Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-10-2009, 16:42   #1
maradonahmet
 
maradonahmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Kolera (esen güler)röportaj

Şu günlerde Sagopayla birlikte yeni bir düet albüm çalışması içerisindesiniz. Epey yoğun olmalısınız. Nasıl gidiyor albüm çalışmaları?

Kolera: Gayet güzel gidiyor çok şükür. Solo albümlerimizin tadı ayrı düet albümlerimizin tadı ayrı oluyor bunu sevenlerimiz kadar biz de hissediyoruz. Birkaç şarkımız hazır, çok güzel altyapılar var. Ramazan’da kayıt yapamayacağız ama var gücümüzle çalışıp çok bekletmemeye gayret edeceğiz.

Bu düet albümden sonra yine solo albüm gelecek mi?

Kolera: İnşallah. Zaten bizde prodüktör tek olduğu için her şey sırayla yürüyor,. Önce sololarımız çıktı, şimdi tekrar düet albüm çalışmalarına girdik. Onu takiben önce Sagopa ardından ben solo albümlerimizi arz etmeye devam edeceğiz. Sagopa aynı zamanda yeni solo albümünün altyapılarını da hazırlıyor. Çok güzel gidiyor aslında 2 çalışma birden yürütüyor diyebiliriz. O yüzden benim de sıram çabuk gelecek gibi: )


Click the image to open in full size.



İnziva albümünüzde manevi yön ağır basıyordu. Yeni albümünüzde maneviyatın payı ne ölçüde olacak?

Kolera: Henüz solo albüm çalışmalarına başlamadım, önce düet albüme kanalize oldum. Elbet maneviyat her zaman sözlerimizde olacak,nihayetinde yine kalbimde ne varsa kalemime yansıyacaktır.

Çoğu sanatçının iki albümü arasında uzun süreler olurken siz neredeyse yılda bir albüm çıkarıyorsunuz. Üstüne üslük iki albüm arasını EP ve hediye şarkılarınızla dolduruyorsunuz. Nedir bu işin sırrı?

Kolera: Bunun sırrı tembel olmamakta saklı, hepsi bu. Biz karıncalar- arılar gibi çalışıyoruz. Avantajlarımız da var mesela diğer sanatçılar gibi başkalarının bize müzik yapmasını beklemiyoruz, bizi anlatan müzikleri yapamıyorlar gibi streslerimiz de yok, başkalarının kendi duygularıyla yazdığı sözleri kendi duygularımızmış gibi de okumuyoruz, sözlerimizi de kendimiz yazıyoruz. Kendi müzik şirketimiz de var, bu yıl 4 yaşına girdi. Diğerleri mağaza ise biz ürünü sıfırdan meydana getiren fabrika gibiyiz. Herşeyimizi kendimiz yapıyoruz, buna bağlı olarak herkesden çok çalışıyoruz. Kısacası onlar bu kadar zor albüm çıkarıyorsa tembellikten.

Peki bu kadar sık şarkı çıkarmanız dinleyicilerinizin beklentilerini yükseltmiyor mu? Sizden daha sık şarkı bekleyen dinleyicilerinizin beklentilerini karşılayamamaktan korkmuyor musunuz?

Kolera: Korkmuyorum çünkü sevenlerimiz yüzsüz insanlar değil, biz yeni şarkılarla geldikçe onlar aman kendinizi yormayın, kendinizi de düşünün, hep bizim için çalışıyorsunuz, biraz da dinlenin diyorlar. Bazen doyumsuzca davrananlar da oluyor ama onlar da sevgiden öyle davranıyor yoksa sabırlı olmayı çoktandır biliyorlar. Sık şarkı beklemelerini düşünmeden kendi isteğim doğrultusunda çalışıyorum, yoksa her hafta bir şarkı yapacak potansiyele sahibim ama şarkılarımı değersizleştirmem, zaman aralıklarını iyi hesap ediyorum.

Melankolia Fan ile bir aile gibisiniz. Aranızda büyük bir sevgi ve muhabbet var. Sizi ve Sago’yu ablaları ağabeyleri gibi görüyor, örnek alıyorlar. Bu sizde bir sorumluluk duygusu oluşmasına neden oluyor mu? Bu sevgiden ve ilgiden korktuğunuz oluyor mu?

Kolera: Sevgiden korkmak? Asla. Hayatımdaki tüm boşlukları sevenlerimle dolduruyorum, onlara büyük bir minnet borcum var, beni bu denli destekledikleri ve yanımda oldukları için çok mutluyum. Sonuçta kimse sizi kara kaşınız kara gözünüz için sevmiyor ben bir sene sessiz kalayım beni takip edenlerin sayısında düşüş olacağına eminim. Bu sevgi çalışmamın ve üretmemin bir ürünü, hiç kimsenin çalışmadığı kadar çok çalışıyorum diskografim bunun ispatıdır. Bu kadar sevilmek peşinde sorumluluk duygusunu ister istemez getiriyor, yanlış bir şey söylemeyeyim yanlış bir şey giymeyeyim yanlış bir davranış yapmayayım diyerek yaşanmaz herkes kendini sergiliyor, ben de öyle, benden bir zarar gelmez beni olduğum gibi seviyorlar o yüzden bir korkum yok. Eğer sahte olsaydım aman yanlış bir şey kaçırmayayım diye çırpınarak yaşardım.


Click the image to open in full size.



MF’den sizi düğün, iftar ya da başka özel günlerine davet edenler oluyor mu?

Kolera: : ) Evet fazlaca davet geliyor ama hiçbirine katılamıyoruz çünkü karşılayabileceğimiz boyutta istekler değiller, birkaçına güç yettirip gitseniz bu sefer davetine katılmadığınız kişilere ayıp etmiş olursunuz, adaleti sağlamanın tek yolu olarak davetlere malesef katılamıyoruz. Zaten bu davetlere yetişmek inanın imkansız çünkü 3-5 davetle bitmiyor. Gönül herkesi mutlu etmek ister ama imkanlar dahilinde bu yüzden bizler ancak hediye şarkılarımızla ya da ufak tefek hediyelerle minnetimizi sunmaya çalışıyoruz.

Kolera’nın artık kendine özgü, oturmuş bir tarzı var. Peki bu tarz oluşmadan önce yaptığınız şarkıları tekrar elden geçirmeyi düşünüyor musunuz?

Kolera: Geçende yıllar sonra La Kayyume İlla Hu adlı şarkımı dinledim çok değişik hissettim ve aklımdan o altyapı üzerine tekrar bir şeyler yapmak geçti, fakat yeni şeyler yapmak fikri bende her zaman ağır basıyor. O yüzden eskileri pek kurcalamıyorum, hep yeni şarkıların peşindeyim. Ne de olsa onlar benim geçtiğim yolda geride bıraktığım eserlerim olarak yaşamlarına hep devam edecekler.

Türkiye’de manevi unsurlar bulunduran şarkılar yapıp da bu kadar çok sevilen siz ve Sago dışında sanatçı yok. Bu sevginin karşısında manevi unsurlara çokça yer verdiğiniz için eleştirenler, tepki gösterenler de oluyor mu?

Kolera: Oluyor, malum tayfa dini kullandığımızı söylüyor, sakalımızdan gözümüzdeki sürmeye verip veriştiriyorlar. Biz de diyoruz ki onlar bize değil Peygamberimiz SAV.’e düşman! Bu sakal, bu sürme onun sünnetidir. Kendi sanatlarıyla bizi alt edemediklerinden maneviyatımızdan yakalamaya çalışıyorlar, kendileri yalanlarıyla baş başa kaldı, maymun gözünü açtı 3-5 kalbi kararmıştan gayrısı artık onlara inanmıyor. Bizim dinleyicilerimize gelince biraz afallayanlar da oldu ama hiçbir zaman maneviyatı kullandığımızı düşünmediler ve nihayetinde alıştılar, gayrısını söyleyen çaresiz tayfa hadlerini aşıp maneviyatımıza da küfrediyor. Biz bir şeyleri kullanmak isteseydik bu maneviyat olmazdı çünkü sırf bu yüzden ambargo görüyoruz, kliplerimiz ya şarkı sözlerimizin maneviyatı nedeniyle ya da sakal sünneti nedeniyle yayınlanmıyor. Ben bir şeyi kullanacaksam neden rağbet görmeyen bir şeyi kullanayım ki? Oramı buramı açsam daha çok yayınlanırdım. Nasıl kalpleri var size söyleyeyim, Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen o mühürlü kalplerden var onlarda! O yüzden ne gerçeği görüyorlar ne de kendilerini düzeltiyorlar. Ölüm hepimiz için ve sual var ya biz gerçekten yalancı değilsek bu kadar atıp tuttukları için Allah Teala onlardan sormayacak mı? Zaten onların maneviyatı olsaydı bu şekilde konuşmaktan geri durur ihtiyatlı olurlardı, sarhoş sarhoş partileri karışlayacaksın sonra benim maneviyatımı kurcalayacaksın, ne hakla? Onların iman tazelemesi gerek, fıkıh hükümlerine göre bunları söyleyenler yıllardır yaptıkları ve konuştukları sebebiyle çoktan kafir oldular. Bu benim değil Allah-u Teala’nın sözüdür! İnsanın kalbi kararmasa ne diye sünnet olan bir şeyi yaptığın için sana düşman kesilsin? Ben onlara yarısı açık badiler giydikleri, kısacık şortlu resimler verdikleri için düşman kesilmiyorsam onların da benim maneviyatımı sorgulamaya hakları yok. Klipte kadınlara arkadan yanaşıp kıvır yavrum şarkılarını yapan biz değiliz onlar, o halde maneviyatını sorgulaması gereken kişiler biz değiliz bizzat kendileri.

Şarkı sözlerinizde Allah dostlarının isimlerine ve sözlerine yer veriyorsunuz. Sözleriniz için ne gibi kaynaklardan besleniyorsunuz? İsmine ve sözlerine yer verdiğiniz Allah dostlarının eserlerini okuyor musunuz?

Kolera: Sözlerim için kaynaklardan değil kendi maneviyatımdan besleniyorum ama bu maneviyat ateşini körükleyen şey yine Allah dostlarının sözleri olmuştu. Mesela Bişr-i Hafi Hazretlerini’ni anıyorum, onun herhangi bir eseri yok, sadece hayatından etkileniyorum. Onca yıl alkolik yaşa, bir anda hidayet seni yakalasın da Allah dostlarından oluver, ne mübarek bir din, ne muhteşem bir kader, büyük ibret! Şu ara okuyamasam da Mevlana Hazretleri’nin kitaplarından çok beslendim, ama onun sözlerini alıp benim şarkım diye okumadım, kendimi O’nun eteğine tutunarak yeşerttim. Mesela dedim ki:’’Celaleddin der dışına o sızar ne varsa testide’’. Ya da Mahmut Hüdai Hazretleri’nin eserleri vardır onları okumadım ancak O nun bir davranışından etkilenip bir söz yazdım; ‘’saklanacak yer yok derdi Mahmut Hüdaim’’dedim. Şeyhi dervişere görev verir herkes bir tavuk alacak ve onu kimsenin görmediği bir yerde kesip getirecek,herkes kesik başlı tavukları getirir Aziz Mahmut Hazretleri hariç. Der ki: ’’Efendim ben de kesecektim ama Allah’ın görmediği bir yer bulamadım’’. Ben de bir şarkımda ‘’saklanacak yer yok derdi Mahmud Hüdai’m’’ dedim. Özetle kalbimi onlarla besleyip şarkılarımı kendim yazıyorum ama bazen verdiğim örneklerdeki gibi sözleri kullanarak O mübarek insanları anıyorum. Bazen bilmeyenler çıkıyor, O mübarekleri araştırıyor, bazen de bilenler oluyor onlar da hatırladıkları için tekrar manevi meşaleleri körükleniyor. Sonuç her zaman iyi, Allah Dostları nın sözleri olmasa yolumuzu bulmak daha zor olurdu. Peygamber Efendimiz SAV. ‘’Peygamberlik bitti ama evliyalar, veliler, vekiller olacak’’ diye buyurmuş, ne güzel de buyurmuş.Allah C.C. hidayet yolunda velileri vesile kılmış.

Mevlana Hz. Yolda yürürken halkın bir dananın peşinden koştuğunu görür. Sahibi onu kesecek, ama o kaçmış. Halk seferber olmuş. Dana Mevlana Hz.nin yanına kaçıyor. O da bu danayı Allah için serbest bırakın diyor. Tabi Efendi Hazretlerini gören halk el pençe, siz nasıl isterseniz efendim diyorlar ve hayvanı bırakıyorlar. Mevlana Hz. büyük veli kimbilir o dana onun kulağına ne dedi? O da halka dönüp diyor ki bu hayvan bir velinin yanına sığındı da özgür kaldı, siz niye hala bir velinin eteğine tutunmazsınız?


Click the image to open in full size.



“Bir mürşid-i kamil arıyor gözlerim” diyordunuz, aradığınız mürşid’i bulabildiniz mi?

Kolera: Buldum Elhamdülillah.Mahmud Ustaosmanoğlu Kuddise Sirruhu , Efendi Hazretleri 100 yılın müctehidi. Yani Gavsül Azam Sahibüzzaman. Allah başımızdan eksik etmesin, hiç görmedim ancak resimleriyle özlem gideriyorum. Kıyaslanacak bir şey değil elbet ama sevenlerim bari yeni resim ver bizlere de özlem giderelim diyorlar, tıpkı onlar gibiyim. Kalbim Mahmut Efendi Hazretlerinde.

Maneviyata yönelmenize vesile olan şey nedir? Eğer Sagopa ise, ona vesile olan şey ne?

Kolera: : ) İnanır mısınız bilmem ama tam tersine en başta ben Sago’ya vesile oldum, o da bana başka eksiklerimi düzeltmemde vesile oldu. Tabi herkes kendini kendi yetiştiriyor, Sago da aldı yürüdü. Farsça bildiği için çok büyük bir artısı var. Birbirimizden etkileniyoruz, okuduklarımızı ya da dinlediklerimizi birbirimize anlatıyoruz, beraber de ilim yapıyoruz. Maneviyata yönelmek diye bir şey diyemeyiz buna hatırlamak diyelim çünkü ailem beni ilkokula giderken Kur’an Kursuna vermişti, hoca bana bağırıp ceza verdi diye kurstan çıkmıştım ama onlar üzerine düşeni her zaman yaptılar. Ben küçücükken annem ‘’Hadi artık gelin namaz öğrenme vaktiniz geldi’’ deyip abimle bana namaz kılmayı öğretmişti. Lisede kendimi biraz salmıştım annem yine araya girerdi ‘’Bir Yasin oku kızım iyice saldın’’ derdi. Yani annem kapalı bir bayan değildi ama analık görevini hep yaptı. Allah ailemden razı olsun bana küçük yaşta öğrettiler bir yaratanımın olduğunu, daha okula başlamamıştım sureleri yarım yamalak ağzımla okuyordum, anneannem sağolsun çok öğretirdi. Bu tabloya bakınca doğduğum andan beri maneviyat hayatımdaydı, ailem bir temel inşa etti katları kendim çıktım, çeşitli velilerin hayatını izlemek, hocaların vaazlerine kulak asmak ve Allah-u Teala yı anmak en büyük vesilelerim.

Üçaylarda neden konser vermiyorsunuz?

Kolera: Üç aylarda bazı şeyler gerekiyor bu yüzden aklımızın dolu olmaması lazım.

Üçayları nasıl değerlendiriyorsunuz, neler yapıyorsunuz?

Kolera: İbadetler söylenmez. Elimizden geldikçe yad etmeye çalışıyoruz.

Üçaylardaki yaşantınız ve hissettikleriniz yılın geri kalan kısmındakilerden farklı oluyor mu?

Kolera: Kesinlikle çok farklı oluyor hele Ramazan geldi mi şeytanlar da bağlandığı için müthiş bir huzur yaşıyorum. Yılın geri kalanında da Allah’ı unutmuyorsunuz tabi ama o 3 ay bambaşka. Maneviyatı, hissiyatı, diğer aylardan o kadar farklı ki, yılın geri kalan zamanlarında ahh Ramazan’ı çok özledim dediğim çok oluyor. Kimisi Ramazan’ın gelişini ağırlık olarak görürken ben sevinçle yolunu gözlüyorum. Recep, Şaban ve Ramazan aylarında çok büyük hikmetler ve fırsatlar var, yolunu 4 gözle beklememek elde mi?


Türkiye’de Ramazan ve üç ayların hakkı yeterince veriliyor mu sizce?

Kolera: Maalesef verilmiyor. Ramazan sanki eğlenme ayıymış gibi herkes kuklaların, pamuk şekerlerin peşine düşüyor. Halbu ki 11 ay eğlencedeyiz, 1 ayı da farklı geçirsek olmaz mı?
Zaten Recep ayı Allah CC.’nün ayı, haram ay, günahlar ve sevaplar kat kat yazılıyor. Takiben Şa’ban-ı Şerif var, Peygamber Sav.’in ayıdır, hatta buyurur ki:’’Recep ayında oruç tutanlar Şa’ban’da neredeler?’’. Yani sitemi bile var, bu ayın kıymeti bilinsin istiyor. Ramazan da biz kullarının ayı, zaten ne Recep ayını ne Şa’ban ayını hakkıyla geçirebiliyoruz. Ramazan’da da pamuk şekerin peşine mi düşelim?

Bir kitap yazıyordunuz. Bu kitabın içeriği tam olarak ne olacak? Ne zaman bitirebileceksiniz kitabı?

Kolera: Evet, yazmaya Ramazan da inşallah yine ağırlık vereceğim, ne zaman bitirebileceğim bilmiyorum. Velilerin dünyası derin umman. Onların kıssalarını derliyorum, içerik sadece bu. Aslında uygun bulunursa ‘’Kolo’nun güneş sistemi’’ adlı blog sitemden e-kitap olarak yayınlamaya başlamayı düşündüğüm oldu, her hafta 1 sayfa paylaşabilirim. Belki de öyle yapmayıp kitap olarak çıkarabilirim. Acaba hangisi daha iyi olur henüz karar veremedim. Ama e-kitap olursa print edip arşivlemelerini dilerim.

Ramazanı değerlendirme açısından sevenlerinize tavsiyeleriniz var mı?

Kolera: Gününü oruçla gecesini de ibadetlerle geçirsinler. Belki birkaç tesbih, zikir, belki birkaç rekat namaz, gücünün yettiğince ne olursa. Bazen oruç çarpar, hiçbir şey yapmazsın, o zaman da bari zararlı şeyler yapmasınlar. Efendimiz Sav. buyurmuş “Nice oruç tutanlar vardır, yanına kalan sadece açlığıdır’’. Önemli olan nefis terbiyesi, yemekten kendini alıkoyduğun gibi, kötü söz ve davranışlardan, zamanı boşa harcamaktan da uzak durmak gerek. Oruç bir kalkan gibidir, hata yaptıkça kalkan delinir ve iftar vakti yanına kalan sadece açlığındır. Sevabını yaptıklarınla daha iftar etmeden bitirmek insanın elinde. O nedenle olmadıkları kadar mülayim ve huzurlu olmalarını dilerim. Bu ayda şu msn vs işerinden uzak durabilirlerse aslında ne kadar çok boş zamanları olduğunun farkına varabilirler.Hep kendimize zaman ayırıyoruz Allah’a karşı ayıp oluyor bari bu ayda biraz kıymet bilelim inşallah.

Bu yoğun zamanınızda bize vakit ayırdığınız için Ajans5 adına çok teşekkür ediyorum. Albüm çalışmalarınızda Allah yardımcınız olsun.
__________________
.¤*¨¨*¤.¸¸...¸.
\¸. BARCELONA .¸
.\¸.¤*¨¨*¤.¸¸.¸.¤
..\
☻/
/▌
/ \
Barça ♥
maradonahmet Ofline   Alıntı ile Cevapla