[alpler]

Öyle, özel dost sohbetleri vardır ki, sadece dört duvar arasında kalmalıdır.

Yani işin genel ahlaki değerleri açısından doğru olanı budur.

En azından benim anlayışım, yetişme tarzım, bugüne kadar olan davranışımı böyle şekillendirdi.

Birkaç gün önce gazetelere yansıyan Sergen Yalçın, Hakan Şükür söyleşisi canımı fena halde sıktı, hatta kalbimi kırdı. İkisi kendi aralarında, ya da arkadaş ortamında konuşsalar hiçbir diyeceğim olamaz…

Fakat bu sohbet herkesin gözü önünde, Sergen tarafından en hassas taraftar olan Beşiktaşlılara karşı yapılıyorsa, biraz daha dikkatli olmak gerekir diye düşünüyorum.

En azından bu konuşmaları alçak sesle, bizim kalbimizi kırmadan yapmaya özen gösterme nezaketinde bulanabilirlerdi.

Biliyorum, yine aranızda beni, farklı değerlendirenleriniz olacaktır, olsun; ama ben inandıklarımı söylemekten geri durmayacağım.

Sergen Yalçın, işbirliği yapıp, Beşiktaş’ın ipliğini pazara çıkarttığı kişinin yıllardır, “Galatasaraylı Hakan Şükür” olarak tanındığını unutup;

Dili varıp, Beşiktaş’ı cümle âlem’e nasıl rezil ettiğini bize bir anlatsın…

Çünkü Sergen Yalçın belki unuttu ama biz hiç unutmadık!

Galatasaray’ın Beşiktaş’tan çaldığı Şampiyonlukları…

Sadece onun için bile,

Yıllardır “Galatasaray”lılığı ile tanıdığımız,

Hakan Şükür’le birlikte Beşiktaş’ı gazete sütunlarına konu edemez…

1986-1987 sezonunda Sergen henüz Beşiktaş forması giymemişti ama onun büyükleri, hatta “AAAAA2”de birlikte mesai yaptığı Gökhan Keskin, Rıza Çalımbay, Feyyaz, Metin Tekin, sevgili Sinan Engin ağabeysi ona anlatsın Galatasaray’ın nasıl 14 sene sonra nasıl şampiyon olduğunu…

Sergen’inde Hakan’la karşılıklı oynadıkları yıllarda, formalarını terlettikleri zamanları hatırlatmayalım…

Beşiktaş’a en çok Galatasaray’ın zararı dokunduğunu herhalde kendisi de biliyordur.

Ama nasıl içine sindirip, böyle bir röportaj yapabildi, doğrusu çok şaşırıyorum.

Ben kendi adıma hiçbir futbolcuya formasını terlettiği kulübüne, formaya, bu şekilde yaklaşmayı yakıştıramıyorum…

Bülent Korkmaz’ı tebrik ediyorum. Hangi şartlarda Galatasaray’dan yollandı biliyoruz, ağzını açıp bir tek kötü kelime etti mi?

Hayır.
Hasan Saş,
Hayır.
Hakan Şükür,
Hayır, kırgınlığını belirtti, ama hiçbir şekilde, kulübü hakkında kötü bir cümle kurmadı.

Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman, Oğuz Çetin, Fenerbahçe’den kimler tarafından ne şartlarda gönderildiler…

Hiç mi, gururları incinmedi?

Hiç mi alacakları kalmadı?

Hiç mi yöneticiler kabalık yapmadı?

Hiç mi yanlış yapılmadı?

Başarısızlıkları konuşulmadı?

Arkalarından konuşulmadı?

Gazetelere olur olmaz açıklamalar yapılmadı?

Ama onlar isimlerine yakışanı yaptılar onca yıl isimleriyle özdeşleşmiş kulüplerine söz söylemediler, giydikleri formaya sahip çıktılar…

Gün ola harman ola…

Yanlış alaşımlasın Sergen Yalçın düşmanı filan değilim tam tersine, futbola ilk başladığı günden itibaren hayranıyım, yakın takipçisiyim…

Beşiktaş formasıyla İnönü de, ilk maçlarını dün gibi hatırlıyorum. İncecik bacaklarıyla attığı inanılmaz çalımlar, muhteşem vuruşları ile daha o günlerde hepimiz için geleceğin yıldızıydı Sergen.

A2’nin başına geldiği günden itibaren içimde büyük bir sevinçle kendisini yakından izliyordum biliyorsunuz.

Ama son günlerde, sanırım;

Şüphe ettim sevgisinden…

Hele hele, taraftarın gözünde şampiyonlukları elinden almış bir takım’ın futbolcusuyla Beşiktaş’ı al takke ver külah konuşuyorsan,

Helalinden alınmış iki kupayı alaycı bir şekilde önemsizmiş gibi gösteriyorsan,

Ben bunda art niyet ararım ve şüpheyle bakarım.

Hiç kimse kusura bakmasın…

Hakan Şükür, bunca zaman Galatasaray hakkında tek bir kelime konuşmadı, Niye Sergen Yalçın Beşiktaş’ı ona konuşturuyor?

Bizim ağarımıza gitti…

Şüphe ettim sevginden!

Itır ESEN