Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-01-2010, 14:04   #1
SahEmre
zɐʎaq ɥɐʎis
 
SahEmre - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Buz dağının hangi yüzü ..

Sancılı, sıkıntılı bir 6 yılın son günlerini geride bırakığyoruz. Artık sokaktaki, staddaki, semtteki hemen hemen tüm Beşiktaş sevdalılarının özlem ve hasretle beklediği seçimli kongreyle yüz yüze yüzeyiz.

Daha önce bir çok kere yapılan İstifa ve Aday olma çağrılarına seçimle geldim seçimle giderim ritüeliyle karışık veren sayın başkan şimdi seçimle karşı karşıya.

Çevremde görüğüm tanıdığım hmen hemen herkesin küçükte olsa bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya olduğunu görüyorum. Camiada sayın Demirörene karşı tek vücut bir güç ortaya koyulamadı, herkesin canı gönülden destekleyeceği üzerine hiçkimsenin tereddütü olmadığı geniş çaplı bir mutabakata dayalı tek aday ve güçlü bir muhalif yönetim kurulu kurulamadı. Ancak bundna 6 yıl önce sayın başkan ile yola çıkan ancak 3 yılın sonunda kendisinden koparak başkanlık çalışmaları için kulis yapan sayın Aksu bu göreve talip olduğunu açıkladı ve kadrosundaki isimler ile birlikte projelerini ortaya koydu.

Lafı fazla uzatmadan konuya getirmek istiyorum.

Bugün bir çok internet sitesinde yapılan anketleri görüyoruz, sayın Aksunun seçilmesi yönünde oy kullananların oranı hiç bir yerde %80 in altına düşmüyor. 80.000 - 70.000 - 50.000 kişinin oy kullandığı anketler bunlar. Ayrıca bu oyların tamamı istanbuldan falan da gelmiyor türkiyenin hatta dünyanın bir çok yerindne Beşiktaşlılar, Beşiktaşa gönül verenler oy kullanıyolar ve tercihlerini gayri resmide olsa ortaya koyuyorlar.

Ancak Beşiktaşlının bu seçiine rağmen gel gelelim yinede çoğunda kongrede bunun aksine bir tablonun ortaya çıkacağı düşüncesi hakim.

Asıl konumuz şu ;

Beşiktaş JK Kongre üyeleri başkanlık ve yönetim kurulu seçiminde hangi adaya neye göre oy atacaklar. Oy verirken başkan adayını değerlendirirken kritleri ne olacak ?

İşte buz dağının görünmeyen yüzü burada ortaya çıkıyor. Adamcılık, grupçuluk, kongrecilik, gelecek kaygısı, ticari çıkarlar, siyasi çıkarlar, rant, menfaat vs. vs. bu sayılan olguların ardı arkası kesilmez. Bu kulüp geliri yılda 100 Trilyonları aşan bir kulüp ve malesef hala kulüplerimiz bağımsız bir denetime tabi tutulmuyor, yerindelik denetimine tabi tutulmuyor. Dolayısıyla birileri mutlaka bu pastadan kendine pas çıkarabiliyor. Pasta sahibi olan başkan ve yönetimde koltuğunu daha sağlam bir konuma getirebilmek için bu pastadan ufak ufak dilimleri sağa sola ikram edebiliyor.

Son günlerde yaşanan olayları hayret ile izliyorum.

Sayın Aksu açıklıyor ;

Ben Ekim ayı başında henüz adaylığımı açıklamamışken, Sayın Keçeli ile görüşmek için kapısını çaldım. Kendisine Ocak ayındaki kongrede başkanlığa aday olacağımı söyledim ve benim yanımda olmasını istedim. Ancak kendisi Sayın Seba döneminde Yönetim kurullarında uzun yıllar görev aldığını ve bundan sonra ancak başkanlık düşünebileceğini bana ifade etti. Bende o halde siz başkanlığınızı açıklayın ben sizin altınızda görev alayım birlikte çalışalım teklifini kendisine ilettim. Kendisi de bana henüz karar vermek için erken olduğunu belirtti. Ben de bu doğrultuda yönetim kurulu listemi sağlıklı bir şekilde oluşturabilimek ve projelerimi ortaya koyabilmek adına 15 Ekim' de başkanlığımı açıkladım.

ve sayın Aksu ekliyor ;

Sayın Keçeli dünya tarihine başkan adayı olmadığını açıklamak için basın toplantısı düzenleyen ilk kişi olarak tarihe geçmiştir, kendisi adeta şu an Beşiktaş kulübü başkanıymış ta bir sonraki seçimde aday olmayacağını açıklıyormuş gibi değişik bir tavır sergiledi dedi.

Gelinen noktada Başkan adayı olmadığını basın toplantısı ile açıklayan ve Demiröreni bu toplantıda yerden yere vuran, Beşiktaş tarihinin en kötü başkanı ilan eden, Beşiktaşın karanlık günlere Demirörenle sürüklendiğini iddia eden ve Beşiktaşta bundna sonra sadece başkan olarak görev alabilirim diyen sayın Keçelinin dün gece itibarı ile sayın Demirörenin yönetim kuruluna girdiğini görmüş bulunuyoruz.

Evet söylediklerinin arkasında durmak, Beşiktaşlılık değerleri, tükürdüğünü yalamak ...

Takdir Camianın.

Bunun yanısıra sayın Demirörenin mevcut yönetim kurulundan ayrılan sayın Erdoğanın da seçimlerde Demirörene yeniden destek veriyor olması düşündürücü.. Geçmişte sayın Demirörene verip veriştiren söylemediği lafı ve yapmadığı eleştiriyi bırakmayan sayın Sinan Vardarında Demirörenin yanında yer alması manidar...

Şimdi insanlar düşünmez mi bu insanlar önce söylemediklerini bırakmıyorlar daha sonra yeniden sayın Demirörene bağlılıklarını ortaya koyup seçimde onun yanında yerlerini alıyorlar..

Şimdi soruyoruz o halde ;

Bu buz dağının altında görünmeyen gizli kapaklı ne var ?
Neden insanlar herşeye rağmen Sayın Demirören' in yanında yer almak zorunluluğu hissediyorlar ?
Kongre üyeleri oy verirken başkan seçerken hangi kriterleri dikkate alıyorlar ?
Sayın Demirören yeniden seçilemediği takdir de kimlerin konumu sıkıntıya girecektir, hangi musluklar kapanacaktır ?

Bizler olayı sadece Beşiktaşlılık, transferler, yönetim anlayışı, yapılan açıklamalar, teknik ve yönetimsel zaafiyet olarak değerlendiriyoruz. Bu bizim için buz dağının sadece görünen yüzü, olayın arka planında bu dağının koskoca bir görünmeyen gizli kalan yüzü var. İşte malesef kongrede belirleyici olan yine bu yüz olacaktır. İşte bu nedenle halk oylamasında yapılan anketlerde ki tablonun aksine kongrede bambaşka bir tablonun ortaya çıkması beklenmektedir.

Ve son olarak ;

Bu sebeple tek korkum 'Halkın ve Taraftarın Takımı' dediğimiz Beşiktaşın bu kongreden sonra 'AntiHalkın ve AntiTaraftarın Takımı' haline sayın Demirören tarafından süreç içinde nasıl getirildiğinin ortaya çıkmasıdır.

Saygılarımla.

Şah Emre Sofuoğlu
__________________
Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh +
SahEmre Ofline   Alıntı ile Cevapla