[Gokhan]

Mustafa Denizli'nin gündem belirleme başarısı geçen sezona damgasını vuran etkenlerden biriydi. Sezonun 16 maçlık bölümünü 6. sırada kapatan bir takımın şampiyon olabilmesi için, 'akıl almaz' diye nitelenebilecekler dahil, bir yığın etkenin biraraya gelmesi gerekiyordu. Çünkü ligimizin geride kalan 51 yıllık tarihinde bırakın ilk yarıyı 6. bitireni, devreyi 4.lükle kapatanlar arasında bile şampiyonluk görmüş olan yoktu.
Geçen sezon yaşananlar arasında Beşiktaş'ın işini en çok kolaylaştıran, Galatasaray'la Fenerbahçe'nin birbirlerini mahvetmeyi ilk ve en önemli hedef haline getirmiş olmalarıydı. Aynı beceriyi Trabzonspor ve Sivasspor kendikendilerini şampiyonluktan uzaklaştırma konusunda gösterince, Siyah Beyazlıların işi epeyce kolaylaşmıştı.
'Yani Beşiktaş hiç mi birşey yapmadı?' diye bir tepki olabilir. Elbette ki yaptı. İşin o yanında tartışılacak birşey yok: Her şampiyonluk büyük bir çabayla gelir ve sonuna kadar da hakedilmiştir.
Ancak şampiyonluk sonrasındaki gelişmeler Beşiktaş için pek de umut verici olmadı. Sayın Demirören, biraz da geride kalan 5 yıllık dönemin başarısızlığının tepkisiyle kutlamalara fazlaca daldı. Transferde pek başarılı olunamadı. En büyük iki transferden Ferrari'nin bedava gönderilen Gökhan Zan'dan herhangi bir fazlasının olmadığını herkes görüyor. (Mehmet Demirkol kardeşim ısrarla, Ferrari, Gökhan Zan'ın yarısı, diyor). Nihat'ın durumu da ortada...
Ligin ilk 3 maçındaki 4 puanlık kayıp elbette ki çok önemli değil. Ancak bu kayıpların büyümeyeceğini de söylemek gerçekçi olmaz. Ayrıca Şampiyonlar Ligi kapıda. Orada başarılı olabilmek için Beşiktaş'ın şu andaki durumundan çok daha yukarıda olması gerekiyor.
Mustafa Denizli aslında bütün bunları geçen sezonun bitiminde görüp 'Ben yokum' demişti. Ancak Demirören'in ısrarı üzerine devam etmek zorunda kaldı. Şimdi işlerin ne kadar tatsız geliştiğini o herkesten iyi görüyor. Yoksa takımı ve kendisi hakkındaki eleştirilere gülüp geçerdi. Bu denli öfkeli bir tavır içinde olmasının nedeni eleştiriler değil, içinde bulunduğu çıkmazdır.
Galatasaray ve Fenerbahçe, geçen sezondan aldıkları dersle bu kez işi baştan çok sıkı tutuyorlar. Sonuna kadar da böyle gideceklerini tahmin edebilmek için çok şey bilmeye gerek yok. Şimdiden herhangi bir takımı şampiyon ilan etmek anlamsız olabilir ama 'Görünen köy...' diye başlayan atasözünü de herkes bilir. Mustafa Denizli gibi deneyimli bir futbol adamı, işin sonunu bugünden görebiliyor. Öfkesi ve tepkisi ondandır.
Yoksa bu yorumcuların yaptıkları eleştirilerle ilgili bir durum değil. İlgili arkadaşların haklı olarak vurguladıkları gibi, bu işi kendisi de yaptı. Eleştiri dediği şeylerin yüzde 90'ının ıvırzıvır gevezelikler, kalanının da son derece doğru ve esaslı saptamalar olduğunu Mustafa Denizli herkesten daha iyi biliyor.
Yüzde 90 saçmalık elbette ki rahatsız edici hatta bıktırıcı. Ancak yüzde 10'luk gerçekçi saptamalar da düpedüz yıkıcı.
Bunu kendisi de çok iyi bilen Denizli, onların üzerinden Demirören'e "Bu işin sonu iyi görünmüyor başkan" mesajı gönderiyor.
HOŞGELDİNİZ: Okay Karacan meslekdaşımızla Ali Aydın ve Semih Yuvakuran arkadaşlarımız aramıza katıldılar. Böylece Zaman Spor Ailesi biraz daha güçlendi, renklendi. Arkadaşlarımıza hoşgeldin diyor, başarılar diliyorum.

Ahmet Çakır