[Gokhan]

Geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ın yapmakta olduğu seçmeleri izlemek için Fulya'daki derme çatma sahasına gittim.
Her yaş grubundan yüzlerce gencin kendilerini hocalarına beğendirebilmek adına yaptıkları mücadele gerçekten izlemeye değer nitelikte idi. İçlerinden bazıları sanki annelerinden futbolcu olarak doğmuş inanılmayacak yetenekte bir o kadar da güvenliydiler.

Bir ara aklıma bundan önceki seçmeler de beğenilip daha sonra alt yapıda başarıdan başarıya koşan geçler geldi. Hepsi için Beşiktaş’ın geleceği deniliyordu. Kimler yoktu ki...

Bu gençler tüm imkansızlıklara rağmen kendi yaş guruplarının milli takım formalarını giyme noktasına kadar yükselmişler, buna rağmen tek bir Allah’ın kulu sen kimsin, ne yapar, ne yer ne içersin dememiş?

Aslında onların istediği tek şey Beşiktaş’ın A takımını çalıştıran hocalarının üç beş metre uzaklıktaki sahaya gelip kendilerini izlemeleri daha sonra da A takımı formasıyla İnönü Stadında binlerce seyircinin önünde kendilerini tüm ülkeye tanıtmaları idi (Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri A ve paf takımlarının birlikte çalışma yaptıkları yer) Ama ne gezer. Her hoca kolay yolu seçerek,ha babam hazır oyuncu transferi isteyerek kulübün geleceğinin adeta ipotek altına alınmasının yolunu açmışlar.

Bu gün ayni uygulama ve ayni tartışmanın devam ediyor olması aşağıdan gelecek olan gençlerin ümidini kırmakta. Mustafa Denizli iki kupayı birden alarak tarihe geçerken, alt yapıdan iki genci Beşiktaş ve Türk futboluna kazandırması halinde Mustafa Denizli, ismini binlerce gencin kalbine kazıyacaktır.

Adem Yılmaz