Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-04-2008, 13:19   #4
HandaN
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
Click the image to open in full size.

1 . Sosyo ekonomik bir zorunlulukla karşılaşmadan özelleştirilecek durumda olan KİT’ler (USAŞTPAO gibi )
2 . İkinci derecede önemli KİT’ler satılabilir nitelikleri olmakla beraber , satışlar zor kuru-
luşlar . Örneğin : TEK , PTT , TKİ gibi
3 . Üçüncü derecede öncelikle kuruluşlar olarak saptanan KİT’ler ise , yatırımcılar için ca-
zip olmayan ancak uzun dönemde özel kesime devredilecek kurulaşlardır . Örneğin : DMO ,
TCDD , TZDK gibi .
Morgan Guarantee denetim şirketi , hiçbir sosyal fayda , mali hesabı yapmadan bu raporu
hazırlaması eleştirilecek bir durumdur . Hazırlanan rapor sonucunda , bu doğrultuda hareket
eden Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi 1985 yılında Sümerbank’ın Iğdır Pamuk Doku –
ma Tesislerini satarak özelleştirmeyi başlattı .

C . ÖZELLEŞTİRME ÇALIŞMALARINDA UYGULANAN METODLAR
Özelleştirme ekonominin rekabetçi piyasa yapısına kavuşturulması verimliliğinin arttırılma-
sının bir yoludur . Özelleştirme ile sektörel bazda hareketlilik ve canlılık getirmek , üretimi ,
verimliliği ve kârlılığı arttırmak , rekabet gücü ve pazarlarda etkinliği sağlamak , kısaca ser –
best piyasa ekonomisini güçlendirmek amaçlanmaktadır .
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT’)’ler sosyal yararı azamileştirmek için faaliyette bulunur-
lar .
Esasında Türkiye’de “Karma Ekonomi” çerçevesinde kalkınma amacıyla özel sektörün gü-
cünün yetmemesi ve teknoloji eksiklerinde Kamu İktisadi Teşebbüsleri(KİT)’ler kurulmuştur.
KİT’lerin kuruluşunda etkin bir faktörde özel kesimin yönetici ve kurucunun gücünün söz ko-
nusu dönemlerdeki yetersizliğidir .
KİT’leri paylarının tümü veya çoğunluğu devlete aittir . Özel konunlarla yönetilip , maliye
yönetimi açısından özerkliğie sahiptir . KİT’ler ve iştiraklerinin sayısı 1996 yılında verilerine
göre 240’a ulaşmıştı . Söz konusu bu 240 kuruluşa ait iş yeri sayısı 4572 idi .
Kamu İktisadi Teşebbüsü ismi , ülkemizde ilkez 1961 Anayasası’nda yer almasına rağmen,
bu husustaki çalışmalar 1925’li yıllara dayanmaktadır .1964 yılında çıkarılan 440 ve 468 sayı-
lı kanunlarla KİT kavramına açıklık getirilmeye çalışılmıştır .440 sayılı kanunun 1. maddesin-
de :
“İktisadi Devlet Teşekküleri , sermayelerinin yarıdan fazlası tek başına veya birlikte Dev –
let’e (Genel ve Katma bütçeleri İdareler) ve İktisadi Devlet Teşekküllerine ait olan iktisadi a-
landa ticari esaslarına göre faaliyet göstermek üzere kurulan ve kuruluş kanunlarında bu kanu-
na tabi olacakları belirtilen teşebbüsler” dir .
1982 Anayasasının 165.maddesinde “Sermayesinin yarıdan fazlası doğrudan doğruya veya
dolaylı olarak devlete ait kamu kuluş ve ortaklıkları”diye tanımlanan KİT’lerle ilgili olarak en
son 283 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çıkarılmıştır .Söz konusu bu kararname ile Kamu İktisadi Teşebbüsleri :
1 . İktisadi Devlet Teşekkülü
2 . Kamu İktisadi Kuruluşu
olmak üzere iki ayrılmıştır . İktisadi Devlet Teşekkülü : Sermayesinin tanımı Devlet’e ait İkti-
sadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan Kamu İktisadi Teşebbüsüdür.
Kamu İktisadi Kuruluşu ise ; Sermayesinin tamamı devlete ait olan ve tekel niteliğindeki mal-
lar ile temel mal ve hizmet üreterek ve pazarlamak üzere kurulan , Kamu niteliği ağır basan
Kamu İktisadi Teşebbüsleridir .
KİT’lerin Türkiye Ekonomisndeki yeri ile ilgili olarak şu kriterler bulunmaktadır . Bunlar
sırası ile :
1 . Ülkedeki istihdama katkıları açısından KİT’ler ,
2 . Toplam satış hasılatı açısında KİT’ler ,
3 . Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) katkıları bakımından KİT’ler .
Falat bunlara rağmen KİT’ler Türk ekonomisi için vazgeçilmez kurumlar değildirler . Şöyle ki ; KİT’lerin ne azami %20’lere ulaşan GSMH’ye katkıları , ne %5’lerdeki istihdama
katkıları bu müesseselerin ekonomi için vaz geçilmez unsurlar olmadıklarının göstergesidir .
Piyasa ekonomisi koşullarına uygun çalışmayan yanlış yönetim , yöneticilerin yetersiz kalma-
sı , yolsuzluk ve usulsüzlük gibi sebeplerden sürekli zarar eden KİT’ler Türkiye ekonomisine
yük olmaktadırlar.Nitekim , Mustafa Kemal Atatürk TBMM’ni 1 Kasım 1937 tarihli açılış ko-
nuşmasında ; “sermayesinin tamamı ve büyük kısmı devlete ait ticari-sınai kurumların . . . Bu
günkü usullerle çalışabilmelerine ve inkışaf etmelerine imkân yoktur” diye belirtirken devlet işletmeciliğinde 50 yıl süren bir süredir devam edegelen sorunların başladığını vurguluyordu .
Bu bağlamda 1970’li yıllardan sonra , dünya konjonktürü , 1980 yılında başlayan “liberalleş-
me” hareketi ile bir birlikte KİT’leri özelleştirilmesi gündeme gelmiştir .
Özelleştirme çalışmalarında belli başlı dört metot izlenmiştir . Bunlar da sırasıyla :
1 . Blok satış yoluyla özelleştirme ,
2 . Halka arz yoluyla özelleştirme ,
3 . Halka arz ve blok satış yoluyla özelleştirme ,
4 . Uluslar arası piyasalarda kurumsal arz yoluyla özelleştirme .

1 . Blok satış yoluyla özelleştirme :
Özelleştirmede mülkiyet devri yöntemlerinde bir olan blok satış yoluyla özelleştirme ile 1996 verilerine göre , 65 kuruluş özelleştirilmiştir . (Tablo 3)



Click the image to open in full size.


Blok satış yöntemi ile satılan kuruluşların 14’ü çimento 11’i ise yem fabrikalarıdır . 1986
yılında Manisa Yem’in %15’inin blok satışıyl başlayan uygulama çerçevesinde , en son 1995
Nisan’ında Havaşın %60’ı blok satış yöntemi ile satılmıştır .

2 . Halka arz yoluyla özelleştirme :
Bu yolla 15 kuruluş özelleştirilmiştir . Bunlarda 5 tanesi çimento fabrikasıdır . Adana Çi – mento , Tofaş Türk hisse senetleri ilk defa satış çıkarılmıştır .

Click the image to open in full size.



3 . Halka arz ve blok satış yoluyla özelleştirme :
Dokuz kuruluş bu yöntemler özelleştirilmiştir . Bunlardan (Adana Çimento ve Niğde Çi –
mento Fabrikası) ikisi çimento fabrikasıdır . Toplam elde edilen gelir 345.564.660 dolardır .

4 . Uluslar arası piyasalarda kurumsal arz yoluyla özelleştirme :
Bu kapsamda yer alan tek kuruluş Tofaş Türk’tür .Bu satıştan elde eldilen gelir 330 milyon
dolardır . (Tablo 5)



Click the image to open in full size.


D . GÜNÜMÜZDE ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDAKİ KURULUŞLAR :
Günümüzde özelleştirme kapsamında 47 kuruluş ile bazı taşınmazlar bulunuyor . Bu kuru-
luşların 29 tanesi kamunun %50’nin üzerinde payı var .
Özelleştirme çalışmaları yürütülen ve kapsamda yer alan Türk Telekom , Tüpraş , Petkim Petrol Ofisi , Erdemir , T. Gemi Sanayii , Deniz Nakliyatı gibi kuruluşların yanı sıra önümüz-
deki dönemlerde , “T. Demir Çelik İşletmeleri (İsdemir A.Ş. , T. Dihvan A.Ş. , Gerkonsan A.Ş.) , T. Gübre Sanayii , T. Şeker Fabrikaları A.Ş. , TCDD’ye ait limanlar , Türkiye’de Selü-
loz ve Kâğıt Fabrikaları , TEKEL’e ait sigara fabrikaları ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlü-
ğü’nün kapsama ve program alınması düşünülüyor .
Yine günümüzde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın raporuna göre 1986 yılından itibaren
hız kazanan program çerçevesinde , ÖİB tarafından 122 kuruluşa hisse devri veya varlık satış-
devir işlemi yapıldı .
Bu kuruluşlardan 103’ünde de hiç kamu payı kalmadı . Blok satış , halka arz , uluslar arası
arz , İMKB’de satış ve varlık satışı biçiminde de kısmen özelleştirme işlemi gerçekleştirilen diğer 19 kuruluşa ise halen kamu payı bulunuyor .

E . BAŞARILI BİR ÖZELLEŞTİRME ÖRNEĞİ : KARDEMİR
1995 yılında işçiler ve yöre halkına devrdilen Karabük Demir Çelik (Kardemir) Tesisleri “başarılı bir özelleştirme” örneği teşkil ediyor .
Sendikaların gayretiyle bir lira gibi sembolik bedelle işçilere ve bölge halkına devredilmiş-
ti . Yaklaşık 2.5 yıldır “yeni statüsüyle” faaliyet gösteren Kardemir Tesisleri , 1994’teki 6.5 ti-
rilyon liralık zarardan , bugün 5 trilyon kâra geçti . Özelleştirmeyi müteakip büyük bir yatırım
hamlesine giren Kardemir’de halen 100 milyon dolarlık yenileme yatırımı devaö ediyor .
Kardemir’deki yatırımların tamamlanmsıyla ; bir yandan üretilen çelik kalitesini artırıken ,
diğer taraftan yıllık üretim kapasitesini 650 bin tondan 750 bin tona yükseltecek ve ton başına
üretim faaliyetini de 63 dolar azaltarak 200 dolar seviyesine indirecek . Bu ise Kardemir’e dış
piyasaya büyük bir rekanet avantajı sağlayacak . Kardemir’in özelleştirilmesi , çalışan işçilere
de büyük ekonomik menfaat sağladı . Özelleştirme öncesi beş bin 890 işçi çalışayor.Bu işçile-
lerin yaklaşık bin kadarı taşeron işçidir .
İşçilerin 1995 yılında ihbar tazminatlarına karşılık aldıkları 45’er milyon liralık hisselerin
değeri 1.5 milyar ulaştı . Bu yıl sonunda iki milyar lirayı bulması beklenen bu hisselerin diğe-
rinin, Kardemir’in 1998 Mart’ında borsaya açılmasıyla en az birkaç kat daha artması bekleni-
yor .
Nitekim Kardemir özelleştirmesiyle ilgili olarak Sendikacı Recai Başkan şöyle demektedir:
“ Özelleştirmede KARDEMİR örneği bize şunları sağlamıştır : Ekonomik alanda çalıştıra-
bilecek bir işletmenin kapanması önlenmiş , yöre halkının göç problemi ile yüz yüze gelmesi
engellenmiş,bölge kalkınmasında yerel insiyatif geliştirilmiş,tesislerin kötü bir özelleştirmey-
le bazı kesimlere peşkeş çekilmesi önlenmiş,sendikanın yöentime katılımı sağlanarak işletme-
de “bizsiz” ayırımına son verilmiş ,diyaloğa doyalı ,meseleleri beraber çözen modern işletme-
cilik ilkelerinin hakim olduğu bir yönetim biçimi geliştirilmiş ve özelleştirme politikalarına
karşın mufazakar olan tutumdan , problemlere çözüm üreten ve bunun için sorumluk alan bir
sendikacılık anlayışını ortaya çıkarmıştır .
Özelleştirmede Karmdemir Modeli Örnek göstermeli varsa eksiklikleri giderilmeli ve yay-
gın bir şekilde , özellikle görece geri bölgelerde uygulanması sağlanmalıdır .



KAYNAK :
Doç. Dr. Mediha AKARSLAN’IN
Türkiye’de ve Dünyada Özelleştirmenin Analizi”
adlı kitabında alınmıştır .
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla