Alıntı:
Karetta2002´isimli üyeden Alıntı
 Hocam,2,5 yıldır yazılarını okurum,hep,katılırım,hep de takdir ederim...ama ilk defa sana katılmıyorum..
" Biz Beşiktaş'ın yönetiminde söz sahibi olmayacaksak, yanlış gördüklerimiz için sesimizi çıkarmayacaksak biz neyiz ozaman.. "
Biz taraftarız sevgili dostum..tanımını ise sen de bende biliyoruz..,dünyanın hiçbir yerinde taraftar kulüp yönetiminde söz sahibi değildir..tabii ki beğenmediğini protesto eder (edebince ve adabınca) ,tabiiki yanlış gördüğünü dile getirir,tabiiki beğenmediği yönetimin gitmesini ister..ben de beğenmiyorum bu yönetimi,bence kulüp tarihinin en kötü yönetimidir..tabiiki kulübün iyi yerlere gelmesini isteyeceksin..bunu beşiktaş taraftarı olan herkes ister..ama;kulüp yönetiminde yönetimlerin seçiminde söz sahibi olan organ,yasalarla belirtilmiştir ..o organ genel kuruldur..Genel kurul yönetecekleri seçer ve o seçilenler de kulübü yönetir..
Burası Türkiye Cumhuriyetidir sevgili dostum "kuvvetler ayrılığı" ilkesi tüm kurum ve kuruluşlarında uygulanır,uygulanmalıdır..Hiçkimse;kendine yasalarla belirlenenin dışında "durumdan vazife çıkarma" işgüzarlığında bulunamaz..
Dediğine şurada katılıyorum;dünyanın tüm futbolda ilerlemiş tüm ülkelerinde,işini yapamayan yönetimler taraftarları tarafından protesto edilirler,protesto ile görev bırakmaları yönünde baskı yapılır..ama hiç birinde ,bizdeki gibi trübünler savaş alanına çevrilmez..senin ;avrupa futbolunu takip ettiğini tahmin ediyorum..hangi gelişmiş futbol ülkesinde trübünler savaş yeri olarak görülür ya da gösterilir..
Beşiktaş taraftarı dünyanın en etkili taraftarlarından biri olarak gösterilir,ama onun etkisi, takımına verdiği destek ile sadece saha sonucuna olmalıdır..."takım yenilsin de yönetim gitsin" gibi aptalca bir düşünceyi beşiktaş taraftarına da asla yakıştıramam..Trübünde ,"yönetim istifa" diyen Beşiktaş sevgisi ile dopdolu taraftarın yanında,artık neması kesilen soysuzların olduğunu da biliyorum,o neması kesilenlerin ne yaptığını da..50 yaşındayım,son 10 yıl hariç yaklaşık 25 sene o statda maç seyrettim..kimin ne olduğunu çok iyi biliyorum..Bende ,sizler gibi ,bu yönetimin tabiri caiz ise "defolup gitmesini" canı gönülden istiyorum ..ama sadece o kadar..İstediğimiz kadar haklı olalım,belli noktadan sonra yapacağımız,en basit tanımı "adli suç" teşkil eder ve müeyyidesi de bellidir..Bizim yapacağımız,asla ve asla takıma ve kendimize zarar vermeden protestomuzu sürdürmek ve genel kuruldan çıkacak karara saygı duymaktır..
sevgi ile kal dostum... |
Üstad, beni yanlış anlamışsın.. Ben taraftar protesto etmelidir, yönetimin yanlışlarına tepki göstermelidir derken taraftar vurmalıdır, kırmalıdır ortalığı birbirine katmalıdır, küfürler savurmalıdır demedim ki.. Ben sadece bir arkadaşımızın taraftar herşeye maydonoz olmamalı, sadece takımına destek vermeli ifadesine karşı çıkıyorum.. Bir kez daha söylüyorum.. Bu kulübün sahibi taraftarı ve camiasıdır.. Taraftarın konuşabileceği, fikrini söyleyeceği tek yer tribündür.. Bunu insanlık ve taraftarlık sınırları içinde medeni bir şekilde ifade etmek de özgürdür ve yapmalıdır..
Ne güzel söylemişsin burası Türkiye Cumhuriyeti diye.. Aynısı ben söyleyecektim.. Cumhuriyet yani yöneticilerini seçme özgürlüğü ifade özgürlüğü.. Bunlar ancak katılımcı demokrasiyle olur.. Aksi takdirde eski ingilteredeki gibi kralın yönettiği ve bazı soylu kesimin onu seçtiği ve destek verdiği bir rejim olur.. Halk hiçbir şey ifade etmez.. Nasıl vatandaş olarak seçim yapıyorsak ve kendi yöneticilerimizi seçip meclise gönderiyorsak ve sonra aaa ne yapalım kötü yönetiyorlar yapacak birşey demeyip sivil toplum örgütleriyle fikirlerimizi, memnuniyetimizi ifade ediyorsak, demokratik haklarımızı medenice kullanıyorsak taraftar olarak da fikrimizi ifade etmeliyiz.. Taraftarın vatandaştan farklı yanı yöneticilerini seçme özgürlüğü yok malesef.. Onun için konuşabileceği, fikrini ifade edeceği tek yer tribündür yada bu tarz forumlardır.. Ben bunu söylüyorum.. Beşiktaş tribünlerinin birbirine girmesini, insanların tartaklanmasını, rant ve çıkar sağlayanların kulübüne sahip çıkmak isteyenleri dövmesini ve bu düzenin bu şekilde devam etmesini istemiyorum..
Şimdi hepimiz gitmesini istiyoruz Yıldırım Demirören'in ama görevimiz olmadığı için sesimizi çıkarmıyoruz.. Peki söyler misiniz kim bilecek çoğunluğun memnuniyetsizliğini de bu adam gidecek.. Ben bir yöneticiysem hitap ettiğim kitle benimle ilgili hiçbir yorum yapmıyorsa egomla beraber kendimi başarılı görürüm ve hiç o koltuktan inmeyi düşünmem.. Ben böyle düşünüyorsam kulübe benim üye yaptığım kitle de böyle düşünmeye mecburdur.. Taraftarın desteğini görmeyen kimse aday olmaz, başkan olamaz.. Serdar Bilgili Beşiktaşlılık anlamında belki Demirören'in çok gerisinde kalır ama şunu kabul edelim yönetcilik anlamında Demirören'in çok önündedir.. Bu taraftar ve camia onu 2 ayda başkanlıktan indirmiştir çünkü camia içinde çok zayıftır aslında.. Demirören ailesi ise camia içinde genel kurulda, gruplarda güçlüdür bu kadar rezilliğe karşın kimse ses çıkaramamaktadır.. Buna ses çıkaracak tek kitle taraftardır tabiki.. Yoksa emin olun bu adam daha yıllarca başımızda kalır..