Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-08-2009, 08:06   #1
Asi Ruh
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Rıdvan Dilmen : Golcüler uyanmalı

Beşiktaş’ta geçen sene ilk yarı bittiğinde kimsenin ümidi kalmamışken başta Teknik Direktör Mustafa Denizli olmak üzere bütün oyuncular şampiyonluğa motive olmuştu. Tabii ki rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray çok kötüydü. Şampiyonlukta bu çok önemliydi ama Beşiktaş’ın o müthiş temposunu, arzusunu ve konsantrasyonunu bu yıl ilk üç maçta göremedik. Bence kısa sürede toparlanırlar. Bu Denizli’nin yapacağı bir iş. Ancak üretken değiller. Belki pozisyon vermiyorlar ama pozisyona da giremiyorlar. Geçen yılki Ümraniye’den eser yok sanki. Ligin başı, arzuları tekrar geri dönecektir. Şu an iki kupanın rehavetini yaşıyorlar sanırım.
Mustafa Denizli savunma ağırlıklı kadrolarla oynuyor. Biraz daha ofansif takım çıkarmalı sahaya. Beşiktaş’ta savunma oyuncuları pek ileri çıkmıyor. Zaman zaman İbrahim Üzülmez hücuma destek veriyor. Ernst, Fink ve Uğur bir arada oynayınca, defansa yakın, rakip kaleye uzak kalınca forvetle arkadakiler arasında mesafe arttı. Geçen yıl Beşiktaş en çok korner atan, en çok hücuma kalkan takımdı. Hatta geçen sene fair-play sıralamasında sonuncuyken, bu sezon ilk sıradalar. Bu da agresiflikten uzaklaştıklarını gösteriyor.
Holosko, Bobo, Nobre ve Nihat hazır değiller. Yusuf sakat. Aslında orta saha oyuncularının kapasiteleri bu. Daha fazlası olmaz. Ancak hücumcular form tutmadı. Bence onların zayıf takımlarla maç alarak, bol gol atmalarını sağlayarak güvenlerini artırmak gerekir.
Rotasyon gerekiyor
Fenerbahçe’nin geçen seneden en büyük farkı hızı arttı. Hatta son üç yıla göre de diyebiliriz. Acaba deplasmanlarda durum ne olacak diye düşünüyorduk. Diyarbakır’da ilk yarım saatte geçmişle bir fark yok gibi geldi.
Rakip takımın sert ve bütün oyunculara yakın oynaması Fenerbahçeli futbolcuları sindirince, pas yaparken yardımlaşma gelmeyince geçtiğimiz yıllardaki tablo ortaya çıktı. Ama Diyarbakır’ın attığı gol ve sonrasında kaçırdığı pozisyonun ardından, uzun süre rakibin sert oyunundan ürken Fenerbahçeli futbolcular toparlandılar. Belki de bu yıl bir daha göremeyeceğimiz güzellikte hazırlanan bir golle eşitliği sağladılar. Ardından müthiş bir yardımlaşma başladı. Herkes birbirine yakın oynadı. Adam adama savunma yapan Diyarbakırlılar topun peşinde koşmaktan yoruldular. Oyunun devamında rakibini sürklase etti Fenerbahçe takımı. Üst üste pozisyonlar buldu ve oyunun sonunu rahat getirdi.
Lugano hazır değil. Maç kondisyonu artsın diye oynuyor sanırım. Yoksa bildiğimiz hamleleri, agresif yapısı ortada yok. Lugano bu değil. Fenerbahçe’nin şu anda en olumlu yönü Gökhan’ın geldiği günden beri sürekli formda olmasının dışında yeni transferlerin takıma çabuk uyum sağlaması. Sistem 4-2-3-1 görünse de Cristian tek kalıp Emre de hücuma çıkıyor. Semih de Güiza’nın yanına kayınca 4-1-3-2 gibi oluyor. Emre de fizik açıdan kuvvetli olduğu için artık istenilen driplingleri rahatça yapıyor. Eskisi gibi şut atıyor, pas veriyor, rakip ceza sahasına dikine dalıyor. Santos zaten içeri çok kateden bir oyuncu. Kazım da Daum’un güvenmesinden sonra golcü kimliğine kavuştu. Bunlar hep artılar. Sadece savunma arkasına atılan toplarda hızlı oyunculara karşı henüz çözüm bulunamamış. Ayrıca orta saha oyuncularına da bu sıcaklarda çok yük bindi. Sanki rotasyon gerekiyor.
Trabzon’u Sivas yaktı
Sivas takımı herkesi yaktı. Trabzonspor, Sivas’ı yenince - hakikaten o maçta iyi oynamışlardı - geçen sezondan daha güçlü zannedildi. Diyarbakır maçında görüldü ki geçen seneyi arayacaklar. O puanları toplamaları mümkün görünmüyor. Geçen yıl topladıkları puan zaten şampiyonluk için yeterli değildi. Son iki maça bakıyoruz, sıfır puan ve kısır futbol. Ve iki yeni takıma kaybedilen altı puan. Bu tablo Trabzonspor’u demoralize etti. Geçen yıl başarılı olan takım bu sene beklentilerin altında başlayınca herkesi hayal kırıklığına uğrattı. Bu sıkıntıların transfer dönemi bitmeden olması önemli. En az iki üç oyuncuya ihtiyaç var. Acilen bunlar alınmalı.
Click the image to open in full size.Özgür çocuklar
Galatasaraylılar herhalde kafayı yiyecekler. Önce Gerets ile 83 puanla şampiyonluk gördüler, aynı takım bir sezon sonra 56 puanda kaldı. Ardından 79 puanla yeniden şampiyonluk geldi. Bir yıl sonra 61 puan aldılar. Yani ciddi bir istikrarsızlık problemi vardı. Oyuncular maç seçiyordu. Teknik Direktör Rijkaard seçimi ve yönetimin doğru planlaması ile güçlü bir takım yaratıldı.
Aslında oyuncu kalitesinde çok bir değişiklik yok. Geçen sene 61 puan alan takımdan bugün 5-6 kişi yine oynuyor ama performansları arttı. Daha istekli, arzulu ve daha konsantreler. Bu arzu ve isteği Galatasaray ve Fenerbahçe için çok kullanıyorum. Çünkü futbolda ciddiyet en az yetenek kadar önemli. Yetenekli olursunuz, ciddi değilsinizdir. Böylece yetenek boşa gider. Yedekleri ile birlikte takımda 6-7 Türk milli oyuncu bulunuyor. Öndeki ikiliden Ayhan biraz toparladı. Mustafa Sarp da beklenmedik şekilde form sıçraması yaptı. Adaptasyon sorununu çabuk aştı.
Hangisi oynasa fark etmez
Onların önünde oynayanlara baktığımızda Rijkaard dört oyuncuyu özgür bırakmış. Liderlik Arda’da. Kewell, Baros, Aydın, Keita, Elano, Nonda... Hangisi oynarsa oynasın farketmez. Hocaları bunlara sadece “gidin tabelayı değiştirin” demiş o kadar. Onlar da değiştiriyor.
Rijkaard maç gecesi yatarken ertesi gün önde oynatacağı isimleri kurayla belirlese, kimse ertesi gün bu niye sahada diyemez. Bu avantaj.
Bugüne kadar Kayseri dışında çok ciddi takımla oynamamışlardı. Kayseri maçında da farklı skor geldi. Ama Galatasaray temposunun, isteğinin altında pozisyon buldu. Bu düşündürücü.
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla