[KanKokusu]

Beşiktaş dört gün içerisinde oynadığı iki maçı da hiç de hak etmediği halde maalesef kaybetti.
Galatasaray maçında hak etmemişti. Dün de hak etmedi.
Kimse Beşiktaş`ın çok iyi oynadığını söyleyemez. Ama yaptığı inanılmaz mücadeleyi de ayakta alkışlamak gerekir. Manchester, dünyanın en iyi takımlarından biri.
Onlar da çok iyi oynamadı.
Ama kalite farkı galibiyeti getirdi.
Beşiktaş, mücadele etti ama rakip kalede pozisyon buldu mu derseniz; cevabım `Yok denecek kadar az` olur.
75. dakikadan itibaren fizik olarak da düştük.
Denizli`nin yaptığı değişiklikler, Tabata`nın daha erken çıkarılması hariç yerindeydi. Ben olsam Serdar`ı hiç çıkarmazdım. En azından rakip kaleyi Nobre ile beraber zorlayan futbolculardan biriydi.
Defansımız başta Ferrari olmak üzere neredeyse hiçe yakın gol pozisyonu verdi rakibe.
Döndürmediler, topa da vurdurmadılar.
Beşiktaş takımı maalesef top kullanma özürlü bir takım. Bu kadar top kaybedersen ne iyi oynayabilirsin ne pozisyon bulabilirsin. Top kazanıyoruz, atağa başlayacağız, başlayamıyoruz.
Çünkü topu kendi arkadaşları yerine, ya rakibe çarptırıyorlar ya da veriyorlar.
Buna top tekniği çok iyi olan ve ikinci yarıda oyuna giren Yusuf da dahil.
Bu kadar pas hatası yaparsan gol de bulamazsın.
Nobre, Ernst, Beşiktaş`ın en çok çalışan ve mücadele eden oyuncularının başında geliyordu.
Özetle; dünyanın en iyi takımlarından birine yenildik. Öylesine en iyi takım ki; adamların yedek futbolcuları bile Berbatov ile Owen. Gerisini siz düşünün.
Teşekkürler Mustafa Denizli. Teşekkürler çocuklar.
`Mağlup oldular, bu ne teşekkürü` diyeceksiniz; hemen söyleyeyim. Benim Denizli`ye teşekkürüm, geçen sene şampiyon olup, Devler Ligi`nde oynamayı hak edip Manchester gibi dünyanın en iyi takımlarından olan bir ekibi İnönü`ye kadar getirip, bizlere canlı olarak izlettirdikleri için.
Taraftar da muhteşemdi. Hele hele maç sonunda futbolcuları tribünlere çağırıp alkışlamalarını, ben de alkışladım.

Ömer Güvenç