Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18-08-2009, 17:55   #1
black_eagles34
adige
 
black_eagles34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Bir Fransız gözüyle 12 Dev Adam

Fransa'da yayın yapan yüksek tirajlı basketbol dergisi "Maxsi Basket" yazarı Florent de Lamberterie, A Milli Takımımızı mercek altına aldı. İşte o incelemenin Türkçeye çevrilmiş hali...

Türk Gibi Güçlü (Fransızca bir deyim)
Geçen Euro2007’in hayal kırıklığı yaratan 11’incisi, Olimpiyat oyunları elemelerinde başarısız olmuş Tanjeviç’in takımının bu seneki versiyonu, geçen senelere oranla daha çok potansiyel sergiliyor. Hidayet Türkoğlu tarafından bulutların tepesine taşınan Türkler, Dünya kupasını bir sene daha kaçırmamalılar.
Bogdan Tanjeviç artık bıkmış olmalı. 1981’de Yugoslavya ile gümüş, 1999’da İtalya ile altın madalyayı almasına rağmen 2004’te dizginlerini eline aldığı Türkiye ile henüz büyük bir turnuvada kürsüye çıkamadı. Japonya’daki son Dünya kupasında 6’ıncılık gibi güzel bir yer elde etmesine rağmen bununla yetinmeyeceği şüphe götürmüyor. 2010’da ev sahipliğini yapacağı Dünya kupasında mücadele etmeden tam bir sene önce Polonya’da düzenlenecek Euro 2009 kendilerini göstermeleri için mükemmel bir fırsat. Her ne kadar görev çok kolay olamasa da, Türkiye Euro 2009 için hazır gözüküyor.
2007 yılından beri Fenerbahçe takımının koçu olan ve bu sayede Türk ligini çok iyi tanıyan Tanjeviç, 10’u son playoff’ların finalistleri Fenerbahçe ve Efes Pilsen’den gelen 17 adamını seçmek için Türk Basketbol Ligi’ni fazlasıyla taradı. Sağlam bir teminat ve ne olursa olsun birbirlerini neredeyse ezbere bilen ve birbirleriyle ya da birbirlerine karşı oynamaya alışmış oyunculara sahip olmanın verdiği güven... Bu duruma en iyi örneklerden biri, Efes’le Türkiye şampiyonu olmuş oyun kurucu üçlüsü Ender Aslan-Kerem Tunçeri-Engin Atsür. Buna karşın takımın iki yıldızı sınırların dışından takıma katılan ‘yabancılar’. Ersan İlyasova, NBA’de hayal kırıklığıyla dolu bir deneyimden sonra Barselona’da iyi bir çıkış yakalayarak, La Liga’da ve Eurolig’de bordo-mavili takımda gittikçe önem kazanan bir yer edinerek Final Four’da kendini gösterdi (10,5 sayı, %40,3 oranında 3’lük ve 7 ribaunt). Hidayet Türkoğlu ise kariyerinin şüphesiz en iyi sezonunu geçirerek, beklenmedik bir biçimde Orlando Magic’i NBA finaline taşıdı. Dolayısıyla bu iki isim büyük bir sezondan çıkıp en iyi şartlar altında turnuvayı göğüsleyebilecek durumdalar. Deneyimli Kerem Gönlüm ve Bekir Yarangüme, atletik Sinan Güler ve Eurocup’ta harikalar yaratan (19,2 sayı %62,5) Cevher Özer’den oluşan Türk takımının 2, 3 ve 4 numaraları ofansif yetenekle tecrübenin karışımını ortaya koyuyor.
Karmaşadaki Dev Adamlar
Ancak pivot mevkiindeki isimler takımın en dikkat çekici öğeleri, zira Tanjeviç 2,08 ila 2,13 metre arasındaki 5 adam arasında seçim yapacak. Muhtemelen hepsi yola çıkmayacak olsa da, boyları dışında ortaya koydukları basket oynama yetenekleri ve genç yaşları ile -29 yaşındaki Fatih Solak hariç- iyi bir gelecek vaat etmeleri seçimi zorlaştırmakta. NBA’ye göz kırpan Semih Erden, ribaunt ‘canavarı’ Ömer Aşık, heybetli fiziğiyle Oğuz Savaş ve Cemal Nalga Eylül'deki takıma seçilmek için mücadele verecekler. Mehmet Okur ve Mirsad Türkcan’ın yokluğuna rağmen bu kadar potansiyel karşısında etkilenmemek mümkün olmuyor.
Sonuç olarak, elemelerden yenilgisiz çıkan Türkiye, -en azından kağıt üstünde- geçen yazdan daha güçlü bir kadroya sahip görünüyor. El altında böyle bir mangayla Tanjeviç bu ekip başında sonunda büyük bir başarı yakalayabilecek mi? Zirve için yoğun bir rekabet yaşanack olmasına rağmen Türkiye, D Grubu'nda Bulgaristan ve Polonya karşısında galibiyete daha yakın. Tanjeviç’e bu fırsatı kaçırmamak kalıyor.
Yugoslavya Örneği
Türkler gelecek dünya kupası için Yugoslavya’yı kendisine örnek almalı. Kresimir Cosic yönetimindeki Yugoslavya 1969’da İtalya’daki Avrupa Şampiyonasında gümüş madalyayı aldıktan sonra, 1970’te kendi ülkelerinde düzenlenen Dünya kupasını almışlardı. Dünya şampiyonasının Yugoslavya’yı izleyen diğer ev sahipleri aynı başarıyı yakalayamadı. 1986’da İspanya, ikinci turda SSCB ve Brezilya tarafından geride bırakılarak turnuvayı 5’inci olarak tamamlamıştı. Bir önceki seneyse Avrupa Şampiyonası’nda İtalya’ya bronz madalyayı kaptırarak 4’üncü olmuştu. 1998’deyse Yunanistan, tıpkı bir önceki yıl Euro97’de Ruslar karşısında bronz madalyayı kaybettiği gibi ABD’nin 3’üncü sırayı ellerinden almasını seyretmişti. Üzerine düşünülmeli... Kaynak: TBF
__________________
İstanbul
black_eagles34 Ofline