Çifte şampiyon Beşiktaş, ezeli rakiplerinin aksine bu sene farklı bir hazırlık kampı programı uyguladı. Hazırlıklarının büyük bölümünü Ümraniye’de yapan Kara Kartallar, daha sonra da Barış Kupası için İspanya’nın yolunu tuttu. İspanya’da çok güzel bir ortamda çalışan Beşiktaş, Lyon ve Porto gibi önemli takımlarla hazırlık maçı oynadı. Futbolcuları incelemeye başlamadan önce yeniler ile eskilerin uyum içinde çalıştığını ve özellikle de tecrübeli oyuncuların kampta yıldızlaştığını söyleyebiliriz. İşte yeni sezon öncesinde Kara Kartallar...
Rüştü Reçber: Yıllanmış şarap gibi Rüştü... Daha sezon başı olmasına rağmen, tecrübeli file bekçisi formda isimlerin başında geliyor.
Kalesinde güven veriyor, savunmayı organize ediyor.
Hakan Arıkan: Çok iyi başladı, belindeki rahatsızlığına rağmen, formunu korumasını bildi.
Erhan Güven: Ankaraspor’dan transfer edilen genç futbolcu hırslıydı. Ekrem Dağ ile İbrahim Toraman’ın yokluğunda savunmanın sağında Erhan altenatifsizdi. Ancak bu yükü henüz kaldırabilecek düzeyde değildi.
Sivok: Çek futbolcu, savunmanın ortasında Ferrari ile birlikte görev yaptı. Sonunda uyum sorununu aştı!
Matteo Ferrari: Transfer edildiği ilk günlerde yabancı gibiydi. Her geçen gün açılmaya başladı. Çok net ve risk almadan oynuyor.
İsmail Köybaşı: Yetenekleri müthiş, tecrübesi eksik... Bunu da çalışıp, oynayarak geliştirecek. Gelecek için ümit veriyor. Genç olmasına rağmen ilk 11’in değişmezlerinden olabilir.
Serdar Özkan: Yetenekleri belli. Beşiktaş’ın altyapısından yetişen Serdar Özkan, çok istekli olmasına rağmen kapasitesinin gerisinde kaldı.
Uğur İnceman: Mustafa Denizli hazırlık maçlarında Uğur’a şans tanıdı. Ancak Uğur bir türlü istikrar yakalayamadı. Yakaladığı fırsatları kötü kullandığını söyleyebiliriz.
Filip Holosko: Çok fazla efor sarfediyor, canını dişine takıp mücadele ediyor. Ancak bunu 90 dakikaya orantılı olarak yayması için zamana ihtiyacı olduğu kesin.
Michael Fink: Takıma henüz ayak uyduramadığı ortada. Fink’in antrenmanlardaki performansına ise söyleyecek söz yok. Alman futbolcu gerçekten çok iyi çalışıyor.
Fabian Ernst: Geçen seneki şampiyonlukta büyük pay sahibi olan Alman futbolcu, geçirdiği sakatlıkla sarsıldı. Ama Ernst’in klası ortada.
Rodrigo Tello: Ücretiyle ilgili sıkıntılar yaşadı, yapılan görüşmelerde sorunları giderildi. Bu kez de sakatlık araya girdi. Şilili toparlayacak güce ve yeteneğe sahip...
Yusuf Şimşek: Takım arkadaşları tarafından ‘Usta’ lakabıyla çağrılan tecrübeli oyuncu ayak bileğinden sakatlandı. İspanya kampını izledikten sonra şu görüşe sahip olmamak elde değil: Bu sene çok farklı bir Yusuf izleyeceğiz...
Erkan Zengin: Geçen yılın devre arasında transfer edilen, ancak fazla şans bulamayan gurbetçi oyuncu büyük çıkış yakaladı. Bu sene ilk 11’i zorlayacak isimlerin başında geliyor.
Nihat Kahveci: Kampa geç katıldı, ancak Siyah-Beyazlı formayı giyip sahaya çıktığında lider olarak geri döndüğünü gösterdi. İspanya ve milli takımda edindiği birikimlerini arkadaşlarıyla her fırsatta paylaşıyor.
Bobo: Transfer görüşmeleri, aklını başından almış. Başkan’ın yaptığı uyarıdan sonra yavaş yavaş toparlanmaya başladı. Porto maçında iyiydi.
Mert Nobre: Yapılan tüm testlerden 1 numara olarak çıktı. Kafası yerinde, performansı üst seviyede. Moralli de... Nobre için ne yazsak az!
Sakat oyuncular: İbrahim Üzülmez, Ekrem Dağ ve İbrahim Toraman, sakatlıkları nedeniyle takımdan ayrı kaldılar. Ortaya çıkan ortak düşünce şu: Üç futbolcunun da yeri çok başka. Onlar da bu özlemi en kısa sürede gidereceklerdir...
..Ve gizli kahramanlar
Her zaman olduğu gibi teknik heyet ve
oyuncular doğal olarak öne çıkıyor. Ancak perde arkasında onlara hizmet eden sağlık ekibi, medya departmanı, malzemeciler, takımın aşçıları ve her an ekiple birlikte yatıp kalkan yöneticlier Nedim Sarsmaz ile Şeref Yalçın vardı. Başarılı kamp döneminden dolayı herkesi kutluyoruz.
Teknik Direktör Mustafa Denizli
Hoca herkes ile barışık olmaya çalışıyor. Oyuncularını saha içinde olduğu kadar, dışında da gözlem altında tutuyor, en ufak sorunda devreye giriyor. Ancak sıkıntılı bir hali var, biraz da sinirli. Bunun da bize yansıyan yönü şu; futbolcular henüz seviyelerini yüzde 50’ye bile çıkaramadılar ve genellikle bu noktaya ulaşmak ağır oluyor. Bu duruma bir de transferde yaşanan belirsizlik ile Delgado’nun tutarsızlığı eklenince, Denizli çok bunalıyor. Büyük tecrübe sahibi olan Denizli’nin havasını da hesaba katarsak, bunları çok rahat aşacağını düşünüyoruz. Denizli ısrarla istediği ‘10.5 numara’yı dört gözle bekliyor.