[_Blackseagless_]

Merhabalar.

Süper Kumpas... Aman pardon Süper Lig başladı.

Gerçekleri perdelyen gölge oyunları.

Gölgeyi yansıtan hayal perdesi.

Top çizgiyi geçerse alkışı kaptın, geçmezse yandın.

Oyuna hazır mısınız?

İster cambaza bakın, ister bana bakın.

Ben bu oyunun ustasıyım.

Hergün burada yazacağım, takip edin.

Gazetede okuyacağınız şeyler yazmayacağım.

Okuduklarınızı aklınızın bir köşesine yazın.

Kendi kararınızı kendiniz verin.

Benle tartışmayın

* * * * *

Beşiktaş için çok tatsız bir atmosfer var.

Kronolojik olarak sıralayayım.

Önce federasyon tarafından alınan sırt reklamı kararı.

Arkasından Beşiktaş`ın sponsorlar tarafından bu "peşkeş" desteğinin dışında bırakılması.

Sonra yeni yayın ihalesi ile ilgili pazarlıkların başlaması.

Anlaşılan masa altından alınacak "extra" bir paranın varlığı.

Beşiktaş`ın yayıncı kuruluşlar tarafından bunun da dışında kalacağı inancı.

Özetle...

Şampiyonlar Ligi gelirimizi eşitlediler.

Malum ,sponsorlar ve yayıncılar genellikle ligi dördüncü veya beşinci bitiren takımları seçerler.

Dünyada uygulama böyleymiş anlaşılan.

Peki öyle olsun, ona da varız.

Yetmiyor,

Toroğlu`nun maç sonrası tavrından anladığım, yüz metre yarışta 30 metre avans talebi de var.

Gördüğüm manzara bu.

* * * * *

Peki yaz boyunca Beşiktaş olarak ne yaptık??

İki ay önce çifte kupa ve ezeli rakiplerine 10`ar puan fark atmış takıma katkı yapabildik mi?

Kolay iş değildir bu iş.

Hayali playstation takımı kurmakla gerçek şampiyon takımı güzelleştirmek farklı işlerdir.

Bir tanesi kağıt üzerindedir öbürü kanlı canlı şampiyon isimlerlerdir çünkü.

Kocaeli`de şampiyonluk golünü atmış olan Zapo`ya git demek kolay mıdır?

Serdar`a, Cisse`ye git demek kolay mıdır?

Adam çifte şampiyon olmuş yahu, daha ne yapsın?

Öyle adamlar alacaksın ki hem şampiyon adamlardan iyi olacak hem de gerçek olacak.

Hayal değil, ümit değil, beklenti değil, yalan marka değil.

Katkısı ve sürekliliği olacak adamlar.

Zor bir iştir.

* * * * *

4 tane üst düzey maç izledik.

Lyon,Porto,FB ve İBB

Fink mi daha iyi yoksa Cisse mi?

Bence Fink.

Hem daha genç, hem daha aç, hem daha ucuz.

Zapo mu daha iyi yoksa Ferrari mi?

Bence Ferrari.

Belki çok daha pahalı, ama beni bağlamaz, ben mi vereceğim parasını?

Peki İsmail Köybaşı bu takımda oynar mı?

Bence hem bu takımda oynar hem de milli takımda oynar.

O zaman temel Aristo mantığında bu takım geriye gitmiş olamaz.

Çünkü geriye kalan bütün adamlar yerlerinde duruyor.

Nihat konusu hassas, bunu az bir zaman sonrasında değerlendireceğim.

* * * * *

Gelelim saha içindeki gerçek duruma.

Lyon ve Porto takımları UEFA sıralamasına göre dünyanın ilk 20`sinde olan iki takım.

Oynanan oyun son derece gerçekçi, skorlar son derece ümit verici.

FB Süper Kupa maçı.

Normal şartlarda 4-0 Beşiktaş`ın leyhine sonuçlanması gereken, henüz 2. Dakikada bitmiş olan bir maç.

İBB lig maçı, bu yazının asıl konusu.

2 tane Holosko, 2 tane Nobre, 1 tane Ernst, 1 tane Nihat kaçırmış.

1 top çizgiden dönmüş, 1 penaltı verilmemiş

Yeni transfer "düz oyuncu" 20 metreden gol yapıştırmış.

Bir hesaba 4-5 olabilecek bir maç.

Adamların ise tek pozisyonu gol olmuş.

Araya kaçan İbrahim Akın`ı Ernst kovalamış, kademesine orta sahadan Yusuf girmiş, Stoper karşısına çıkmış.

Yanlış olan hiç bir şey yok.

Ama adam nefis bir gol atmış, futbolun güzelliği burada.

Aristo mantığıyla saha içinde ki gerçek arasında da bir fark yok.

Sadece top çizgiyi geçmemiş, hepsi bu...

Aynı takımla geçen sezon oynanan maçta pozisyonumuz bile yoktu.

Biz yine yenemedik, kimse yenemedi, hatta hepsi yenildi.

Gerçek bu..

* * * * *

Peki bütün bunları bir tek ben mi görüyorum?

Neden bütün camiada bir karamsarlık havası var?

Neden taraftarlar öfkeli?

Rakiplerin İntertoto ön eleme maçlarında 5 atması mı sebep?

2 tane marka adamın Atatürk havalimanına inmesi mi sebep?

Yoksa iletişim ve idare fakiri Başkan ve 2 yöneticinin gereksiz gazlamaları mı sebep?

Geçiniz bunları beyler ve bayanlar.

Cambaza bakmayın, kumpasa kanmayın.

Futbol sahada oynanır, puanlar tek tek kazanılır.

Beşiktaş aşkı ise takım ve taraftar arasında direk olarak yaşanır.

Yönetim sıkıntılarını sonra sık sık işleyeceğim.

Ancak bu konu taraftarın takımına olan aşkını ilgilendiren bir konu değildir.

Bu kulübün gerçek lideri Mustafa Denizli`dir.

Adam ne yaptığını biliyor, rahat olun.

Ancak önce ilk 12 hafta içerisinde kurulan kumpastan başarıyla çıkmamız lazım.

Bunun için gerekli olan en önemli dinamik sizlerin yaklaşımınızdır.

Quaresma gelmedi, Deco olmadı bende küstüm havasına girerseniz bu kumpas sizi lige bile başlatmaz.

Eğer yine başarılı olmak istiyorsanız önce "arzulu" olacaksınız.

Eğer geçen sezon gibi yine bu kumpasa halka takmak istiyorsanız "konsantre" olacaksınız.

Yani ARZU ve KONSANTRASYON.

Bu sezon Beşiktaş`ın başarısının formülü budur.

Takım, taraftar ve yönetim olarak....

RÜZGAR SAĞNAK / HABER1903




kaynak : Beşiktaş | Haber 1903 - Beşiktaş`ın Kalbi - SÜPER KUMPAS BAŞLADI!!