[AloneWolf]

Şansal Büyüka

GÖZLERİM HEP DELGADO‘NUN ÜSTÜNDEYDİ. AMA DAKİKALAR BİRBİRİNİ KOVALADIKÇA, DELGADO GİTTİ, BURAK YILMAZ DİYE BİR GENÇ GELDİ. AMAN ALLAH'IM, SAĞ KULVARDA O NE BECERİ, O NE İSTEK ÖYLE...



Burak Yılmaz

Amatör takımla oynasanız onsekiz dakikada sekiz korner atamazsınız. Beşiktaş öyle bir başlangıç yaptı ki, Gaziantepspor gibi bu ligin köklü takımlarından biri karşısında daha başlangıçta tam sekiz korner birden kullandı. Ama rakip kaleyi bunaltmasına rağmen bunlardan bir gol bile çıkartamadı.

Bu kadar hızlı, bu kadar istekli oyun, bu kadar baskıya rağmen nasıl oldu da golle buluşamadı. Hemen belirtelim, özellikle korner vuruşlarından gelen hava toplarının çoğunu Gaziantepspor savunması topladı. Nobre, hatta şut ustası Kleberson‘un, Delgado‘nun vuruşları çerçeveyi bulamayınca, Beşiktaş gol için ilk yarının sonunu beklemek zorunda kaldı.

Beşiktaş bu kadar baskılı oynarken, gözlerim hep Delgado‘nun üstündeydi. Ama dakikalar birbirini kovaladıkça, Delgado gitti, Burak Yılmaz diye bir genç geldi. Aman Allah'ım, sağ kulvarda o ne beceri, o ne istek öyle. Burak Yılmaz azgın lodos dalgaları gibi gerilerden kopup geldi, Gaziantep savunmasını yıprattı, bunalttı. Savunmanın arkasına çok kritik toplar attı. Ancak Bobo ile Nobre bu toplarla buluşmakta geç kaldılar.

Beşiktaş‘ın genç kadrosu bu kadar isteğe rağmen sonuca gitmekte zorlanırken, Delgado‘nun yanına usta bir oyuncunun daha gerektiği bütün çarpıcılığı ile ortaya çıktı. Zaten yönetim bunun farkında olacak ki, transfer müjdesini verdi bile.

Beşiktaşlı taraftarlar, kaleci Runje‘nin acemiliklerinden 'eyvah,fena yandık' demiş olabilirler. Üstelik haklılar. Ama bu kadar üst düzey takımlarda oynamış bir kalecinin bu acemiliklerini 'kötü kaleciliğine” değil 'şanssız gecesine' bağlamak daha doğru olur. Ama ne olursa olsun 'neredesin Cordoba' diyenlerin de olabileceğini düşünüyorum.

Gaziantep’in 2-1‘e rağmen iyi oynadığı söylenemez. Özellikle başlangıçta kendi kalesine gömülmesi, Beşiktaş‘a hücum için adeta davetiye çıkarttı. Öyle ki, Burak Yılmaz sağ kanattan kopup gelirken, o bölgeyi savunmakla görevli olan Faruk ile Sinan ortalarda hiç görünmedi. Gaziantepspor‘un yabancıları derseniz, dikkati çektiklerini hiç sanmıyorum.

Hakemin Nobre‘ye kırmızı kart göstermesi doğruydu da, Bekir‘e niye sarı? O da kırmızı olmaz mıydı? Bir de başlangıçtaki penaltı pozisyonu. Hakemin tam gözünün önünde. Buna rağmen Veysel'in Burak Yılmaz‘a yaptığı faule penaltı çalamadı. Onu çalamayınca Diavarra‘nın rakip ceza alanı içindeki pozisyonuna da 'devam' yorumu yaptı.

Sonuç şu: Beşiktaş dinamizmine, hırsına yaratıcılık, kadrosuna da bir-iki ustayı mutlaka katmalı. Gaziantepspor da futbolun sadece savunma olmadığını öğrenmek zorunda. Üstelik sağlam bir savunma yapabildiğini de kimse söyleyemez.

maraton...