Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl, yılın transferini Beşiktaş’ın yaptığını söyledi!
Beşiktaş, kırmızı-siyahlı ekibin genç oyuncusu İsmail Köybaşı’nı 6.5 milyon avro para ve üstüne de 2 oyuncu vererek aldı. MFÖ’nün şarkısı ister istemez çınlıyor kulaklarda: ‘Sen neymişsin be abi!’ Lakin İbrahim Kızıl’ın dilinde ise şu günlerde MFÖ’nün değil, ‘Antep’in hamamları” türküsü vardır...
Elbette Kabahat İsmail’in değil. Süleyman Seba’nın kendi ipini çektiği an 1998’de Ayhan Akman’a verdiği 8 milyon dolardı.
Beşiktaş’ın başında o vakitler John Benjamin Toshack vardı. Hani şu Nihat’ı İspanya’ya götürüp Beşiktaş’a 5 milyon dolar kazandıran Toshack, belki de bir nebze olsun vicdanını rahatlatmak istemiştir, ne dersiniz!...
1998’e kadar transfer politikasında kılı kırk yaran Seba, camiadan gelen baskıların da etkisiyle “şaşalı bir transfer” yapmak zorunda kalmıştı. Doping yaptığı gerekçesiyle 6 aylık ceza alan Ayhan Akman, dönemin transfer rekoruyla Beşiktaş’a gelmişti. Akman, Beşiktaş’a gelerek babasının vasiyetini de yerine getirdiğini söylemişti. Hani kendisine kalsa Beşiktaş’ı seçmeyecekmiş gibi bir hava vermişti o zaman.
Ayhan’ın Beşiktaşlı günleri pek parlak olmadı. 8 milyon doların altında ezildiği yazıldı çizildi yıllarca.
“Bekleneni bir türlü veremeyen” Ayhan, Emre ve Ahmet Yıldırım’a karşılık Galatasaray’a verildi 100. yılın arefesinde. Transfer rekoru kırılarak alınan Ayhan, takasta kullanılmıştı yani! Ayhan, Galatasaray formasıyla Beşiktaş’a karşı oynadığı her maçta bir gerilim yarattı. Beşiktaş tribünüyle karşılıklı olarak “didiştiler.” Aslında 8 milyon doların altında her iki taraf da ezilmişti...
Beşiktaş’ın transferde kapısını en sık çaldığı kulüplerin başında Gaziantep gelir. Ayhan hariç, genelde Beşiktaş Antep’ten aldığı futbolculardan fayda sağlamıştır.
Bakınız İbrahim Üzülmez ve İbrahim Toraman... Bu iki oyuncu da geçen sezonun başında “terlik kavgası” yaparak az daha şu “genel” dediğim kaideyi bozacaktı ama neyseki “büyüklerimiz” denilen yöneticiler affetti onları!
Galatasaray’a elini kolunu sallayarak giden Gökhan Zan da Antep’te kiralık oynayarak pişmişti. İsmail Köybaşı’nın yetenekleri konusunda bir tereddüte sahip değilim ancak bu yeteneklerin üstüne daha fazlasını koyup, siyah-beyazlı kulüpte büyük bir yıldız olacağı konusunda şüphelerim çok.
Bunun da temel nedeni İsmail değil, Beşiktaş. Daha düne kadar büyük paralarla alınan kaç genç takaslarda harcandı. İsmail için Gaziantep’e verilen Serdar Kurtuluş, iki sene önce Milli Takım’a yükselmişti. Hem göbekte hem de sağ kanatta mükemmele yakın bir performans göstermişti. Sonra yaşadığı sakatlık ve devamında hocanın da biraz mesafeli davranması nedeniyle vasat bir oyuncuya döndü...
Öncesinde Altay’dan büyük umutlarla alınan İbrahim Akın ve ondan sonra Antalyaspor’dan gelen Burak Yılmaz ve daha niceleri büyük yıldız adayı olarak alındı ama hiçbirinden bir fayda sağlanamadı...
Serdar Özkan’ı da bu tablonun bonusu olarak vereyim!...
Yani yanarım yanarım İsmail Köybaşı’na yanarım. Mukavelesini “pragmatik nedenlerle” sadece “1 yıllık” yapan; hatta bir kağıda imza atmayı bile zul gören Denizli’nin başarıya “kısa yollarla” (olgun futbolcular) ulaşmak istediği bilinen bir gerçek.
Futbol ömürlerinin son vagonunda seyahat eden “emektar” Yusuflar ve İbrahim Üzülmezler onun için çok daha kıymetli.
Bakın daha reşit olmayan Batuhan Karadeniz’in “çocukluk hareketleri”ne bile hiç tahammül etmedi Denizli. Hoca “çoluk çocuğun kaprisiyle uğraşacak halim yok” diyor hani.
Ancak bu “velet”in adı Batista olsaydı, her türlü kaprisi sineye çekilir ve 20 milyon avro bonservis de ödenerek alınırdı.
Hoş “geleceğin takımını kuruyorum, gençlere önem veriyorum” diyen hocalardan da pek fazla bir şey görmedik ya, neyse...
Beşiktaş, çok para harcadığı halde önümüzdeki sezon başarıya ulaşamazsa üzülmesin. Hiç değilse bir futbolcuya ödediği parayla koca bir kentin takımının; Gaziantepspor’un bir sezonunu kurtardı...
Kenan Başaran