[dumanx77]

Şehirler pas kokardı senden evvel.
Saçlarına yağmur düşmezdi güneş kızlarının.


Ey yâr!
İnce bir yağmur sızısıdır varlığın, bir gelir bir gider...

Güz gelip de yangın başlamadan
tutmalısın doğanın yelesinden
yüreğindeki seher yeli
varmalıdır sabah olmadan
gül bahçesine sevda hevengine ...



ben bir kum saatiyim ve sen kum taneleri
seninle biriktirdim içimde seneleri...




Ve işte devrildi yine kıl çadırlar
göç başladı bir acıdan bin acıya
Geride akşamın küllenen ateşi
ve susturulmuş çocuk sevinçleri kaldı !



Suya düşen bir karanfilse yüreğin
bırak kendini ırmağın türküsüne gülüm
vursun seni o taştan bu taşa
o çağlayandan bu çağlayana...

bu yol buraya cikar ..


sana bir mektup var ..




cennet bekleyebilir ..



seni beklerken ..




yaralı
gelecege uzanan eski bir düs artık
dikensiz
telsiz gülec topraklar...