Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18-03-2010, 08:46   #2417
safa1903
 
safa1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Beşiktaş kimyalarını bozuyor

Click the image to open in full size.
Moralinizi bozmayın, Beşiktaş alışıktır bu ortamlara. Aşağıdan geliyoruz.. Yavaş yavaş. Bu herkesi huzursuz ediyor. Buna inanın.


LİGİN 6. haftasında Beşiktaş, sahasında Kayserispor'a kaybetmiş ve sadece 6 puan toplayabilmişti. 6 haftada Galatasaray ve Fenerbahçe'den tam 12 puan geriye düşmüş, sıralamada da 12. sıraya inmişti. Beşiktaş'ta, "Ne olacağız?" endişesi sarmıştı camiayı.
Taraftar tribünlerde ikiye bölünmüştü.
Bir kısmı öfkesini başkan Yıldırım Demirören'e yöneltiyordu.
Kimsenin yüzü gülmüyordu.
Ama o hafta milad oldu. Beşiktaş'ın yükselişi başlamıştı. Siyah beyazlılar art arda maçlar kazanıyor, kazandıkça da zirveye ulaşmaya başlıyordu.
Umutlar yeniden filizlenmişti.
14. haftada Beşiktaş lider Fenerbahçe'nin sadece 1 puan gerisindeydi.
Bursaspor ve Galatasaray'ı da 1'er puan geride bırakmıştı.

Puan kayıpları

Her şey yoluna girdi derken 15, 16 ve 17. haftalardaki üst üste puan kayıplarıyla yine aynı kaygıyı yaşamaya başladı siyah beyazlılar.
Gözler hep Mustafa Denizli'yi arıyordu bu tür durumlarda.
Denizli ise o yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle aynı şeyi söylüyordu:
30. haftayı bekleyin...
Denizli'nin söyledikleri ne kadar gerçekleşir bilmiyorum, ama 25. hafta itibariyle siyah beyazlılar ligin üçüncülük koltuğuna oturdular bile.
Peki bu yükselişin ardında neler yaşandı?
Hiç mi moraller tabana vurmadı.
Futbolcuların konsantrasyonları, moralleri hiç mi bozulmadı?
"Şampiyonluk gidiyor" korkusu nasıl yaşandı ve bu korku nasıl yenildi?
İsterseniz perde arkasını biraz aralayalım ve o günlere dönelim...

Galibiyette neler yaptılar?

Beşiktaş soyunma odasında yenilgilerin aksine en büyük, "gürültü" galibiyetler sonrasında yaşandı. Yenilgide futbolcularını daha fazla demoralize etmek istemeyen Mustafa Denizligalibiyetlerde acımasız oluyordu. Herkesin hatasını yüzüne vuruyordu. Kızıyordu, hatta bağırıyordu. Ama bunun ölçüsünü kaçırmıyordu. Bunu oyuncularının da birbirlerine karşı yapmasını istiyordu. Galibiyet sevincinin yanı sıra hatalardan ders çıkarılmasını istiyordu.

Yenilgide neler yaptılar?

Beşiktaş'ın kaybettiği her maçtan sonra soyunma odasında büyük bir hayal kırıklığı yaşandı elbette. Üzüntülü ortamın değişmesi için herkes üstüne düşeni yapıyor, üzüntünün birkaç güne daha yayılmasının önüne geçmeye çalışıyordu. Ama soyunma odasına hışımla giren, futbolculara bağıran çağıran kimse olmadı. Buna Mustafa Denizli de dahil. Hatta teknik heyet öfkesini hep içine attı. Sustu, yenilginin üstünden birkaç gün geçmesini bekledi. Mağlubiyet ancak o zaman gündeme geldi. Ama daha sakin bir ses tonuyla ve çok açık, net ifadelerle.

Rakipler bizden korkuyor

Camiada herkesin umutlarının tükendiği dönemde siyah beyazlı futbolcuların hırslarını artıran konuşmalar hiç eksik olmadı. Sadece konuşma değil elbette, siyah beyazlılar çalışmadan ödün vermiyordu. Çok, daha çok çalışmaya devam ediyorlardı.
Hem fiziksel eksiklerini gideriyorlar, hem taksiksel anlamda birbirlerine uyumu artırıyorlar, hem de moral olarak daha güçlü hale geliyorlardı?
Nasıl mı?
Bir dakika bile inançlarını yitirmeyen teknik ekip sayesinde.
Beşiktaş'ın zirvenin çok uzağında kaldığı dönemlerde Mustafa Denizli oyuncularına şöyle sesleniyordu;

Kartallar yüksek uçuyor

"Moralinizi bozmayın, Beşiktaş alışıktır bu ortamlara. Aşağıdan geliyoruz.. Yavaş yavaş. Bu herkesi huzursuz ediyor. Buna inanın. Bizim gelişimiz, başka takımların gelişine benzemez. Beşiktaş'ın gelişi kafalara korku bırakır. Huzur bırakmaz kimsede. Ve bizim yaptıklarımız başkatakımların yaptıklarına benzemez. Kimyaları bozulur."
Bu konuşmayı bire bir hatırlayan futbolcular var siyah beyazlı takımda... Ve o futbolcular şimdi aynı şeyi söylüyor;

- Mustafa Denizli haklı çıktı.. Kartallar yüksek uçuyor...

İsmail Er-Hürriyet

__________________
Önemli olan ; Hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır..
.Click the image to open in full size.
safa1903 Ofline