Dünkü maçta futbol adına akılda kalacak tek şey Rüştü'nün hakemin aut verdiği bir pozisyonun korner olduğunu hakeme göstermesiydi.. Şampiyonluk yolunda bu kadar önemli bir maçta rakibin tehlikeli olabilecek kornerine imkan verecek bu hareketi ancak siyah beyaz formalı bir futbolcu yapabilirdi.. Çok eleştirdiğimiz, yuhladığımız, ıslıkladığımız belki de hakaret ettiğimiz bu adam dün son yılların en büyük Beşiktaşlı duruşunu sergilemiştir.. Yıllarca ceza sahasında ucuz penaltılar kovalayan, rakibi attırmak için türlü çirkefliklere başvuran, bir taç atışı kazanmak için kendini yırtan futbolcuları ve takımları seyrettikten sonra belki Beşiktaşlı doğmayan ama dün itibariyle tam anlamda Beşiktaşlı olan Rüştü'ye bu camianın bir özür borcu vardır ve bunu da taraftar inönüdeki ilk maçta göstermelidir.. Evet bizim gerçek Beşikteşlı olma kriterimiz rakiblerimizle oynadığımız derbide gol atmak değil bu camianın değerlerini gösteren duruşu sergileme becerisidir.. Bu nedenledir ki diğer renkli takımların kalecilerinin (gol atma imkanlarının olmamasından dolayı) hiç gerçek anlamda renkli olamamasına rağmen Beşiktaş camiasında bunun mümkün olmasıdır ve bu da dün itibariyle olmuştur.. Bunun rakibimizde yıllarca oynamış bir futbolcuya nasip olması da ayrıca enteresandır.. Demek ki Beşiktaşlı doğmak gerekmemektedir.. Önemli olan o ruhu eninde sonunda hissetmektir.. Helal olsun sana Rüştü... |