Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-12-2009, 23:07   #1
OutKast
 
OutKast - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Fabian Ernst Röportajı

Daha önce de çok sevilen yabancı futbolcular oldu ama takıma onun kadar hızlı bir biçimde adapte olanına rastlanmadı. Almanya`nın soğuk ikliminden gelen Fabian Ernst kendisini Beşiktaşlılara fazlasıyla sevdirmeyi başardı. Tribünler artık ona aşık.

Schalke`de oynarken bir Ruhr derbisinde Borissia Dortmund`a yenilerek şampiyonluğu kaybetmiştiniz. O gün nasıl bir gündü, maç sonrası ruh halin nasıldı? Geçen sezon yine son haftalarda Fenerbahçe`ye yenildiğinizde o gün aklına geldi mi?

Dediğiniz gibi üzüntülü, sıkıntılı bir maç yaşadık ama o zaman durum biraz daha farklıydı; zira geriye sadece iki hafta kalmıştı ve bunu telafi etme şansını bulamamıştık. Geçen seneyse Fenerbahçe maçı sonrasında telafi etmek için daha fazla maç vardı ve bunun üstesinden gelip şampiyon olduk. Almanya`da yaşadığım yenilgide en üzücü olan durum Borissia Dortmund`un ligdeki durumuydu; yanlış hatırlamıyorsam 12. sıradaydılar. Maç da onlar için hiç önemli değildi ama o karşılaşmayla bizi şampiyonluktan ettiler. Gerçekten çok üzücüydü.

Hannover doğumlusun, Hamburg, Bremen ve Schalke gibi futbol geleneği olan takımlarda oynadın. Hangisinin şehri tam anlamıyla bir futbol kentiydi?

Tamamen farklı karakterlere sahipler, ayrı ayrı özellikler taşıyorlar. Tabii ki hepsi futbolla yatıp kalkıyor ama tahmin edersiniz ki Hamburg oldukça büyük bir şehir, Almanya`nın en büyüklerinden birisi. Kentin nüfusu diğerlerinden fazla ve daha zengin bir şehir. Bremen`de böyle değildi; daha küçük bir şehirde birbirimize destek olarak konsantrasyonumuzu sağlama imkanımız vardı. Almanya`da son oynadığım takım olan Schalke`nin bulunduğu kent Gelsenkirchen`se sadece 250 bin nüfusluk bir kentti haliyle şimdi yaşadığım İstanbul oradan son derece farklı.

Werder Bremen geçen sezon UEFA Kupası finalini oynamak için İstanbul`a geldiğinde neler düşündün?

Finale kadar geldiler, kupayı kazanamadılar ama gene de başarılı oldular. Bu beş altı senelik bir yükselişle gelen bir başarıydı. Werder Bremen`in başarıları kanıtlanmış durumda.

Trabzonsporlu Tjikuzu, FourFourTwo`ya verdiği röportajda `Türkiye`ye bomba transfer olarak getirilen Ernst, Bremen`de benim yedeğimdi` dedi. Senin bu konuda ve Tjikuzu hakkında söyleyebilceğin bir şey var mı?

Belki espri yapmıştır(kahkahalarla gülüyor)! Onunla iyi arkadaşız, Werder Bremen`in başarısı için onunla birlikte uzun süre mücadele ettik. Daha çok ben oynadım, o yedekti! Size güzel bir şaka yapmış!

Beşiktaş`tan teklif gelmese ya da bunu kabul etmesen Schalke`de ilk 11`deki yerin garanti miydi? Bundesliga`da neden kalmadın?

Formamı kaybetmek gibi bir endişem yoktu. Orada kalsaydım ilk 11`de oynamaya devam edeceğimden yüzde yüz eminim. Bu tip konuların kararlarımda hiçbir rolü yok. Tabii ki Schalke`de yüzde yüz mutlu olsaydım, istediklerim tam olarak gerçekleşseydi orada kalmayı bir alternatif olarak düşünebilirdim. Bunlar geçmişte kalan konular olduğu için fazla detaya girmek istemiyorum. Beşiktaş`ın teklifi de çok cazip ve beni mutlu eden bir gelişmeydi. Yeni bir ülkeye gelmek benim için değişik bir tecrübe olacağı için sevinerek geldim.

Milli takımda 24 kere oynadın ama devamı gelmedi. Bunun nedenleri neydi?

2006`daki Dünya Kupası öncesine kadar milli takımda sürekli oynuyordum ancak sonrasında beni hiç düşünmediler. Aslında takıma çağrılmayı bekledim ama nedense beni hiç arayıp kadroya davet etmediler. Bunun nedeniyle ilgili olarak da hiçbir şey söylemediler. Neden çağrılmadığımı bilmiyorum.

Almanya`da en mutlu günlerini hangi takımda geçirdin?

Sanıyorum Werder Bremen`de diyeceğim. Orada futbola daha rahat konsantrasyon sağlayabileceğimiz bir ortam vardı. Üzerimizdeki baskı azdı, arkadaşlıklarımız daha samimiydi. Küçük problemleri el ele, omuz omuza verip aşabiliyorduk ve o dönemlerde bunun karşılığını şampiyon olarak aldık.

Beşiktaş`tan transfer teklifi almadan önce herhangi bir Turkcell Süper Lig maçı izlemiş miydin? İzlediğin zaman neler düşündün?

Türkiye ligini Almanya`da izlemek çok kolay değil. Bazen derbilerle ilgili görüntüler geçiyor, onların bazılarına denk gelmiştim. Buraya geldikten sonra izlediğimde Türkiye liginin Bundesliga`dan oldukça farklı olduğunu gördüm. Türkiye`den beş altı takımı taktik anlayış ve kalite olarak Bundesliga`ya yakın görüyorum. Tabii futbol her zaman sürprizlere açık bir oyun ve her takım bir başkasını yenebilir. Bu Almanya`da da böyle, Türkiye`de.

Click the image to open in full size.

Beşiktaş`a geçen sezon devre arasında katıldın ve inanılmaz hızlı bir biçimde takıma uyum sağladın. Bunu nasıl başardın?

Aslında her şey çok hızlı bir şekilde gelişti ve bir iki gün içinde karar verip İstanbul`a geldim. Aynı hızlı gelişmeleri takıma adaptasyonumda da yaşadım. Sanırım Mustafa Denizli`nin de son derece başarılı bulduğu takımdaki tek eksik olarak gördüğü mevkiye beni düşünmesi ve benim de hazır olarak oraya gelmem bunda büyük rol oynadı.

Oynadığın mevkide Türk takımları oldukça çok miktarda yabancı futbolcu kullanıyor. Türk orta sahalarda senin gördüğü eksik ve artılar neler?

Ben pek böyle düşünmüyorum, yabancı futbolcular hemen her mevkide var. Kaleciler, forvetler, savunmacılar arasındayabancı bulunuyor. Bunda takımın ihtiyacı önemli. Dediğiniz gibi oynadığım bölge oldukça önemli. Bu bölgede oynayan Emre Belözoğlu ve Mehmet Topal gibi burada oldukça başarılı performanslar sergileyen Türk oyuncular var.

Mustafa Denizli maçlarda sana nasıl bir rol veriyor? Bu rol ile Almanya günlerinde aldığın rol arasında bir fark var mı?

Buradaki konumum Almanya`dakinden biraz farklılık gösteriyor. Bundesliga`da oynarken genelde dörtlü defansın önünde, savunmaya daha yakın oynuyorum. O bölgede tek başımaydım ve %80`e yakın defansı düşünmek zorundaydım. Çift önlibero oynadığımda tabii hücuma biraz daha yakın olabiliyordum. Buraya geldikten sonra önce Edouard Cisse, sonra da Michael Fink`le birlikte oynadığım için ileriye daha çok çıkabiliyorum. Benim Almanya`daki rolümü onlar üstlendiler.

Beşiktaş`ta klasik bir önliberoya göre rakibi çok daha ileride karşılıyorsun, hatta kimi zaman forvetler yerine rakip takıma ilk presi yapıyorsun. Bu kadar yükün altından fizik olarak nasıl kalkıyorsun?

Evet haklısınız, belki göze çok batmıyor ama bu gerçekten ağır bir yük ve çok fazla iş anlamına geliyor (gülüyor). Diğer takımların sistemlerini, düşünce yapılarını bilemiyorum ama ben takımıma hem defansif hem de ofansif anlamda katkı sağlamaya çalışıyorum. Bu da söylediğiniz gibi artı bir fiziki güç gerektiriyor.

İlk maçlarına göre daha az güçlü göründüğüne, gücünü aldığın antrenmanları Türkiye`de yapamadığına dair yorumlar yapılıyor. Schalke`de yaptığın antrenmanlarla Beşiktaş`ta yaptıkların arasında bir fark var mı?

Geçen sene de bu sene de yaptığım şey, takımın ihtiyaçlarını elimden geldiğince karşılamaya çalışmak. Bunu takım olarak düşünmek gerekiyor. Belki kötü oynadığımız, kötü skorlar aldığımız zamanlar herkes için aynı şey geçerli. O zaman böyle yorumlar almamız normal. Takım olarak eksiklerimiz olabilir, tek tek oyuncuları irdelemek doğru değil. Antrenmanlarda bir eksiğimiz olmadığınıda söyleyebilirim.

Click the image to open in full size.

Geçen sezon devre arasında Beşiktaş`a katıldığında takım altıncı sıradaydı. Takıma doğrudan bir katkın oldu ve sezon sonunda Beşiktaş`ın müzesinde iki kupa vardı. Sezon bittiğinde neler düşünüyordun?

ÖZLENEN ADAM CİSSE

Click the image to open in full size.

Dediğiniz gibi takım altıncı sıradaydı ve liderle aramızda oldukça puan farkı vardı. Ancak teknik direktörümüz Mustafa Denizli biz şampiyon olabileceğimize inandırdı. Maç maç ilerdeik ve başladık. İyi sonuçlarla da iki kupayı almayı başardık. Bu iki kupayı almak büyük bir mutluluktu.


Bir röportajında `Cisse`yi özlüyorum` dedin. Cisse`nin hangi özelliklerinden dolayı özlüyorsun?

Bana `Cisse`yi özlüyormusun?` diye soruldu ve ben de `Evet, özlüyorum` diye yanıt verdim. Böyle bir yanıt vermemin iki sebebi var. Cisse saha dışında da beraber hareket ettiğim bir arkadaşımdı. Birlikte şakalaşır, eğlenir, takıma moral katardık. Bir arkadaşıma uzak kaldığım için gitmesine üzüldüm ama bu futbol ve futbolda böyle şeyler sıklıkla yaşanır. Diğer taraftan saha içinde de aynı mevkiyi paylaşıyorduk ve çok iyi anlaşıyorduk.


Futbol kariyerinde orta sahanın ortası dışında bir bölgede hiç oynadın mı?

Arada sırada savunmada oynadığım oldu. Orta sahanın da her bölgesinde forma giydim. En çok bugün oynadığım bölgeyi seviyorum. Benim gerçek mevkim burası.

Bugüne kadar futbola dair aldığın en iyi tavsiye nedir?

Tavsiyelerden çok oynadığımız maçlardan edindiğiniz tecrübeler size en iyi yolu gösterir. Herkesin futbol oynayarak tecrübelenmesi bence en iyi tavsiyeden daha önemlidir.

Mustafa Denizli Ernst`le gerçek nokta transferi nasıl yapıldığını gösterdi.

Click the image to open in full size.

Yedek kaldığında, sakatlığında ya da takımda işler yolunda gitmediğinde umutsuzluğa kapılıyor musun? Öyle dönemlerde bu durumdan nasıl çıkmaya bakıyorsun?

Özellikle söylemem gereken bir şey var, formsuzluk nedeniyle yedek kalmak ve sahaya çıkmamak benim başıma pek gelen bir şey değil; ben sürekli oynarım! Ancak tabii ki sakatlık, kart cezası gibi bir durumda tribüne çıkmaktan her futbolcu gibi hoşlanmam.

Bugüne kadar çalışmaktan en çok hoşlandığın teknik direktör kimdi?

Genç oyuncular çoğu zaman yeteri kadar oynatılmadıklarını düşünerek teknik direktörleriyle sorunlar yaşar, bu 21-22 yaşlarımda benim de başıma gelmişti. Belli bir yaştan sonra hocalarımla pek sorun yaşamadım. Mutlaka bir isim vermem gerekirse Werder Bremen`de beş sene birlikte çalıştığım Thomas Schaaf`ı söyleyebilirim.

Bu sezon Türkiye`ye birçok dünyaca ünlü yıldız geldi. Elano, Keita hakkında neler düşünüyorsun? Süper Lig`in en iyisi hala Alex de Souza mı?

Şova kaçn ve artistik hareketlerle sahada var olan futbolculardan çok takım için fedakarca oynayan, bütün gücünü sahaya yansıtan, biraz benim yapıma benzeyen oyuncuları seviyorum. Takımın ihtiyaçlarını ön planda tutan görev adamlarını daha çok önemsiyorum.


Almanya`yı özlüyor musun? En çok neleri özlüyorsun?

Burada çok mutluyum, her şey olumlu ve hiçbir şeyi özlemiyorum. Belki Almanya`daki bazı oturmuş kuralların eksikliğini burada hissediyorum. Ayrıca otoyollarda son sürat gitmeyi özlediğimi söyleyebilirim, zira İstanbul`da otoyollarda bile trafik sıkışıklığı yaşanıyor!

Geçen sen ikiz babası oldun. Hayatında neler değişti? Babalık nasıl bir şeymiş? Futbolculuktan zor mu?

Tabii ki baba oluyorsunuz ve hayatınızda önemli bir değişiklik yaşıyorsunuz. Babalık insana hayatında daha çok iş yüklüyor. Eskiden antrenmandan döndüğümde yatıp uyurken, şimdi çocuklarla ilgilenmem gerekiyor. Elbette yükün ağırlığı daha çok eşimin üstünde, neticede ben antrenmanlar, maçlar ve kamplar nedeniyle bu görevden bazen kaçabiliyorum! Yine de uyku saatlerim azaldı, artık akşam dokuz, on gibi yatıp sabah beş, altı gibi kalkıyorum. Eskiden bazı hobilerim vardı ama artık onları bir kenara attım; Belki birkaç sene sonra onlara geri dönmeyi başarırım.

Joachim Löw Ernst`in dumayk istemediği isimlerden.

Click the image to open in full size.

Wikipedi`da ve kendi internet sitende hala saçlı bir fotoğrafın duruyor. Saçlı fotoğraflarını görünce içinde bir burukluk oluyor mu? Eşin hangisini sana daha çok yakıştırıyor?

Fazla bir tercih şansım ya da yapabileceğim bir şey yoktu. Sanıyorum böylesi daha iyi, hem pratik hem de bakımı kolay. Eşim de beğendiğinden benim için bir sorun teşkil etmiyor.


Türkiye`de karşılaştığın en büyük sürpriz nedir?

Almanya`da insanlar futbolla bu kadar ilgili değiller; Almanlar ilgilerini stadyumlara giderek gösteriyor. Türkiye`deyse sokağa çıktığım anda etrafım sarılıyor. İnsanlar benden imza,forma ya da birlikte fotoğraf çektirmek istiyor. Almanya`da sokağa çıktığımda kimse bana dönüp bakmazdı. Neyse ki Türkçe bilmiyorum da verdikleri tavsiyeleri anlamıyorum!

Click the image to open in full size.

Beşiktaş taraftarı içten mücadele veren futbolcuları çok seviyor. Buna en iyi örnekler Pascal Nouma ve bir başka Alman futbolcu Stefan Kuntz. Her zaman bu kadar güçlü ve istekli miydin, yoksa Beşiktaş taraftarından aldığın elektrik mi bunu sağladı?

Benim tarzım her zaman en iyiyi vermek oldu ama bu Almanya`da gayet normal görülen bir durum, yani bana bir ayrıcalık kazandırmıyordu. Almanya`da herkes işinde elinden geldiğinin en iyisini yapmaya çalışır. Ben de işimi her zaman en iyi şekilde yaptım. Tabii ki kötü oynadığım zamanlar oluyor, o tamamen ayrı bir durum. Bunun yanında taraftarın bana gösterdiği ilgi ve beklentileri de beni ateşliyor. Onlar bana yakın davrandıkça ben de elimden gelenin fazlasını vermeye çalışıyorum. Birbirimizi böyle etkiliyoruz.
__________________
Click the image to open in full size.
|'' Beşiktaş İçin Gerekirse Sahada Kanımı Bile Akıtacağım '' R.Quaresma |
OutKast Ofline   Alıntı ile Cevapla