Konu: Dejavu
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-10-2009, 11:05   #1
alpler
Dişi Kartal
 
alpler - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Dejavu

2006-2007 sezonu...
10 kişi kalan rakibinin üzerine kabus gibi çöken Beşiktaş, golü bir türlü bulamıyor. Kaçan akıl almaz gollerin sonunda kara kartal, Sakaryaspor ile 0-0 berabere kalıyor...
Sonra ki hafta Antalyaspor deplasmanı sanıldığından zor geçiyor... 3-1 öne geçilen karşılaşma sonunda yine hayal kırıklığı yaşanıyor. Skor 4-4...
Maç sonunda Tigana`ya yükselen istifa sesleri... Gelecek hafta olup biteceklerin habercisi gibi...
11 Kasım 2006, Cumartesi...
Soğuk ve çok gergin bir gün...
Beşiktaş, mutlak suretle kazanmak zorunda...
Taraftar sabırsız...
Kapalı tribün Tigana`yı bağrına basıyor...
"Jötem Tigana"
Maç başlıyor. Fakat işler umulduğu gibi gitmiyor...
Mehmet Yıldız`ın, Runje`nin hatalı çıkışı ile orta sahanın ilerisinden attığı kafa golü ve 0-1...
Bütün stadyum Beşiktaş`tan gol beklerken, Sivasspor gol kaçırmaya devam ediyor. Çok kötü bir futbol ve son düdük. Karşılaşma 0-1 sona eriyor...
Numaralı tribünün başlattığı kıvılcım, Kapalı Tribünün bir kısmı ile birlikte bütün stadyumu alev alev yakıyor...
"Yönetim İstifa"
Herkes öfkeli...
Aniden hedef değişiyor ve sesler yön değiştiriyor "çArşı uyuma yönetime sahip çık" , "Satılmış çArşı"...
Nasıl yani?
Herkes evine gidiyor...
Ertesi gün boy boy haberler, "tribünler karıştı", bu da en masum olanı...
Kadıköy deplasmanında "Sahibinden satılık çArşı" pankartı halen gözümün önüne geldiğinde üzülürüm...
Aradan yıllar geçti o günler de tepki gösterenler, desibel rekorunda yeniden "çArşı" oldu...
Şimdi yeniden başlıyoruz...
Dejavu...

**

Beşiktaş tribünü çok büyük bir sosyal kitledir. Aynı fikrin benimsenmesi beklenemez...
Zira "karşı" olmayı biz bu yüzden seviyoruz...
Fakat, karşı olmak derken körü körüne değil. Bilinçli bir şekilde karşı olmak gerekiyor...
Biz "halkız" diyorsak, bunun farkına varmalıyız...
Beşiktaş`ı ne pahasına olursa olsun destekleyenler ve protesto edenler...
Futbolcuya kızanlar, kendine kızanlar, Hoca`ya kızanlar...
Her çeşit insan var...
Farklı düşünceler tek bir çatı altında birleşiyor, Beşiktaş sevgisi...
Şu yanlışa düşmememiz gerekiyor...
Eğer kendimizi suçlamaya başlarsak, hatayı o zaman yapmış oluruz...
Genel olarak tribünde hata yok mu? Elbette var...
Fakat, hataların bedelini yine ödeyen tribüne gelen insanlar...
"Özgür" basını dikkatli takip eden herkes bilir...
Şuan en büyük suçlu "Beşiktaş tribünü"...
Ne Başkan, ne Hoca...
Ders almamız gerekirken, kendimize o kadar sert karşı oluyoruz ki, olayların akışı değişiyor...
Çekmek isteyen istediği yere çekiyor...
En acısı Beşiktaş sevgisi sorgulanıyor...
Tribün çok hassastır...
Lütfen dikkat!..

**

Umut...

Volfsburg karşılaşması zor geçecek...
Klasik...
Rakibin en göze batan özelliği rahat gol atıyorlar... Aynı şekil de rahatta gol yiyebiliyorlar...
Fakat bizim öncelik olarak gol yememeyi düşünmemiz gerekiyor...
Moskova maçında olduğu gibi kararsız başlarsak sonuç bizim için yine hüsran olur...
Rakibin çok etkili gol ayakları var... Bunu gözardı etmemek gerekiyor...
Eğer savunmada sert başlarsak, tecrübe eksikliği olan rakibimizi paniğe sokarız...
Neden öncelik gol yememek? Çünkü, gol yediğimiz anda malesef gardımız düşüyor...
Bunu da engellemenin en güvenli yolu, rakibin direncini savunmada kırmak...

**

Savunma kadar Nihat ve Tello`ya da bu maçta çok iş düşecek...
İleri şişirilen toplar atmak yerine, topu yere indirip, mümkün olduğu kadar hızlı pas yaparak hücum etmeliyiz...
Rakibin yerleşik savunmasını açmak yerine bu yol daha mantıklı...
Kadromuz buna çok müsait...
Gruptan 2 veya 3 olarak kalifiye istiyorsak. Mutlaka kaybetmememiz gerekiyor...



FATİH KAYA
__________________
alpler Ofline   Alıntı ile Cevapla