15-06-2009, 15:13
|
#22 |
∂υмαη ѕα∂є¢є ∂υмαη
Üyelik tarihi: Jun 2009 Yaş: 46
Mesajlar: 1.883
|
Filipinler'in başkenti Manila'da Devlet Başkanı Arroyo'nun terör bahanesiyle sivil hakları kısıtlamasına karşı düzenlenen gösteride AP foto-muhabiri Aaron Favila bir kız çocuğuna odaklanmış. Çocuk hüzünlü ama o yaştaki bir çocuğun olanları anladığı şüpheli. Ama başını örttüğü pankarttaki hak arama kaygısı, çocuğun yüzünde kalan ışığa sinmiş...
Ortodoks aleminde ocak ayının ortası yortu. İnananlar bu dönemde, Hazreti İsa'nın suda vaftiz edilmesini kutluyor. Yortunun kışa denk gelmesi, İsa gibi nehirde yıkanma geleneğini yerine getirmeyi zorlaştırıyor. Ancak yine de bazıları bunu yapıyor. Rusya'nın St. Petersburg kentinde donmuş Neva Nehri'nde açılan aralıktan suya giren bir dindar, yıkandıktan sonra çıkıyor. İnanca göre, nerede olursa olsun yortuda su, İsa'nın vaftiz edildiği suya dönüşüyor. Yine inanca göre bu dönemde yıkanmak ruhu göçlendiriyor. Hava sıcaklığı eksi 19 derece. Elbette bir fizik kuralı ama vaftiz olmuş dindarın varsa eğer sanki günahları da buharlaşıyor.
Dünya'da İran'la ilgili nükleer silah gerginliği, Ortadoğu'da, Filistin'de Hamas döneminin tedirginliği, diğer ağırlıklı gündem maddeleri haklı olarak öne çıkıyor. Ama bu alemde başka sorunlar da yaşanıyor. Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın varoşlarındaki bu kız çocuğu da "o" anda dünya gündeminin duvarlarının arasından sıyrılıp ait olduğu çingene toplumunun temel sorununu yani yoksulluğunu gösteriyor. Hem ayrıca "o" anda etrafındaki sefalet, alacalı kızıl saçlarıyla ve küle çalan mavi gözleriyle bezenmiş nadir güzelliğinden utanıyormuş gibi görünüyor.
Tayvan'da Tanrı Handan rolündeki adam, dini bir tören sırasında etrafında patlayan havai fişekler arasında... Tayvan folkloründe Handan, refah, zenginlik Tanrısı. İnanışa göre, bu Tanrı soğuktan çok korkuyor. Bu nedenle törenlerde Tanrı Handan'ı sıcak tutabilmek amacıyla o role soyunmuş kişilerin etrafında havai fişekler patlatılıyor. Yani gözleri geleneğe göre elindeki dalla değil de, duruma göre gözlükle korunan tanrı handan 'o' anda hoşnut edilmiş oluyor.
Testileri doldurup çıkacaklar. Hindistan'da Bhopal'de kızlar su kuyusuna iniyor. Giysilerinin renkleri insani temel özgürlük arzularının çekingen sesi gibi... Foto-muhabir meslektaşımız, taşlara duyarsızlık ve zorluk dekoru olma görevini vermiş. Bu fotoğraf, Dünya Kadınlar Günü haberleri için AP ajansı tarafından abonelerine önerdiği kareler arasında bulunuyor.
Yeterli şişkinlik
Amerika Birleşik Devletlerinin Teksas Eyaletinde düzenlenen balon festivalinde Arizona Phoenixten Eugene Clewley balonunun şişirilmesine nezaret ediyor.
Rusya’nın St. Petersburg kentinde Fin Körfezi’nde bir amatör balıkçı. Işık ve tabii eksi 26 dereceye düşen soğuk hava bizlere hoş bir oyun oynuyor. Amatör balıkçımız her ne kadar rüzgarın etkisinden korunmak amacıyla iyi bir fikirle naylonun içine girmiş bulunsa da ‘o’ anın anlam ve önemine uygun olarak buzun içindeymiş gibi görünüyor.
İsviçre’nin Zurih Kenti’ne yıldırım düşüyor. Ama fotoğrafçı bu kadar yakından yıldırım görüntüleyebilecek kadar şanslı, donanımlı ve becerikli ki ‘o’ an, gökyüzünün çatırdadığı ve öte tarafın göz kamaştırıcı ışığının göründüğü bir fotoğrafa dönüşüyor.
Sunucu, 'o' anların metinlerini hazırlarken genellikle fotoğrafla gelen bilginin yetersizliği ile karşılaşır. Sık sık daha fazla araştırma yapması gerekir. 'O' anın uyandırdığı duyguları, verdiği ipuçlarını keşfetmesi de uzun sürebilir. Bazen de 'o' an iyi niyetli davranır. Bunda da öyle oldu. 'O' anın fısıltısını duymak fazla zaman almadı. Fotoğrafla gelen bilgide Kudüs'te El Aksa Camiindeki namazdan sonra bir Filistinli çocuğun annesinin peşinden koştuğu yazmaktaydı. Çocuk aydınlığa doğru mu yoksa bu tarafa doğru mu koşmaktaydı. Yakından bakıldı. Bu tarafa koştuğu anlaşıldı. Demek ki 'o' an, içinde bulundukları koşullarda ve yalnızlıklarında en önemli sığınakları ve umutları olan inançlarının aydınlığını geride bırakarak gündelik yaşantılarının ışıksızlığına dönen Filistinlileri simgelemekteydi
Afrika'da yeni bir göç dalgası başlıyor. Somali'deki iç çatışmalar yüzünden binlerce göçmen Kenya'ya sığınıyor. Anne ve bebeği de onlar arasında. Kenya'da Somali sınırından 20 kilometre içerdeki aktarma merkezinde kendisi ve çocuğu için kayıt yaptırmış. O her ikisi için son derece değerli göçmen sağlık karnesini plastik bir koruyucunun içine koymuş. Önemli bir aşamayı halletmiş. Ama kuşkusuz zorluklar bitmemiş. 'O' an çeşitli unsurlarıyla bunu bilir gibi... Umudundaki zayıflığı yansıtan eli ve kucağındaki bebeğinin yüzündeki özet... Belli ki bebek, uykuya dalmadan çok kısa bir süre önce ağlamış. Böylece 'o' an, göçmenlikte geçecek günlerin özet falını da kayda geçirmiş. Kırık, seyrek huzur ve ağır, kalıcı gözyaşı.
Kuşlar arasındaki dayanışmanın bir örneği gibi duruyor ama hiç de öyle değil. Britanya krallarından II. Charles 17'inci yüzyılda halkına ülkede pek görülmeyen su kuşlarını tanıtmak için Londra'daki St. James Parkı'na bir su yolu yaptırıp pelikanlar getirtmiş. Yapma su yolunda fazla balık yakalayamadıklarından olsa gerek bu aç gözlü su kuşları gagalarındaki kepçeleri dolduracak yeni bir yiyecek bulmuş. Güvercin... Yüzyıllar içinde pelikanlar bu işi öğrenmiş ama oralarda dolaşan güvercinler genetik olarak bu tehdidi bir türlü beyinlerine nakşedememiş. Güvercin yakalanmış, çok kısa bir süre sonra gaga kapanacak ve pelikan, güvercini torbasının içinde başaşağı çevirerek sallaya sallaya yutacak. 'O' anda ışık bile tedirgin ama ne yapsın? Güvercin başına gelecekleri bilmediğinden donup kalmış
Tanrıya değil, gıda yardımı dağıtan bir askeri helikoptere uzanmış bu bakışlar ve eller. Endonezya�da Banda Açe�de, tsunami öncesinin pirinç tarlaları bataklığa dönüşmüş. Tepeden tırnağa çamura bulanmış çocukların vücut dilleri ve bakışları, bir başka atmosfer de oluşturuyor. Çocuklar adeta, araçlarıyla oraya inmekte olan uzaylıları bekliyor. Birkaç şişe su bulmuşlar, biraz da yiyecek olsa, bataklık haline gelmiş bu ülkenin gelecek nesilleri bir gün daha çamurun üstünde kalabilmeyi başaracaklar. Ya yarın? Yarın bu bataklıktan kurtulabilmeleri o anda olduğu gibi dünyanın dört bir yanından gidecek yardımlara bağlı. Üstelik tabiatın acımasız kuralı bir ayrıntıyla o anda da işliyor. Güçlü olanlar öne çıkıyor, güçsüz ya da küçük olansa geride kalıyor. Elinde suyuyla küçük çocuk, yardım alabilmek için geride çamurla boğuşuyor.
O" anda bize göre, berideki önündekinin sırtına elini koymasaydı bu iyi bir haber fotoğrafı olmayacaktı... Ulltra radikal Yahudi müritleri, Mussar öğretisinin liderlerinden Sholomo Wolbe'nin Kudüs'teki cenaze törenini seyrediyor... Ve giysileri nedeniyle neredeyse hepsi birbirinin aynıymış gibi görünenlerin oluşturduğu siyahlığın içinden uzanan bir el, derin bir tutuculukla aynı öğretiyi takip edenlerin aslında birbirinden farklı insanlar olduklarını gösteriyor...
Japonya'daki ünlü Fuji yanardağı'na ilk karın düşmesinin şerefine gün batımında helikopterden çekilmiş bir fotoğraf. Ashai Shimbunm gazetesi'nden Foto-muhabir Yoshiro Yasutomi kimbilir kaç kare çekti ama 'o' anı da yakaladı. Fuji'yi ve ufuktaki gölgesini... Ya da başka bir deyişle Fuji'nin batan güneşle birlikte ufka ve bulutlara gölgesini düşürerek yaptığı o saklı gösteriyi.
__________________ Hayat Bu İşte! Kanatlanıp Gitmek Dururken..
Dört Duvar İçinde Hapsolursun..
Yaşamak İçin Bir Neden Ararken..
Ölmek İçin Bulursun.. ..derin.. üf..
|
| |