Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-09-2009, 10:20   #1
Gokhan
Gogo
 
Gokhan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Futbolcunun teri taraftarın vicdanı

Birçok konuda olduğu gibi futbol konusunda da kafalar çok karışık. Bu kafa karışıklığı eğlenirken de, öfkelenirken de olur olmaz biçimde ortaya çıkabiliyor. Kafası karışık olanların hedeflerine koyduğu kişi-kişiler de ‘gerçek hedef’le ilgisiz olabiliyor.
Hazırlık maçında, Rodrigo Tabata için Beşiktaş tribününde yapılan küfürlü tezahüratı Mustafa Denizli, “Çocuklar kendi aralarında eğlence yapmış. Tabata zaten anlamamıştır bile!” diye değerlendirirken anlayışlı, babacan bir tavır göstermiş.
Ülkedeki tribünlerin ortalama dili düşünüldüğünde ortada şaşılacak bir durum da yok gibi görünüyor. Ancak yine de, bu saçma sapan ‘eğlence olmayan eğlence’ üzerine düşünmek, gözden kaçanı ele geçirmek açısından önemli diye düşünüyorum.
Profesyonel futbolun transfer anlayışıyla ilgili eleştirilerimi saklı tutarak söylersem, taraftarın pahalı oyuncuya sırf kazandığı para üzerinden gösterdiği tepkiyi öteden beri anlayamam. Oyuncunun futbol eğlencesine katkısıyla aldığı para arasında doğru orantı olacak diye bir kural olmadığını ortalama bir futbol izleyicisi bilir. Bilir ama yine de buna uygun davranmaz Tabata örneğinde olduğu gibi. Kaldı ki, bahsi geçen paranın Tabata’yla bir ilgisi yoktur. O para iki -sonradan üç olduğu ortaya çıktı- kulüp yöneticileri arasındaki bir alışveriştir.

Eğer bir duruma itiraz edeceksek, bu itiraz kaç yıldır irrasyonel bir transfer politikası izleyenlere yöneltilmelidir. Komik olduğu düşünülerek, biz eğlenelim diye sahada ter dökecek oyuncuya bu nedenle küfür etmek saçmalıktan öte bir şey değildir.
Bu ülkede ‘tribün kültürü’nden bahsedeceksek eğer bu, doğru ve yaratıcı bir eğlenceyle, doğru özne/lere yöneltilmiş itirazla mümkün olacaktır. Tabata’ya onca parayı sayana itiraz etmeyip, itirazımızı oyuncuya yöneltirsek bunun bizim eğlencemize ne gibi katkısı olur? Sonuçta çıkıp oynayacak olan o oyuncu, onu izleyecek olan da biziz. Bize ne, onun kaç para aldığından?

“Profesyonel futbol, dünyanın aynası” diyor Eduardo Galeano ve devam ediyor; “kazanmak için oynanıyor, keyif almak için değil ve giderlerin hesabı, dünya futbolunu yöneten bürokratların bu faydasız hayali manevralarıyla alay ediyor.”
Biz oyundan, bu oyunun daha eğlenceli olmasından söz edeceksek itiraz edeceğimiz insanlar futbolcular, hakemler değil oyunu para etrafında kurgulayarak oyun olmaktan çıkaran, onu bir ‘iş’e döndürmeye çalışanlar olmalıdır.

Profesyonel futbolun kafalarımızı karıştıran tuzağına düşmemek için, her konuda olduğu gibi futbol için de akıl ve vicdanın rehberliğinde yolculuk etmek insanlığın selametinedir. Galeano’yla bitireyim; “Neyse ki futbol profesyonel futboldan ibaret değil. Topun hala neşeyle yuvarlandığını görmek için sokaklara, plajlara, küçük arsalara çıkmak yeter.”

Cem Dizdar
__________________
Click the image to open in full size.
Click the image to open in full size.





Gökhan
Gokhan Ofline   Alıntı ile Cevapla