Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-08-2010, 16:58   #1
gozde_
Dişi Kartal
 
gozde_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.


Bize "Beşiktaş Kapalısı"nın hikâyesini anlatır mısınız?

Biz maçlara geliyorduk, Beşiktaş nerede biz oradaydık. Musa, Rahmetli Gazi, Antepli İsmail, Kasap ve Amigo Şeref... Biz stada erken gelir, tribünü alırdık. Şeref maçın başlamasına beş dakika kala gelirdi. "Şeref yapma bunu" derdik, o da, "Nasıl olsa siz varsınız" derdi. Stadı kendi işimiz gibi organize ederdik. Kapalı'ya rakipleri sokmazdık. Eskiden tribünlerde karışık oturulurdu, ilk biz ayırdık. Yarı yarıya. Stadın ortası Kapalı, orası bizim beynimiz, kalbimiz.
- İnönü, İstanbul'un ortak stadıydı. Rakipler gelmez miydi oraya?
Diyarbakır 1. Lig'e yeni çıkmıştı. Biraz geç gittik o gün stada. Bir geldik, Diyarbakırlılar Kapalı'ya oturmuş, 15 kiloluk bir baba karpuzu da stadın ortasına dikmişler. Şaşırdık, "N'oluyo" dedik. Musa, İsmail ve ben, üç kişiyiz. Diyarbakırlıların hepsinde silah var. Gençliğin verdiği gazla üç kişi bir daldık oraya Kur'an çarpsın. Ortayı boşalttık. Yaşayanlar hâlâ bilir. Hâlâ aklım almıyor, nasıl girerler oraya?
- Eee, bir şey yapmadılar mı?
Diyarbakırlılar toplandı, beni vuracaklar. Bana haber uçurdular, "Kaç!" dediler. Sonra arkadaşlar beni aldı, soyunma odalarının kapısından Numaralı'ya kaçırdılar.

rahmetLinin Gözünden Yüreğinden kapaLı ve BEŞİKTAŞK ... mekanı cennet oLsun.. seLam götürsün bizLerden optikLere penbeLere biroLLara ve ismini sayamadığımız tüm tribün emekçiLerine.
başka bir sitede birol öztop imzalı yazıda Bursaspor maçında tribünün çok değişeceğini söylüyor...

çabuk unuttunuz 30 kasım da toprağa verdik 16 aralıkta foruma bakıyorum birtane yazı yok bekiri tanıyanlar iki kere ayıp beş dakika harcayıp insan iki kelime yazı yazıp en azından rahmetliyi anmaya devam etmeniz lazım 30 sene bedava askerliğin bedeli bu olmamalıydı.
DÖNÜYORUZ !!!!!!!!!!!! Bu vefasızlıkları umursamazlıkları ortadan kaldırmak için eski güzel günlere dönmek eski arkadaşları toplamak türbündeki birliği beraberliği yeniden sağlamak o güzel günleri yadetmek ve yeni nesile ogünleri canlı yaşatmak maçlara parayla bilet alıp nasıl girildiğini hatırlatmak deplsmana otrobüs parası nasıl verilir yönetim başarısızsa nasıl protesto edilir topçu top oynamıyorsa nasıl oynatılır hoca bocaluıyorsa nasıl yaklaşılır ve avanta paralı askerlik eyyamcılık türbünlerden nasıl kaldırılır basının yalanları nasıl gerçekle yüzleştirilr arkadaşlık BEŞİKTAŞLILIK nasıl olur bunlar için 18 ARALIK 2009 DA BURSA maçıyla tekrar türbüne dönme kararı aldık GURUP PROSTAT YELKEN BİROL MUSA KASAP MURAT ESKİLER BURAYA DÖNÜYORUZ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Click the image to open in full size.
Beşiktaşın KAPALIsının en büyük emektarlarından 70 lerin 80 lerin efsanesi BEKİR ABİ 'mizi (Bekir Dönmez) KAYBETTİK.
Allah mekanını cennet eylesin...

TOPRAĞI BOL OLSUN



Alıntı:
Birol Abi tarafından gönderildi.
1974-1975 SEZONU fenerbahçeyi ankarada üçlememizle bitmişti dünyalar bizimdi,hem türkiye kupasını almıştık(fenerin hala peşinden koştuğu kupa )
hem cumhurbaşkanlığı kupasını feneri yenip almıştık.kulakları çınlasın kapalının eski askerleri erdem(neriman köksal),cem çıkın,kasap murat,ingiliz ARMAN,Sefa ile beraber yazlığımız seref stadında deniz sezonunu açmıştık,artık ligler başlayana kadar hem denize girip hem beste yapıp,hemde flamaları yazıcaktık o sene başlıycağamız liseyi felan düşünen yoktu,liseyide maçka teknik lisesi sınavlarını kazanıp boya dekorasyon bölümüne girmiştim artık trübüne asılcak bütün flamalar tabelacı yelken birolun ellerinden öperdi,1975-1976 sezonu açıldı daha okulda çaylağaz trübüne flama lazım klüpten yardım almak hayal okul harçlıklarımızı biriktirip
akşama kadar yemek yemedenokuldan çıkıp dükkan dükkan bez peşinde koşardık,bilet masrafları yetmiyormuş gibi bide flama masrafları çıkmıştı hiçbirimiz fabrikatör çocuğu değildik,yüzyüzelli kişilik grubumuz harçlıklarımızı biriktirip flmayada,maç biletinede,deplasmanada heryere yetişirdik,allaha şükür hiçkimseyede gebeliğimiz yoktu zaten herseyi içimizden geldiği için yapıyorduk bu işleri yaparkende tek hedef Beşiktaşın başarısıydı,işte çarşının ve kapalı türbünün bu günkü başarısının altında
o günlerdeki karşılıksız fedakarlıklar yatar 1975-1976 sezonunda 1974-1975 sezonunu mumla aramıştık,bide başımıza Trabzonspor çıkmıştı futbol olarak kötü günlerimiz o günlerdi fakat kapalı türbündeki ahenk,coşku,arkadaslık bakımından genede gazate makalelerinden düşmüyorduk,heryaptığımız olay,hergittiğimiz deplasman kulaktan kulağa konuşuluyordu başta fenerbahçeliler olmak üzere,Trabzon maçlarında türbün kapma kavgaları başlamıştı istanbuldaki karadenizliler trabzon maçlarına çok kalabalık geliyorlardı,futbol klübünün aldığı başarısız sonuçlar eski ve yeni açıktaki taraftar sayımızı azaltıyordu,kapalı türbün olarak bu eksikliğide gidermek yer kaptırmamak bizlere düşüyordu ama genede hepsinin hakkından geliyorduk,ilk yazımda dedğim gibi zor günlerdi o günler şampiyonluk felan hayaldi.

Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.

İNGİLİZ ARMAN ABİ

Click the image to open in full size.





O mu hayata uymadı, hayat mı ona, bilinmez. Belki çok barışıktılar ikisi de, bu hiç bilinmez.
Aykırıydı. Her aykırı gibi dik'ti. Dikine giderdi, hep dikine...
Bir Baba Hindiydi... Yaramaz bir çocuktu, külhaniydi...
Çoğumuz kadar yorgun, hepimiz kadar ayık, herkes kadar uyanıktı...
Kaya gibi sertti, pamuk şekeri kadar yumuşak...
Saygılıydı, efendiydi, kavgacıydı...
Selam verilmeden geçilecek biri değildi...
Ailesi için oğulları Mehmet, tribündekiler için Optik Başkan, yaşıtları için Optik Mehmet, büyükleri için kısaca Optikti...
Hayatla arasında kurduğu dili belki de en iyi tanımlayan, lakabıydı;Optik
Aynaydı... Mercekti... Işığın kırılması, ışığın yansımasıydı...
Son kez öldüğü gece konuşmuştuk, üniversiteden arkadaşımız Hayati Kurtun telefonundan...
içerden çıkalı bir kaç gün olmuştu.Geçmiş olsun demiş, Lig başlamadan bir gece kafayı çekeriz diye sözleşmiştik.
Ertesi günün öğleden sonrasında, Sait Faikin adası Burgazda yatan güzel gülüşlü kardeşim Reha Mağdenin ölümünün birinci yılında mezarı başına gitmek için vapura binerken, Adnanın telefonuna geldi Optikin ölüm haberi.
Öyle olur ya, ilk anda inanamazsınız. Öyle de oldu. Önce şaşkınlık, sonra keder...
''Her ölüm erkendir'' ya, bu da çok erken oldu be Mehmet... Daha çok maça gidecektik. Aşık Mahzuni diyordu ya Kirvem bu yıl bu dağlarda aman/Sensiz yazın tadı mı olur aman/Selamın niye kesildi/Bir selamın adım olur aman...'' Aynen öyle...
Yine de biliyoruz; Ölümle yaşamı ayıran çizgi, siyahla beyazı ayıramaz ki....
Ona, Optik Başkana,Mor külhani, Ece Ayhan'ın ,Bakışsız bir kedi karasıyla selam ederim...
penche.com;dan gracchus; koymuş siteye, sağolsun, ordan aldım... Usul usul okuyun... ''Gelir dalgın bir cambaz/Geç saatlerin denizinden/Üfler lambayı/Uzanır ağladığım yanıma/Danyal yalvaç için/Aşağıda bir kör kadın/Hısım/Sayıklar bir dilde bilmediğim/Göğsünde ağır bir kelebek/içinde kırık çekmeceler/içer içki Üzünç Teyze tavanarasında/işler gergef/insancıl okullardan kovgun/Geçer sokaktan bakışsız bir/Kedi Kara/Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk/Kanatları sığmamış/Bağırır Eskici Dede/Bir korsan gemisi! girmiş körfeze...''

CEM DiZDAR



Click the image to open in full size.


__________________
"Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz ya da dünyamıza inecek ölüm"

Konu Mehmet tarafından (29-08-2010 Saat 17:14 ) değiştirilmiştir..
gozde_ Ofline   Alıntı ile Cevapla