Türk Spor Basın'ının duayen isimlerinden Güven Taner'in Star gazetesindeki köşe yazısı
Rüştü Reçber, topluma verdiği 'dürüst davranma' mesajlarıyla, maçın akışının etkisinde sinirlenmeden durumu yönetişiyle ve üstün kalecilik kalitesini sürdürerek Beşiktaş'a yaptığı olumlu katkıyla dorukta.
Aklıma iki şey getiriyor bu:
1. "Bu adamı neden aldınız" feryadı edenleri... Onlara transferin doğruluğunu anlatırken kimilerinden yediğim küfürleri...
2. Transfer isabetsizlikleri ile sıkça yerdiğimiz, kulübün borçlarının önemli kısmının bu yüzden olması nedeniyle hırpaladığımız Başkan Yıldırım Demirören'in 'doğrularının da olduğunu...'
***
Beşiktaş şampiyonluk havasına girmişken Kasımpaşa'ya puan kaptırınca, yöneticiler de bir umut kırıklığına uğradılar.
Bu doğal. Ancak...
Düşüncelerini, teknik adamı yeren sözlerle medya ile duyurmaları tehlikeli.
Acemiliklerine vermek gerek.
Yönetici dediğin yeni yara açmadan yara saran kişi olmalı.
Hukuk ne için?
Hukuk, 'Amaca göre yorum yapmak, önceden belirlenmiş bir sonuca varmak için yol çizmek' değildir. Hukuk, 'Adaleti sağlamak' içindir.
Hukuk, benzer olaylar karşısında 'eşit saptamalar' yapar ve 'eşit cezalar' üretir. 2004'ün 21 Kasım'ında Beşiktaş-Ç.Rize maçında tribünde Polis'in üstlerini arayarak stada aldığı binlerce seyirciden ikisi birbirine dalaşmış ve biri ötekini bıçaklamıştı. Bu olay sonrasında PFDK Beşiktaş'a üç maç seyircisiz oynama cezası vermişti!
O PFDK'nın bir üyesinin başkanlığını yaptığı şimdiki PFDK Ali Sami Yen stadında G.Saray-A.Gücü maçında bir seyircinin bir başka seyirciyi tribünden aşağıya atıp yaralanmasına neden olmasına ufak bir para cezası biçti!
Gerekçesi, olayı "Münferit olay" saymak... Olay gerçekten 'münferit'. Ancak Beşiktaş maçındaki de münferit idi. Öyle görülmedi!
Burada üzerinde durulması gereken, iki aynı tür olaya farklı yorum getirmek ve farklı ceza biçmektir.
Olaylar kadar, onları değerlendiren hukuk anlayışımızı ve buna yapılan etkileri sorgulamamız gerekiyor.
Broos'tan Güneş'e
Trabzonspor Broos ile çekilmez bir futbol oynuyordu.
Sadri Başkan Şenol Güneş'i getirdi.
Aynı kadro bir futbol kişiliği sahibi oldu.
Takım, taşıdığı değerler oranında başarılı olmakta.
Broos zamanında bir futbol kimliği, kişiliği yoktu.
Şimdi var. Broos'a diyeceğim çok şey yok.
Sevgili Sadri başkana var:
Neden Broos'u seçti başkan?
Sorgulanması gereken bu. Yalnız Trabzon'un değil tüm ülkenin sorunu bu. Dünyayı iyi tanımadan işi tam bilmeden yönetiyoruz futbolumuzu. Sonra da bizim bütçelerimizin Avrupalılarla mücadele edemeyeceğinden falan dem vuruyoruz. Oysa paramızdan önce bilgimiz yetersiz bunu fark etmeliyiz.