Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-11-2010, 15:00   #1
alleenje
Muhalif Kartal
 
alleenje - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
O Hep Cilgindi

Beşiktaş, önceki akşam ligde Sivasspor’u 2-1 yenerken, teknik direktör Bernd Schuster’in açıklamaları maçın önüne geçti. Karşılaşma sonrası Fatih Tekke ile tartışan ve oldukça sinirli görünen siyah beyazlı teknik adam, basın toplantısındaki sorulara da sivri cevaplar verdi.

Schuster, Beşiktaş’ın oyun sisteminin olmadığı yönündeki eleştirilere “Evet, katılıyorum. Oyun sistemimiz yok” diye karşılık verirken, “Türkiye liginde deneyim kazandınız. İspanya ve Almanya’ya göre teknik direktörün çalışma koşullarını daha zor buluyor musunuz?” sorusunu ise “Tam tersine eğlenceli ve çok kolay buluyorum” diye yanıtladı.

Aynı Schuster, 3 Ekim 2010 tarihinde 1-0 kaybettikleri Trabzonspor maçından sonra yerel bir gazetecinin sorusunu “Trabzonlular, Avrupa’da oynamanın ne demek olduğunu anlamaz” diye cevaplayarak tartışma yaratmıştı. Bir sabah Ümraniye’de kendisini sabah mahmurluğu ile çeken foto muhabirlerine ise Noumavari bir poz vermekten geri kalmayan ünlü futbol adamının, hem oyunculuk hem de teknik direktörlük kariyeri isyankâr ruhunu sergileyen örneklerle dolu.

“Barça’yı yenemeyiz” lafı Real’de sonu oldu

Bernd Schuster, 2008’de Real Madrid’in başındayken aldıkları 4-3’lük Sevilla yenilgisinden sonra “Önümüzdeki hafta Barcelona’yı yenmemiz mümkün değil. Bu sezon onların sezonu” dedi. Bu açıklama kulüp yönetiminin büyük tepkisini çekti ve Alman hocanın görevine tam da maçtan önceki hafta son verildi. Ancak El Classico’yu yeni teknik direktörü Juande Ramos ile oynayan Real, ezeli rakibine 2-0 yenilmekten kurtulamayınca Schuster haklı çıktı.

İstediği para verilmeyince milli takımda oynamadı

Bernd Schuster, 80’li yılların dünyadaki en iyi futbolcularından biri olmasına rağmen Alman Milli Takımı’nın formasını sadece 21 kez giydi. Bunun da ilginç bir nedeni var. 80’li yıllarda aynı zamanda o zamanki menajeri de olan eşi Gaby’nin isteği ile milli formayı giymek için Alman Federasyonu’ndan 1 milyon mark talep etti. Doğal olarak bu isteği kabul görmedi ve Schuster de bir daha milli takımda oynamadı.

Maradona ile beraber Barça’nın müzesini bastı

Schuster, 1980’den 1988’e kadar Barcelona forması giydi. O dönem takımda en iyi anlaştığı kişi, kendisi gibi çılgın bir kişiliği olan Diego Maradona’ydı. İki futbolcu da Alman futbolcu Breitner’in jübilesine katılmalarına izin verilmeyince isyan etti. Barcelona Kulübü, kaçmasınlar diye pasaportlarına el koydu. Bunun üzerine Maradona ile birlikte Barcelona’nın kulüp müzesini basan Schuster, “Ya pasaportumuzu verirsiniz ya da buradaki kupaları tek tek kırarız” tehdidinde bulundu. Hatta Maradona bir adım daha öteye giderek Barça’nın kazandığı Teresa Herrera Kupası’nı yere atıp parçaladı. Bu olaydan hemen sonra Schuster ve Maradona’ya pasaportları geri verildi.

Hocasını kovdurdu

Schuster&Maradona ikilisi Barcelona’da teknik direktör Udo Lattek’in gönderilmesi operasyonunda da başroldeydi. Lattek, Alman olmasının gereği tam bir disiplin aşığıydı. Maradona ve Schuster’e antrenmanda 8’er kiloluk sağlık topları taşıtır, bu ikiliyi sabah saat 08’de yürüyüş yapmaya zorlardı. Bunun üzerine Schuster, Maradona ile birlikte başkan Nunez’e gitti ve “Biz bu ihtiyar keçiyle çalışmak istemiyoruz” dedi. Bu olaydan kısa bir süre sonra Lattek kovuldu.

Başkana inat Real’e gitti

Schuster, 1988’de Barcelona’dan radikal bir kararla Real Madrid’e transfer oldu. Barça’da sürekli takıştığı başkan Josep Lluis Nunez’e inat rotasını, Katalanların ezeli düşmanı Madrid’e çevirdi. Hatta eski takımına karşı ilk maçında ciddi tehditler alsa da aldırış etmedi ve bildiğini okudu. İspanya kariyerini bitirip istemeye istemeye Bayer Leverkusen’e döndüğünde ise şu lafı etti: “Orada futbol oynuyordum, burdaysa kendimi tilt oynuyor gibi hissediyorum.”
__________________
YETER!!!
alleenje Ofline   Alıntı ile Cevapla