[dogan_cordoba]

Soma'nın karanlığında, ligde son hafta geride kaldı.

Takımlarımızın verdiği mesajlar güzel, oynadıkları futbol berbattı.

Aynı saatte başlayan iki maçtan hangisini izleyeceğiz diye düşünürken, kendimizi Barcelona -Atletico Madrid maçında bulduk.

Gençlerbirliği ile berabere kalan Beşiktaş, Galatasaray'ın kazanmasıyla sezonu 3. Sırada tamamladı.

Maçtan 2 Saat önce yaşanan bir transfer gelişmesi herkese ders olsun.

Mevzu, Fenerbahçe’nin Diego’yu Beşiktaş’ın elinden kapması değil. Bu transferi Beşiktaş’ın maçından önce Kamuoyu ile paylaşması.

Oysa Beşiktaş birkaç hafta önce resmi sitesinden Fenerbahçe’nin cezalı olduğu maç için tarihi bir Fair Play çağrısı yapmış, kendi taraftarından çok ağır eleştiriler almıştı. Taraftar yine haklı çıktı.

Ne olurdu sanki Fenerbahçe bu transferi 2 Saat sonra açıklasaydı ve Beşiktaş yönetimini taraftarın önüne atmasaydı.

Birkaç Fenerbahçeli idareci “Kesinlikle kasıt yok” diyor. İşte bu daha kötü…

Sen adamların umurunda bile değilsin çünkü!

Lig bitti ve Beşiktaş 3. Oldu.

Peki, gerçekten de Beşiktaş'ın hakkı 3.Lük müydü?

Hakem hataları, saha kapatmaları provokasyon, manipülasyon derken, bazı noktaları kaçırmayalım.

Futbol dışı faktörlere takılıp kalırsak seneye de durum bugünden farklı olmaz.

Karakter ve adamlığı tartışılmaz bir isim olan Biliç'in oyunun okuma konusunda eksikleri ve yanlış hamleleri, kritik maçlarda puan kayıplarına neden oldu.

En büyük eleştiriyi alternatif oyuncuları hazır hale getirememesi ve bazı oyuncularda aşırı ısrar etmesi konuları üzerinde yapabiliriz.

Biliç ve Önder Özen'i bir bütün olarak incelemek gerek. Çünkü bu ikili, bir projenin ürünü olarak göreve getirildi.

İki isimde Beşiktaş apoletini üzerine geçirdikleri günden bu yana davranış açısından Beşiktaş duruşunu ortaya koydular.

Peki ya icraatlar?

En sondan başlayacak olursak Devre arasında kadroya dahil edilen Dany ismini, Beşiktaş tarihinin en kötü transferleri listesinin başına yazabiliriz. Kiralık olarak alınan bu futbolcu, kiralık katil edasıyla, 650 Bin Lira alarak Biliç ve Önder Özen'in ayağına sıktı. Seken kurşunsa Beşiktaş yönetiminin sırtına isabet etti.

Ömer Çelik kardeşim geçen hafta bu maddeleri sıraladı fakat altını çizmekte fayda var.

1.5 milyon € bonservis bedeliyle alınan ve 1 milyon € maaşa imza atan Sezer, Toraman ile dövüştü. Kendisinin zerre faydası olmadığı gibi, Beşiktaş’a uzun yıllar hizmet etmiş simge bir ismi harcadı.

Arkasından o boşluğa rakip takımdan Dany alındı. Takımı ile oynanan maçta gereksiz müdahalesiyle 6 puanı hiç etti.

Ameliyat masasından alınan Eneramo, Beşiktaş formasıyla atmadığı golü Karabük formasıyla 90+3’te Beşiktaş’a attı.

3.1 milyon € bonservis ödenen Frei kulübeye mahkum edildi. Sezonun tamamını kenarda çekirdek çitleyerek geçirdi.

Tıkır tıkır maaşı ödenen Fernandes ikinci devre hiç kullanılamadı.

Kontratı yenilenmeyen birinci santrfor Almeida 13 haftada tek gol attı.

Hilbert’in yerine alınan Serdar Kurtuluş iyi oynamak bir tarafa idare bile edemedi.

Ara transferde alınan Cenk ise gollerini Antep için attı.

Jones’in boşluk doldurmak dışında bir misyonu yoktu.

Toplamda 5 tane kadro dışı kalmış futbolcu var, ihtiyaç halinde bile yüzlerine bakılmamış.

Olumlu olarak Tolga, Atiba ve biraz Motta var. Sivok patlamasa, bu listeye son halka Franco bile dahil olamazdı.

Teselli olalım desek somut olarak hiçbir şey yok.

Rakiplerinden Fenerbahçe şampiyon olmuş, Galatasaray Türkiye Kupası'nı almış, ŞL'de son16 yapmış.

Bir sezon 'Feda' bir sezon 'Stat' ile geçti gitti.

Üç sezon oldu Beşiktaş taraftarı Şerefli 2.likleri bile unuttu.

Ali Şen'in yıllar önce söylediği gibi, 3 Büyükler için Üçüncülük sonunculuktur.

Beşiktaş’ta görev alan herkes şunu çok iyi bilmeli…

111 Yıllık tarihi ile Beşiktaş bu ülkede 3 Büyükten biridir.

3.Büyük değildir…