Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-04-2010, 10:28   #1
pascaltekin
B3ŞİKT@ŞK
 
pascaltekin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon16 Topun Çizgiyi Geçmesi: Sistem ve Tarih Üzerine

Bu başlıkta yazacaklarım aynanın diğer yüzünü görmek içindir. Bir Mustafa Denizli eleştirisi olarak düşünülmemelidir. Son Sivas maçından akılda kalacak tek güzel şey Denizli'ye verilen mesaj ve sonrasındaki duygu yoğunluğudur kanaatimce.

Büyük camiaların çalkantıları da büyük olur. İsyanlar, protestolar, suçlamalar ve önerilerin ardı arkası bitmiyor.
Doğal olarak bunların olması bekleniyordu. Zaten olmazsa bir problem var demektir. Zira İsviçre Alpleri'nde yaşamıyoruz.

Son günlerdeki kara tabloyu bir kenara bırakıp biraz soluklanalım, öfke katsayımız biraz dinlensin ve birazcık da durum tespiti yapalım. Rezilliklerle dolu FB maçı öncesini bir hatırlayalım. Sonrasını yazmaya zaten gerek yok.

Maç öncesinde Uğur Meleke'nin yazısını okumuştum. Tekrar bakmakta fayda var. http://www.milliyet.com.tr/bir-devam-fi ... efault.htm

Her iki takımın istatistikleri genel kanının aksine farklı şeyler söylüyor. "İstatistikleri anlatacağınız konu hakkında istediğiniz gibi eğip bükebilirsiniz" şeklindeki görüşü bir tarafa bırakıyorum.

İlk tabloya bakıldığında Beşiktaşımızın 29 maçta 154 gol pozisyonuna girip 39 gol attığı, FB'nin ise 168 pozisyondan 53'ünü gole çevirdiği anlaşılıyor. (Hükmen Ankaraspor maçları dahil) Bu sene oynadığımız futboldan memnun değiliz bunda herkes hemfikir. Üstelik defansif kurgu nedeniyle "korkak futbol" oynandığı şeklinde genel kabul görmüş bir kanaat var. Buna rağmen 29 maçta 154 gol pozisyonu üretilmiş. Yani maç başına 5,3 gol pozisyonu. Ben defansif futbolu savunuyor filan değilim. Ama şunu söylemekte fayda var. Defansif futbolla üretilen 154 gol pozisyonu, ofansif futbola geçildiğinde 300 seviyesine ulaşmayacak. Ki puan olarak istediği noktaya gelmiş ve "korkak futbol" oynamakla asla suçlanmayan FB'nin derbi öncesindeki gol pozisyonu sayısı 168. Diğer bir deyişle maç başına ortalama 5,8. Bir başka deyişle bize göre FB maç başına sadece 0,5 (yazıyla yarım) pozisyon fazla üretebilmiş.

Medyanın beyin yıkamasının ve genel kanının aksine esas sorun pozisyon üretememekte değil, üretilen pozisyonların gole dönüşmemesinde yatıyor. Üretilen gol pozisyonlarının gole dönüşme oranı (buna gol atma verimliliği de diyebiliriz) Beşiktaşımızda %25,3 iken, FB'nin oranı %31,5'e denk geliyor. Bir başka deyişle Beşiktaş 4 pozisyondan birini gole çevirebilirken, FB 3 pozisyondan birini golle sonuçlandırmış.

Hükmen Ankaraspor maçlarını çıkardığımızda
görüntü daha da vahimleşiyor. Bu durumda gol atma verimliliği Beşiktaşımızda %21,4'e FB'de de %28'e gerilemekte. Yani yaklaşık olarak Beşiktaş bulduğu 5 pozisyondan anca birini gol sevinci olarak yaşayabilmişken; FB 3,5 pozisyondan birini gole çevirmiş.

Böyle bir durumda hakem facialarını ve sergilenen bütün rezillikleri de düşünecek olursak hiçbirimizin beğenmediği bu oyun sistemi kendine düşen görevi yapmış oluyor. Bir başka deyişle Denizli'nin bu seneki sistemi veya sistemsizliği oyuna etki edecek en önemli unsur olan gol pozisyonlarını yeterince ve fazlasıyla üretmiştir. Futbol olarak birşey oynamayan FB 8 maçtır gol yemezken "korkak futbol" oynuyor diye eleştirilmez, benim takımım sistemli bir şekilde doğranırken üzerine yüklenilir. Üstelik bu kadar gol pozisyonunu bu defansif kadro üretmişken... Açık futbol oynayan, transfer şampiyonu ve Rijkaard'lı GS ise puantaj olarak bizden sadece 3 puan öndedir Beşiktaş'a yönelik bu kadar hakem katliamına rağmen. Oynanan oyunun tadı tuzu farklı bir konudur. Bulduğun 5 pozisyondan sadece birini gole çevirip dördünü dışarı atarsan yapacak birşey kalmıyor. Bu nedenle topu kaleye sokmayı becerebilen bir forvetimiz olmadığı sürece defansif de oynasan, ofansif de oynasan birşey fark etmeyecek.

Şimdi buradan hem benzer hem de farklı bir düzleme geçmek istiyorum. Ofansif futbol ve gol krallığı... İsterseniz futbol ligimizin gol krallarına şöylece bir göz atalım.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Turkcell_S ... llar.C4.B1

Yaklaşık 50 küsur senelik ligde Beşiktaş sadece 3 kez (yazıyla üç) gol kralı çıkartabilmiş. Buna karşın ezeli rakiplerimiz FB ve GS 14'er kez gol kralı çıkartmışlar. 50 küsur yılın geneline baktığımızda bu durumu Beşiktaşımızın bir eksikliği olarak değerlendiremeyiz. "Şenol Birol Gol" tezahüratından sonra Şenol'lar Birol'lar gider ama "Sanlı Sarıalioğlu"lar gelir şampiyon oluruz. "Metin Ali Feyyaz" üzerine besteler yaparız ama Atom Karınca Rıza'yı, Şifo Mehmet'i, Zeki'yi, Ulvi'yi, Kadir'i, Gökhan'ı, Recep'i, Şenol'u onlardan ayırmayız. Bizim futbol yapımız, anlayışımız ve gerçeğimiz budur: Başarıya takım olarak ulaşmak ve başarıyı takım olarak paylaşmak.. Aynısı tersi durum için de geçerlidir. 100. yıl şampiyonluğundan sonra zincirin eksik halkası ise santrfor ve forvet hattı olmuştur. Gol kralı olacak futbolcu değil, topu öyle veya böyle kaleye sokabilecek golcüdür eksikliğini hissettiğimiz. Avrupa arenasında başarılı olmak içinse bir adım ilerisini düşünmek gerekir.

Başlıkta da dediğim gibi sonuç itibarıyla ne olursa olsun topun çizgiyi geçmesi gerekiyor bir şekilde.Click the image to open in full size.
__________________
T3QİN
pascaltekin Ofline   Alıntı ile Cevapla