
devamına etkiliydi . Zaten Cumhuriyetin kuruluşu devrelerinde Türkiye’de yeterli sermaye bi-
rikimi yoktu . II . Dünya Savaşı devlete ekonomik bir yük getirdi . Bu şartlar altında devletçi
ekonomik uygulamalar çok partili sistemin başlangıcı olan 1946 yılına kadar devam etmiştir .
Esasında Kemalist rejim tarafından devlet kapitalizminin ekonomisi özel mülkiyet ve giri-
şimcilikle desteklenmesi istenilen temel staratejilerin tamamlayıcısı , olarak görülmüştür . Bu
nedenle , bu dönemdeki devletçiliği kesin ve staratejik bir karar gibi ele alan expost kavram –
lardan kaçılması gerektiği , iktisatçılar tarafında vurgulanmıştır .
Türkiye’de çok partili sistemle birlikte özel sektör ve liberal ekonomi gündeme geldi . Fa –
kat günümüze kadar kamu sektörünün ekonomideki ağırlığı her zaman hissedildi .
Dünyada 1980’de gündeme gelen ekonomide globalleşmenin etkisi sonucunda , 24 Ocak
1980 tarihinde alınan kararlar ile serbest piyasa ekonomisine geçiş yönü açısından önemli a-
dımlar atılmıştır . Şöyle ki ; yeni bir ekonomik anlayış benimsenerek ekonomik hayatta ye –
ni bir dönem başlatılmıştır .
Bunun sonucu , devletin ekonomiye müdehalesinin en aza indirilmesi ve ekonomide kamu
payının küçültülmesi amacı ile özelleştirme meydana gelmiştir . Bu şartlar altında 1985 yılın-
dan 1986 yılına kadar olan devrede özelleştirmenin toplam tutarı 2,3 milyar dolar (23.3 trilyon
lira)dır. 1985-1989 yıllarında uygulanan Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Plannında Kamu İktisa-
di Teşebbüslerine (KİT) bağlı işletmelerin hisse senetlerinin satışı yoluyla halka devrinin sağ-
lanacağı ve KİT yatırımlarının enerji , madencilik , ulaştırma ve haberleşme sektörü ile ilgili
sınırlı kalacağı ifade edilmiştir .
Ayrıca takip eden yıllık programların hepsinin temel amaçları arasında özelleştirmenin hız-
landırılacağı her defasında vurgulanmıştır .
Esasında şunuda belirmekte fayda var . 1920’lerin başında Kemalist rejimin benimsediği staratejinin temel unsuru , ülkenin sanayileştirilmesi işini gerek devletin ve gerekse uluslar a-
rası sermaye çevrelerinin yardımı ile yardımı ile gerçekleştirelebilecek bir Türk İş adamları sı-
nıfın ortaya çıkartılmasıydı . Fakat bu istek uzun bir süreci gerektiyordu . Günümüzde , özel –
leşrilen kuruluşlardan elde edilen temettü geliri , diğer gelirlerle birlikte , 3,1 milyar dolar (38
trilyon lira)’ ya ulalmaktadır .
Özelleştirme çalışmaları öncelikli olarak 1984 yılında kamuya ait bazı yarım kalmış tesis-
lerin tamamlanması ve özel sektöre devri ile başlamıştır . Tablo 1’de gösterilmektedir .

TABLO 1

YARIM KALMIŞ TESİSLERDEN SATIŞ İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLENLER VE DEFTER DEĞERİ ÜZERİNDEN DEVREDİLENLER

—————————————————————————————————————

YARIM KALMIŞ TESİSLERDEN SATIŞ İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİRİLENLER
—————————————————————————————————————

SATIN ALINAN KURULUŞLAR

KEMAH ET KOMBİNASI KEMAH GIDA A.Ş.
SÜMERBANK IĞDIR PAMUK DOK. TES ARAS TEKSTİL A.Ş.
SÜMERBANK İSPİR AYAKKABI FAB . ALTAY KOLL. ŞTİ.
SEK K. MARAŞ SÜT MAMÜLLERİ İŞLT. YAŞAR DONDURMA
TİGEM GÜNAŞ ZEYTİN YAĞI FABRİKASI KİLİS BELEDİYESİ

—————————————————————————————————————
YARIM KALMIŞ TESİSLERDE DEFTER DEĞERİ ÜZREİNDE DEVREDİLENLER

—————————————————————————————————————

DEVREDİLEN KURULUŞ
MKEK KESİLİN KALIP FABRİKASI KÖYTEKS
SEK SİİRT PEYNİR FABRİKASI KÖYTEKS
SÜMERBANK G.ANTEP TEKSTİL MAK. FAB. G. ANTEP BELEDİYESİ
SÜMERBANK YALVAÇ HAZIR GİYİM TES. YALVAÇ BELEDİYESİ
TAKSAN YERKÖY TESİSİNİN BİR BÖLÜMÜ KÖYTEKS
SÜMERBAK KELKİT AYAKKABI FAB. TEKEL GENEL MÜD.
TUGSAŞ SORGUN AMONYAN GÜBRE FAB. ŞEKER FAB G. MÜD.
SÜMERBANK GELÇÜŞ AYAKKABI TESİSİ JAN.GEN.KOM.EM.G.MD.
TEKEL DİYARBAKIR SİGARA FAB. TEKEL GENEL MÜD.

—————————————————————————————————————

1986 yılında itibaren de tamamı kamuya ait veya kamu iştiraki olan kuruluşlardaki kamu
paylarının hisse senedi ve devir işlemleri ile sürmüştür .
Yarım kalmış kamuya ait tesislerden özel sektöre devredilenlerin sayısı 15 , hisse senetleri
satılan ya da devrredilen kuruluşların sayısı 96’dır . Bunlardan 84’ünde hiç kamu payı kalma-
mıştır . Bunlar tablo 2’de gösterilmiştir .
TÜSİAD , Türkiye’de Özelleştirme Uygulamaları kitabının 43 .sayfasında TÜSİAD’ın gö-
rüşlerinin şöyle vurguluyor .
“KİT’lerin milli ekonomi üzerindeki yükünü azaltarak , bunların serbest piyasa ekonomisi
kurallarına göre çalışmalarına başlamak ve bunları zaman içerisinde özel sektöre tümüyle dev
retmek”
Türkiye’de özelleştirme 24 Ocak Kararları ile ülke programına girmiştir, fakat uygulanma-
sı gecikmiştir.Bununla ilgili olarak Dünya Bankası kredisi ile 1985 yılında Morgan Guarantee
Trust Compony’ye Özelleştirme Master Planı” hazırlatıldı . Buna KİT’ler üç guruba ayrıldı .
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla