Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-09-2009, 11:02   #48
Constantin
ยŦยк
 
Constantin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ETHEM VE KARDEŞLERİ KUVVETLERİYLE BİRLİKTE DÜŞMAN SAFLARINDA MÜSTAHAK OLDUKLARI YERİ ALDILAR

Efendiler, Ethem kuvvetlerinin peşine düşen birliklerimiz, 5 Ocak 1921 günü Gediz'i işgal ederek, o ciyarda toplandılar. Ethem ve kardeşleri de, kuvvetleri ile birlikte düşman saflarında müstahak oldukları yeri aldılar. Artık Ethem olayı diye bir şey kalmamıştı.Ordumuzun içinde bulunan düşmankovularak kendi cephesine gönderilmişti. Bundan sonra, karşımızda yalnızbir tek düşman cephesini ve bu cephe ile ilgili olayları göreceğiz. Gerçektende bir gün sonra 6 Ocak 1921'de Yunan ordusunun tamamı bütün cepheüzerinde her noktadan taarruza geçti.
Efendiler, o günkü askerî durumu basit bir şekilde açıklamak içinşöyle diyeceğim :


BİRİNCİ İNÖNÜ ZAFERİ

İznik'ten, Gediz üzerinden Uşak'a kadar bir hat çekildiğini düşününüz, bu hattın,Gediz'in kuzeyinde kalan parçası iki yüz kilometredir. Gediz'den Uşak'a olan parçası da otuzkilometre kadardır. Düşman, üç tümenle bu hattın kuzey ucundan Eskişehir üzerine yürüdü. Bizim Gediz'de bulunan önemli kuwetlerimiz, Es-kişehir üzerinden bu düşman tümenlerini karşılamaya mecburdu. Karşı-ladı ve yendi. İnkılâbımızın tarihine, Birinci İnönü Zaferi'ni kaydetti.
Güney Cephesi'ne ait olan kuvvetler, eski yerlerine Dumlupınar'aiade edildiler. Kütahya'da yalnız 61'inci Tümen, iki alay kadar kuvvetiyleİzzettin Bey (Ordu Müfettişi İzzettin Paşa'dır) komutasında bırakılmıştı.
Efendiler, 8 Ocak 1921 Cumartesi günü, Meclis'in açık oturumundadurumu anlatıyordum. Artık herkes gerçeği görmüş ve anlamıştı. Ethemve kardeşlerinin lehinde ve yumuşak hareket edilmesi görüşündeolanlar, bu defa aleyhlerinde ve pek coşkun idiler. Ben konuşurken "Ethem, Tevfikve Reşit Bey'lerin" diyerek konuşmama itiraz edildi. Yükselen bir ses : "Paşa Hazretleri, artık "Bey" demeyiniz, "Hâin"deyiniz. " uyarısında bulundu. "Ethem ve Tevfik hainleri diyeceğimfakat daha Büyük Millet Meclisi üyesi sıfatını taşıyan Reşit Bey içinde aynı sözü kullanmak mecburiyetindeyim. Yüce hey'etinize olan saygımdolayısıyla bunu söyleyemem. Önce, Reşit Bey'in Büyük Millet Meclisiüyeliğinin kaldırılmasına oy vermenizi rica ederim." dedim.

DÜŞMANLA İŞBİRLİĞİ YAPAN MANİSA MİLLETVEKİLİ REŞİT BEY'İN MİLLETVEKİLLİĞİNİN KALDIRILMASI KARARI

Başkan, "Millet ve memleketin yüksek çıkarları aleyhine silâh kullanarak düşmanlarla işbirliği yapan Manisa milletvekili Reşit Bey'in milletvekilliğinin kaIdırılmasını kabul buyuranlar el kaldırsın" dedi. Eller kalktı, kabul olundu.


ETHEM VE KARDEŞLARİ CANLARINI REFET PAŞA'YA BORÇLUDURLAR

Yunan ordusunun giriştiği bu taarruzda, Ethem ve kardeşleri de kendilerine düşen görevi yerine getirmekten geri durmadılar. Tekrar Kütahya'ya yönelerek, orada bulunan zayıf tümenimize saldırmayabaşladılar. İzzettin Paşa'nın sağlam karakteri, vukuflu komutasıve emrindeki Türk subay ve erlerinin yüksek kahramanlıkları Ethemve kardeşleriyle saldıran hain kuvvetleri yenerek geri çekilmeye mecburetti. Eğer kendi şahısları da dahil olmak üzere toptan yok edilmektenkurtulabilmişler ise, bunu da hiç sevmedikleri Refet Paşa'ya borçluolduklarını söylemeliyim. Bu noktayı açıklayıvereyim :
Refet Paşa, iki süvari tümeniyle, Dumlupınar'ın on kilometrekadar doğusunda Küçükköy'de bulunuyordu. Kütahya'da bulunan 61'inciTümen'e, batıdan taarruz eden Ethem kuvvetlerini derhal yenmek veyoketmek üzere hareketi emrolundu. Refet Paşa, kendi süvarileriyleEthem kuvvetlerinin yan ve arkasına gidecekti. Bulunduğu yerden kuzeye,Kütahya'ya bakılacak olursa, bu görevin tabiî bir yürüyüşle ve peketkili bir şekilde yapılabileceği meydandaydı. Halbuki Refet Paşa,gereken yere gitmemiş. Bunun aksi tarafına, Kütahya'nın batısına değildoğusuna Alayunt'a gitmiş. Süvari kuvvetleri,12 Ocak 1921 günü öğleyedoğru Alayunt bölgesine ulaştı.
Refet Paşa, İzzettin Paşa ile görüşmek üzere Kütahya'yagitti. İzzettin Paşa, süvari tümenlerinin Kütahya güneyinden, Yellicedağı batısından, tamamen süvariden ibaret olan Ethem kuvvetleriningerilerine gönderilmesini teklif etmiş.
Refet Paşa, iki tarafın savaş durumu hakkında tam bir bilgisiolmadığını ileri sürerek, böyle bir harekete yanaşmamış. . . Refet Paşa, İzzettin Paşa kuvvetleri, doğuya, Porsuk suyu gerisine çekilmedurumu ile karşılaşırsa, süvarileriyle Kütahya ovasından âsîlerin yan vegerilerine taarruzu düşünüyormuş. Atlı âsîlarin hayvanlarından inip piyadetümenimiz karşısında yaya olarak savaştığı en zayıf durumunda bileüzerine yürümekte kararsızlığa düşen komutanın, piyade tümenimiz yenilmişolarak geri çekilirken atları üzerinde bulunacak, manevî güçleriyükselmiş âsîlerin, hangi yanına ve nasıl taarruz etmeyi düşündüğü, gerçekten her asker için üzerinde durup düşünülecek bir meseledir. Böyleşey olamaz! Bu düşman süvarisi, geri çekilmeye mecbur ettiği piyadeyibırakıp Refet Paşa süvarileri üzerine atılmayacak mıydı?
Efendiler, savaş alanına, top ve tüfek sesine gelen kuvvetin, birtek tüfek atmadan, savaşmakta olan kendinden bir kuvvetin yenilmesinibeklemesi ve ondan sonra iş görebileceğini sanması, yalnız asker olanların değil, en sade görüşlü insanların bile akla yatkın bulacağı bir düşüncedeğildir. Görev ve fedakârlık, savaşan birliklerin yenilmeden, çekilmeden başarısını sağlamaya çalışmakla yerine getirilir.
Arkadaşı savaşırken ve yardıma muhtaç iken, seyirci kalznış olankomutanlar, arkadaşının yenilgisine şahit olabilirlerse de tarihin amansız tenkit ve suçlamalarından asla kurtulamazlar.
İzzettin Paşa,11 Ocak 1921 öğlesinden 13 Ocak gece yarısınakadar devam eden şiddetli ve kritik çarpışmalar sırasında, süvari gruplarının da taarruza katılması zamanının geldiğini Genelkurmay Başkanlığı'na bildirmişti. Refet Paşa, Güney Cephesi'nden getirtmekte olduğu8'inci Tümen yetişebildiği takdirde, 14 Ocakta taarruza geçmek niyetindeolduğunu, birliklerine bildiriyordu. İzzettin Paşa, 11, 12, 13 Ocakgünlerinde yalnız başına düşmanla savaştıktan sonra, akşam gün batarken yaptığı bir karşı taarruzla âsîleri yenerek kaçmaya mecbur etti. Refet Paşa, muharebeye seyirci kalmak suretiyle büyük bir fırsatı kaçırdı; Ethem'i ve kuvvetlerinin geri çekilmesine elverişli bir durumyarattı. 14'üncü günü emri altında bulunan bütün süvari kuvvetlerini Süvari Tümen Komutanlarından Derviş Bey'in ( Kolordu KomutanıDerviş Paşa'dır) emrine vererek, onu, Ethem'in takibi ile gorevlendirdi. Derviş Paşa, Afşar'da, özellikle Gediz'de Ethemkuvvetlerinin gerilerine doğru, geceleri de yürümek suretiyle indirdiğikorkunç darbelerle Ethem, Tevfik ve Reşit kardeşleri sersemetti. Kuvvetlerinin toplanmasına zaman bırakmadı. Derviş Bey, Ethem ve kardeşlerini 14 Ocaktan 22 Ocağa kadar dokuz gün nefes aldırmaksızın durmadan takip etmiştir. Sonunda, bütün Ethem kuvvetleriesir edilmiş; yalnız Ethem, Tevfik ve Reşit kardeşler yine birgörev almak üzere düşman ordugâhına kaçabilmişlerdir.


İZZET VE SALİH PAŞALAR ANKARA'DAN MEMNUN GÖRÜNMÜYORLAR, İLLE PAYİTAHTA GİTMEK İSTİYORLARDI

Saygıdeğer Efendiler, Ankara'da bulunan İstanbul'lu misafirlerimize, bir bir buçuk aylık misafirlikleri sırasında çok şeyler göstermek fırsatına sahip olduğumuzu sanıyorum. Âsî Ethem ve kardeşlerinin kuvvetleri ortadan kaldırıldı. Yunanlıları İnönü'de üç günde yendik. Büyük Millet Meclisi'nin ferahlayacağı ve memnun olacağı yeni bir devir açıldı. Fakat, İzzet ve SalihPaşa'lar, bunların hiçbirinden memnun görünmüyorlar, sıla özleminetutulmuş gibi de payitahta gitmek istiyorlardı. İstanbul'daki arkadaşlarınında çok merakta oldukları anlaşılıyordu.
Ankara'ya gelişlerinden on gün sonra, Fransız telsizleriyle Zonguldak'a bir telgraf gelmişti. Telgraf şudur : 16.12.1921
Zonguldak Mutasarrıflığı Vasıtasıyla Devletli İzzet Paşa Hazretleri'ne
Zâtıdevletlerinden henüz bir haber alınamadığından, yüksek hey'etin İstanbul'a ne zaman geleceği haberinin beklenmekte olduğu... Mustafa Atatürk
İki gün sonra Adapazarı üzerinden de şu telgraf geldi :
Dahiliye Nâzırı İzzet Paşa Hazretleri'ne
Zatıdevletlerinden bir bilgi alınamadığından, İstanbul'a ne zaman dönüleceğihaberinin beklenmekte olduğuna dair birkaç gün önce Zonguldak üzerinden çekilen telgraf cevabının bir an önce gönderilmesi rica olunur. Dahiliye Nazırı Vekili Mustafa Arif
Tevfik Paşa Kabinesi adına, Ziya Paşa'nın İnebolu'ya gönderdiğibir özel memur, 10/11 Ocak 1921'de uzun bir şifre ile birtakım bilgilerveriyordu.
İzzet Paşa hey'etinin, Anadolu'ya katılma haberi İstanbul'cadoğrulanmış. . . Kabine İzzet Paşa'dan bilgi istiyormuş. Ziya Paşa, Safa, Mustafa Arif ve Raşit Bey'ler de demişlcr ki:
Memleketin menfaati, hey'etin Ankara'da kalmasını gerektiriyorsa bunabir şey denmez. Bu takdirde kabinenin düşeceği şüphesizdir. Ancak, bizde bu vatanın evlâtlarıyız. Hiç olmazsa bizleri de durumdan haberdar etsinler... Bizi aydınlatsınlar, biz de ona göre hareket edelim.
Ziya Paşa, Paris'ten, Ahmet Rıza Bey' den aldığı bir mektupta yazılanlardan ve İstanbul'da güvenilir bir kaynaktan elde ettiği bilgilerden de söz ettiriyordu.
Ahmet Rıza Bey diyormuş ki : " Eğer Kuva-yı Milliye'nin askeri gücü elverişli ise, İzmir meselesi, iyi hazırlanmış bir hücumla oldu bitti şeklinde halledilmeliymiş... Aldığı bilgiler bunu doğruluyormuş. "Kral Konstantin'i tutacaklarmış. . ."
Ziya Paşa'nın özel olarak elde ettiği bilgiler de, son konferanstan önce Yunanlılar'ın kuvvetleri artırılarak, büyük bir taarruza geçirileceği yolundaydı.
Damat Ferit Paşa yoğun bir çalışmaya geçmiş. Baltiklimanında çeşitli kabine listeleri düzenlenmeye başlamış. . .
İnebolu'ya gelmiş olan özel memur vasıtasıyla Ziya Paşa'ya vearkadaşlarına gönderdiğim cevapta : "Verdikleri bilgilere teşekkür ettikten sonra, İzzet ve Salih Paşa'lar, ortak gayemizin kesin bir gereği olarak Ankara'da kalmışlardır", dedim. Kendilerinin İstanbul'da işbaşında kalmaları doğru ise de, kabine düşmeden önce, hepsinin, şimdiden hazır bulunduracakları güvenilir, sür'atli bir vasıtayla hemen Anadolu'ya gelmelerinin vatanın yüksek menfaatlerinin gereği olduğu ve buşekilde yapacakları hizmet ve fedakârlığın milletçe büyük bir şükranlakarşılanacağını yazdım.
Özel memurun, İstanbul'a döndükten sonra, İnebolu'ya gönderdiğive oradan 19 Ocak 1921'de çekilen şifrede, Ziya Paşa ve arkadaşlarının görüşüme uygun olarak harekete karar verdikleri bildirilmişti.


SADRAZAM TEVFİK PAŞA BENİMLE TEMAS KURUYOR

Efendiler, bu tarihten bir hafta kadar sonra, Kocaeli Komutanlığından şöyle bir telgraf aldım : Geyve istasyonu, 26.01.1921
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
Memleketin yüksek yararları ile ilgili önemli bir konu üzerinde, SadrazamPaşa'nın zâtıdevletleriyle makine başında görüşmek istedikleri İstanbul TelgrafGenel Müdürü'nün 26.01.1921 günü saat l6.30'da yazdırdığı telgrafla bildirilmektedir. Bu konudaki emirleri arz ve rica olunur.
Kocaeli Komutanlığı'na aynı gün makine başında verdiğim cevaptadedim ki :
"İstanbul Geyve ile doğrudan doğruya nasıl haberleşebilir? İstanbul'daTevfik Paşa ile veya herhangi biriyle haberleşip ilişki kurabilmek içinBakanlar Kurulu'nun ve belki de Meclis'in kararına bağlı olduğundan, bu konudaşimdiden bir şey diyemem. Tevfik Paşa ile telgraf memurunun bile açıktan açığa haberleşmede bulunması, yabancıların gözünde İstanbul'a karşı olandurumumuzu sarsacağından, doğru olmaz. Ancak, Tevfik Paşa'nın benimşahsıma değil de, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükûmeti'ne bir müracaatı varsa,bu müracaatın kabulü tabiîdir. Bu noktanın özel olarak ve aynı yolla kendisineduyurulmasında bir sakınca yoktur.
İstanbul'dan Adapazarı'na telgraf ve oradan da Geyve'ye askerî makamların kontrolu altında bulunan telefon hattı vardı. Tevfik Paşa'nın benimle kapalı olarak görüşmek istemesi üzerine, İstanbul teli Ankara'ya bağlandı.
Tevfik Paşa'dan acık olarak şu telgrafı aldım : İstanbul, 27.l.l921
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa HazretIeri'ne
25 Ocak tarihinde Paris'te toplanan konferans tarafından alınan kararlargereğince, Doğu meselesinin Çözümünü görüşmek üzere 21 Şubatta Londra'daİtılaf Devletleri delegeleriyle Osmanlı ve Yunan Hükûmetleri delegelerinden oluşan bir konferans toplantıya çağırılacaktır. Yürürlükteki antlaşmada, daha sonraki olaylar dolayısıyla zarurî değişiklikler yapılacaktır. Osmanlı Hükûmeti'negönderilecek davet için, Mustafa Kemal Paşa'nın veya Ankaraca kendilerine gerekli yetki verilmiş olan delegelerin, Osmanlı delegeler heye'ti arasında bulunması şart koşulmuştur. Bu kararlar İtilâf Devletleri'nin İstanbul temsilcileri tarafından bildirildi. Görevlendireceğiniz delegelerin, buradan seçeceğimizkimselerle birleşerek yola çıkmaları için karar ve cevabınızı bekliyorum. Nazik birzamanda bulunmamız dolayısıyla, bu gibi önemli bazı durumların bildirilmesi içinhattın açık bulundurulmasını rica ederim. Makine başında hemen cevap vermekmümkünse, telgraf başında beklemekteyim, bir de şifre var efendim. Tevfik
Şifrenin çözülüş şekli de şuydu : İstanbul, 27.1.1921 Saat : 20.00
Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'ne
"Londra Konferansı'nda güçlü konuşabilmek için Yunanlıların bir kolorduyu İzmir'e göndermekte, Trakya'daki kuvvetlerini de Anadolu'ya kaydırmakta olduğu ve on güne kadar bir taarruz hareketine başlayacakları, inanılır kaynaklardan haber alınmıştır.
Constantin Ofline   Alıntı ile Cevapla