
Foto-muhabir Anish Swarup 'o' anı yakından çekebilirdi. O zaman karanlığın derininde ama duyguları ışıkla yarenlik eden adamın ne yaptığı anlaşılabilirdi. Afganistan burası. Britanya Ordusu'nun Kajaki Üssü'nde kraliyet piyadesi'ne mensup bir asker, ailesinin christmas için gönderdiği ama ancak 11 Ocak günü eline geçen hediye paketini açıyor. Hasılı 'o' an bu uzaklıktan ve açıdan çekilince açıklama istiyor. Ama biri ne olduğunu söyleyince 'o' an anlatmaya başlıyor. Askerin yalnızlığını, ailesinden armağan almasının yarattığı hüzünle karışık sevinç duygusunu ve bakanların ürettiği diğer düşünceleri.

İngiltere'de şiddetli yağışlar bazı bölgelerde sellere yolaçtı. Bu elverişsiz hava koşulları başkent Londra'dan da geçti. AP foto-muhabir Cathal Mcnaughton yağıştan sonra iyi bir gözün görmesini bekleyen estetik sürprizlerden birini kayda aldı. Parlamentonun oralardaki ünlü saat kulesi şiddetli yağışın ardından oluşan su birikintisine yansıyordu. Biri de su birikintisinin üzerinden atlarken, pek çok gözlerden ırak bu 'o' an oluşuyordu.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Atlanta kenti'nde yerel sanatçı Michael Colley yeni bir inşaatın duvarını boyuyor. Başarılı bir çalışma. Resim kendisiyle o kadar uğraşılmasına rağmen ne kadar da dalgın görünüyor.

Kanada... Ülkenin batı sahilinde şiddetli kar yağışı ve soğuk hava dalgasının ardından bir kız çocuğu babasının yaptığı kardan adama bakıyor. Kardan adam çalışmasının pek başarılı olduğu söylenemez ama çocukla boyu aynı olunca 'o' an bize. Buraya karşılıklı bir iletişimin duyulmayan sesini yolluyor. Şemsiye yüzünü kapadığı için göremiyoruz. Kimbilir belki de çocuk kardan adamla konuşuyor.

Çin'in en kuzey'indeki Heilonjiang Bölgesi'nin başkenti Harbin'deki, dünyanın en büyük kar ve buz festivallerinden biri... Bu etkinlik, -35 derece sıcaklığa rağmen çok sayıda turist çekiyor. Buzdan dev yapılar inşa edilip aydınlatılıyor. Rüya gibi bir ortam yaratılıyor. Ap foto'dan Elizabeth Dalziel ışıklandırılmış buzdan yapıları ve ziyaretçileri bir buz kütlesinin arkasından çekince ''rüya gibi'' tanımının ''gibi'' sini eritiyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas Eyaleti'nde her yıl geleneksel olarak yapılan binicilik yarışlarından önce bir görevli atlar ve binicilerinin sahaya çıkmaları için bariyerleri ayarlıyor. Elbette dışardan, konkurhipik sahasından büyük bir iştahla içeriye hücüm eden güneş ışığı. Ama 'o' an sahadaki ve tribünlerdeki heyecan ve gerilimin içeriye dökülüşünü de anlatıyor. 
İsmail Cem, 1973 yılında çektiği bu fotoğraf için, şöyle diyor: ''Londra'da bir parka yaşlı bir adam serçeleri avucunda besliyordu. ‘Emekli bir memur olmalı’ diye düşünmüştüm... Yalnız bir insan, besbelli, serçelerin dostluğuyla günlerini dolduruyor.''

‘Yeni kentliler’ adını vermişti Cem bu fotoğrafa... Açıklamasını ve yorumunu da Almanya'da sergisi açıldığında anlatmıştı.

Cem, bu fotoğraf için; ''Bir ara Arnavutköy'ün eski evlerini resimlemiştim. Penceredeki bu yaşlı kadın, geçmiş günlere bakıyordu sanki'' diyor.

‘Dua’ adlı fotoğraf... İsmail Cem’in en çok sevdiği fotoğrafları arasında yer alıyor. Öyle ki fotoğraftaki yazıyı ayrıca büyütüp evine asmış. Bursa Ulucami....1979 yılında çekmiş ve şu notu düşmüş: ''Ulucami'nin içindeki renk uyumları ve ışıklar fotoğraf açısından olağanüstü güzelliktedir. Yaşlılar bu mekana insan boyutunu getiriyor.''

Almanya'da açılan sergisinde bu fotoğraf da yer almıştı. Ve kendisiyle yapılan röportajda açıklamıştı...

İsmail Cem'in ‘Mevsimler’ adlı albümünü inceleyen sunucu, çok sayıda sonbahar fotoğrafı çektiğini ve albümüne koyduğunu saptadı. Boşuna olmasa gerekti. Sonra yaşamı boyunca yüzünden taşan gülümser hüznünü gözünün önüne getirdi. Kendi hüznüyle yarenlik ettiği için mi acaba sonbaharı sevmekteydi? Ankara'da 1997 yılında çektiği bir fotoğraf... Kendisi yorum yapmamıştı. Zaten bunu sunucu yorumlamak istedi. Çünkü bu 'o' anda, sonbaharın göçüp gitmeye hazır umut kırıklığına inat bir yaşama çabasını fotoğraflamıştı. Malum, İsmail Cem’in hastalığına teşhis konulduğunda pek umut yoktu. Doktorlar fazla yaşamayacağını düşünmüştü. Cem bir yıl daha hayatta kalmayı başarmıştı. İsmail Cem, hekimlerin sonbahardan kışa hızlı geçiş öngörüsünden, yaşama azmi filizlendirmişti.