Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19-08-2006, 15:54   #2
Barisozgur
 
Barisozgur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Müslüman çocuğu Tigana18.08.2006
Fransız hoca, dünyada gittikçe tırmanan ırkçılıktan, sözde Ermeni soykırımı iddialarına, kölelikten fakirliğe kadar her konuda fikirlerini anlattı. Türkiye fotoğrafını çekerken de sevgisini büyük bir içtenlikle açıkladı
Güven ve saygı

Türkiye'ye geldiği günden bu yana Fransız hocayla söyleşi yapmak için çalmadık kapı bırakmadık. Tüm girişimlerimiz 'Hiç kimseye ayrıcalık tanımam' sözleriyle geri döndü. Ama söyleşi orucunu da yine Milliyet için bozdu.
Aslında bu buluşmanın ilginç bir hikayesi de var. Süper Kupa maçı öncesi Tigana, Frankfurt'ta takımı izleyen gazetecilere dostluk yemeği vermişti. Bu yemekte Fransız hocanın, 'İçinizden bir arkadaşınızla röportaj yapmaya karar verdim. Ama kim olduğunu kendisi dahi bilmiyor' sözleri uzun süre merak konusu oldu. O gazeteci bendim.
Tigana'nın Milliyet'i tercih etmesi o günün olayı değildi. Bunda kuşkusuz karşılıklı 'saygı' ve de 'güven' unsurları da ön plana çıkıyordu. Tigana ile yaptığımız sohbetlerde, kayıt dışı konuşmalarımız olmuş, ama hiçbirini sayfalarımıza yansıtmamıştık.
Bu röportaj üç saat sürdü... Tigana'nın son sözü ise ilginçti:
"Biliyorum, bu söyleşiden sonra çok düşman kazanacağım"... BM

Jean Tigana... 03.11.2005'te Sevilla maçıyla işbaşı yaptı, Beşiktaş'ı UEFA'ya, son olarak da Süper Kupa'yı müzeye taşıdı. Sözleşmesini iki yıl uzattı, bu süreye 'şampiyonluk' kupası sığdırmanın hesapları içinde.
İki gün sürecek söyleşide Tigana ile futbolu ikinci plana ittik, sosyal hayatı, yaşama, insanlara ve de siyasete bakışını masaya yatırdık.
Dünyada tırmanan ırkçılığı, sözde Ermeni soykırımı iddialarını, kölelik, fakirlik ve yardımseverliği konuştuk. Onun ve arkadaşlarının gözünden Türkiye fotoğrafını gözlemledik. Özel dünyasını açtı bize...
Baba Malili müslüman, anne Fransız. Kendisi Protestan... Çocukluk yılları fakirlikle geçmiş... Mali'deki fakir-fukaraya yardım ederek, elinde-avucunda ne varsa bu ülke için harcıyor. Gemilerle ilaç, yiyecek, giyecek taşıyor Mali'ye. Tatilini bu ülkedeki yardım kuruluşlarında geçiriyor. İşte röportajın ilk bölümünü, Tigana'nın insani çırpınışlarına ayırdık.

"Irkçılık çok tehlikeli"
Tigana'ya dünyada tırmanan ve Fransa'nın çanak tuttuğu 'ırkçılık' sorusunu yönelttik. Yanıtladı.
"Fransa'da top oynarken ne saha içinde, ne saha dışında sıkıntı çekmedim, ırkçılıkla ilgili bir konuya hedef olmadım. Milli Takım düzeyinde sorun yaşadım, ama bu sorunu yaratan da ırkçı biri değildi. Kişisel olarak ırkçılık olayına farklı bakıyorum. Bunu yapanlar, menfaatlerine ters geldiği için yapıyorlar. Türkçe anlamıyorum, ülkenizi ırkçılık anlamında bilemiyorum. Irkçılığı özellikle İspanya'da görüyoruz. Fransa ve İngiltere'de çok az. İtalya'da da var".
Futbol oynadığı dönemlerde Türkiye'ye geldiğini ve maçlar yaptığını anımsatan Tigana, "Türkiye'ye yabancı değilim. Bodrum'da arkadaşımın teknesi vardı, oraya sık sık giderdim. Bana karşı oynayanlar, şimdi antrenörler, 'Seni nasıl yendik' diyorlar. Hoş ve tatlı bir anı" diyor.


İnsanlar sokaklara döküldü"
Tigana'ya sözde Ermeni soykırım iddialarını hatırlatıyoruz... Fransız çalıştırıcı anlatıyor:
"Tüm topluluklar, tarihi kendi geçmişine göre adapte etmek istiyor. Çok hassas bir konu. Biz ya da çocuklarımız doğarken sırtında küfe yoktu ki, dünyaya bir şeyler getirelim. Geçmişte olanları bugünlere taşımak çok yanlış".
Fransız hoca, ülkesindeki kolonileşme olayını hatırlatıyor:
"Kolonileşme olaylarını tarihte okuyoruz. Milyonlarca insan teknelerle değişik ülkelere taşındılar. Fransa ya da Amerika'ya teknelerle gidenler yollarda öldü. Ne oldu? Devamında binlerce insan sokağa döküldü, kolonileşmeye karşı ayağa kalktı. Bakanlık bu kanunu geri çekmek zorunda kaldı. Niye? Tarih kitaplarına girmesin diye. Ne demek kölelik. Bunların yaşanmasına hiç gerek yoktu".
Gece Yarısı Ekspresi filmini izleyip, izlemediğini soruyoruz Tigana'ya... Fransız hoca yanıtlıyor:
"Evet, izledim. Filmle, Türkiye'nin uzaktan yakından ilgisi yok. Avukat arkadaşlarım geldiler, iki hafta önce. Hatta doktorlar da var. Yeniden gelmek istiyorlar. Neden mi? Çünkü Türkiye'ye aşık olup dönüyorlar da ondan... Bir arkadaşımın eşi ve kızı geldi İstanbul'a misafirim olarak. Onlar da bana Gece Yarısı Ekspresi'nden söz ettiler. Ancak bende hiçbir etki yaratmadı o film. Sonuçta gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığını biliyorum. Ama o film insanları o kadar etkilemiş ki hâlâ ondan söz edebiliyorlar. Ben ülkenizi tanıyordum, şimdi burada yaşıyorum ve ben de aşık oldum".

"Samimiyet kokuyor"
Türk insanlarının kibar, sevecen ve aşırı ölçüde misafirperver olduğunu belirten Tigana'nın, bir restaurantta başına gelen olayı anlatırken, müthiş keyif alması dikkatimizi çekti:
"Yolda yürürken, inanılmaz bir sevgi ve saygı görüyorum. Her ülkenin iyi ve de kötü insanları vardır. Buradaki karşılama daha sıcak, modern ve de en önemlisi buram buram samimiyet kokuyor. Genelde hiçbir insana karşı önyargılı olmam. Gittiğim her ülkede kendi fikrimi kendi yarattım. Etki altında kalmadım. Bir kere buraya gelirken hiç kimseye sormadım. Elbette arkadaşlarım bana 'Gitme, ne yapacaksın orada' dediler. Ama şimdi doğru karar vermenin mutluluğunu yaşıyorum".
Boğaz'da bir restaurantta arkadaşlarıyla yemeğe gittiğini anımsatan Tigana, "Türklerin birçok yanı hoşuma gidiyor. Özellikle oyuncularımın her an için göreve hazır olmaları ve ağzımdan çıkacak sözleri beklemeleri. İkilemeden yapıyorlar. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle insanlarla fazla haşır-neşir olamıyorum. Ama başıma bir olay geldi ki, anlatamam. Müthiş etkilendim. Arkadaşlarımla yemeğe gittim. Yemek bitiminde hesap istedim, garson 'Hesabınız ödendi' dedi. Şaşırdım. Düşünebiliyor musunuz ? Hesabı ödeme şansım bile yok. Hesabı ödeyenin bir Beşiktaş hayranı olduğunu söylediler. Kendisine teşekkür etmek istedim, başaramadım. İşte, Türk insanının en iyi özeti de bu" ifadelerini kullanıyor.

Solcu da var, sağcı da
Tigana ile çocukluk dönemine uzandık, politikayı konuştuk, sağcı mı, solcu mu, yoksa liberal mi olduğunu sorduk. Politikayı fazla sevmediğini söyledi, devam etti:
"On kardeşiz, altı erkek, dört kız... Ağabeyimi kaybettim. Üst düzeyde futbol oynayan aileden tek ben çıktım. Çok fakirdik, buna karşın hepimiz okuduk. Aşırı sağcı değilim, seçimlerde de sağcı partiye oy vermedim diyebilirim. Benim ailemde sağcı da vardı, solcu da. Babam De Gaule'cüydü. Ben insanlara inanıyorum, insanları seviyorum. Sağcı da olsa, solcu da fark etmez. Hümanistim".
Tigana, sözü döndürüp, sık sık Mali'deki yardım derneğine getiriyor. Futbolu bıraktıktan sonra yaşamını fakirlere adayacağını da kaydeden Fransız hoca, bu konuda da ilginç mesajlar veriyor:
"Gelecekte sadece hayırsever kurumlarında çalışacağım. Oradaki insanları mutlu ettiğim zaman dünyalar benim oluyor. Fransa'da da fakirler var. Orada da insanlara yardım ediyorum. Mali'deki evimizde tuvaletimiz bile yoktu. Ben kimseden bir şey beklemiyorum. Ama yardım etmek isteyen olursa, projelerle gelirlerse yaparım. Çok arkadaşım var, onları oraya götürüyorum, bu virüsü enjekte etmeye çalışıyorum. Zaten bu virüsü kaptıkları anda Mali'siz yapamıyorlar, boş kaldıkları anda, hatta tatillerini bile orada insanlara yardım ederek geçiriyorlar".

'Cezayir değilsiniz'

"Söyleyebileceğim bir gerçek var ki, o da Türkiye'nin, Avrupa'ya çok kötü reklamı yapıldığıdır. Arkadaşlarım ziyaretime geliyor sık sık. Burayı tanıdıktan sonra gözlerine inanamıyorlar. Çünkü Fransa'da duydukları Türkiye ile uzaktan yakından ilgisi yok. Modern hayatın tam tersi imajı çiziliyor Fransa'da. Türkiye'nin bir Fas, bir Tunus, bir Cezayir olduğu anlatılıyor. Ama Türkiye hiçbirisine benzemiyor. Burası asla bir Cezayir değil"

'Atatürk büyük lider'

"Atatürk'ün Türkiye için çok önemli bir lider olduğunu biliyorum, onunla ilgili tüm yayınları okudum diyebilirim. Büyük lider olduğunu bırakın beni, tüm dünya biliyor. 1923'te ülkenizi kurdu. Cumhuriyeti kurdu. Türkiye'ye çok şey verdiğine eminim"

Kürdan tiryakisi

"Kürdan sayesinde sigarayı bıraktım. O olmasaydı şu anda sanırım en büyük sigara tiryakisi ben olurdum. Hiç kürdan kazası geçirmedim. Hele hele diş etlerimden hiçbir şikayetim yok. Niye, kürdan sayesinde. Kürdan benim yaşam biçimim adeta. Hatta onunla uyuduğum zamanlar bile oluyor".

'Şaraplarınız güzel'

Tigana'nın futbolun dışında diğer bir işi de şarapcılık. Üzüm bağları ve mahzenleri var.
"İşi bilen bir adam değilim. Yirmi yıldır üzüm bağları ve mahsenlerim var. Kardeşim bu anlamda çok iyi bir profesyonel. Türkiye'de de iyi ürünler var. Beyaz şarapı tatmadım, ama kırmızı şaraplarınız güzel. Marka vermek yanlış olur".

'Bütün dinlere ve kültürlere saygılıyım'

Kurban bayramlarını hatırlatıyoruz Tigana'ya... Babasının müslüman olduğunu yineleyen Tigana, "Mali bir Müslüman ülkesi. Elbette kurban kesilirken gördüm. Ancak bütün kültürlere, dinlere saygılıyım ve açığım.
Bunu da çok gezmeye borçluyum" diyor.

Jean Tigana kimdir ?

23 Haziran 1955'te doğdu. 1975-78 Toulon, 78-81 Lyon, 81-89 Bordeaux, 89-91 Marsilya'da forma giydi. Bordeaux'da 6 Fransa Şampiyonluğu, 2 Fransa Kupası sevincini yaşadı. 1993-95 arasında Lyon'u ikinci yaptı. 1995-99 arasında Monaco'yu ikinci sezonunda lig şampiyonluğuna ulaştırdı. UEFA Kupası'nda ve Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale çıkarttı. 2000'de başına geçtiği Fulham'ı Premier Lig'e çıkardı. Nisan 2003'te görevi bıraktı.
(Milliyet)
Barisozgur Ofline