Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23-05-2014, 07:33   #1
dogan_cordoba
Moderator
 
dogan_cordoba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon16 Önder Özen : Keşke Almeida'yı Satsaydık

Beşiktaş Futbol Direktörü Önder Özen, gündeme dair açıklamalarda bulundu. BJK TV'ye katılan Özen Almeida'yı satmadıkları için pişman olduğunu söyledi.

Kendisine sorulan soruları yanıtlayan Özen'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"18 ay sonunda arkamıza bakıp konuşacağız demiştik. Yapı yürür de benle beraber yürüyemeyebilir. Yapı biraz revize edilip benimle beraber de yürüyebilir. 18 ay sonunda başarısız olursam gereğini yaparım.

Gheorghe Hagi belki en iyi dönemlerini Galatasaray'da geçirdi ama gelmeden önce de Romanya Milli Takımı'nın en önemli futbolcularından biri olduğunu unutmayalım. Alex de aynı şekilde Fenerbahçe'ye gelmeden önce de değerli olan bir futbolcuydu. Keza, Matias Delgado ve Ricardo Quaresma da öyle. Quaresma ile çalışmak elbette isterdim, izlemesi bile keyifti ancak futbol oynaması için kulüp içinde steril bir ortam yaratılması çok önemli. Burada sorun Beşiktaş'ta. Alex ve Hagi tipli oyuncunun olmaması değil, bu tip oyuncuların pırıltı dönemini Beşiktaş'ta yaşayamamasıdır. Böyle futbolcuları transfer etmek kadar bir futbol ortamı yaratmak da önemlidir.

Her futbolcunun özel arkadaşı var. Bir kız arkadaşı olabilir, beni ilgilendirmez, oyuncu dışında kimseyi ilgilendirmez ama zamanlama beni ilgilendirir, çünkü; antrenman var, maç var, kamp var, dinlenme var. Bu dörtgen önemli. Çarşamba, cuma, cumartesi akşamları İstanbul'da aktiviteler. Bu akşamların tamamında oyuncuları görüntülü telefondan ararım. Bunu istemem ama bunu bir çare olarak yaptım. Doğru değildi.

Fikret Orman ile 11 aydır beraberiz, birkaç kez "Fernandes'i keşke satsaydık" dedi ama bana 'Seni dinlemeseydim de satsaydım' dediği doğru değil. Hugo Almeida'nın sözleşmesi bitti ancak yenilenmedi. Planlarımızdan biri ancak A planımız da değil. Almeida'yı keşke satsaydık.

Hangi işi yapıyorsanız yapın, her gün insan kendi içinde bulunduğu ortamın muhakemesini yapar. Benim de böyle istifayı düşündüğüm anlar tabii ki oldu.

Scout ekibimizi de Mart ve Nisan ayları içerisinde istediğimiz futbolcuları izlemeleri için görevlendirdik. Listelerimiz elimizde, 4 pozisyon için planlarımız bellidir. Bazı hedeflerimiz için, başkanın İngiltere'de Rusya'da beraber çalıştığı işadamları var, özellikle kulüpler arasında bu görüşmeleri kendisi yapabilir. Bu benim yetkilerimin kısıtlanması anlamına gelmiyor.

Ömer Şişmanoğlu kendisinden asla ümidi kesmeyen, enerjisi yüksek bir futbolcu. Kendisini bir hamle oyuncusu olarak kullandık. İlk olarak Eskişehirspor maçında oyuna girdi ve girdikten dokuz dakika sonra gol attı. Bucaspor ve Gaziantepspor maçlarında da aynısını yaptı. Ömer gol atabilme vasfını gösterdi. Ömer Şişmanoğlu daha fazla kullanabilirdi bunu kabulleniyorum ancak Ömer'in de kendisine özeleştiri yapması gerekir. Biraz da soğukkanlı olup, sabırla beklemesi gerekirdi. Sabırla beklemek demek bazen gece 12'de ya da 1'de uyuması demektir. Bilmem anlatabildim mi?

Slaven Bilic'e saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Oyunculuğunda Avrupa'da üst düzey seviyelerde oynayan, teknik direktörlüğünde ulusal turnuvalarda kendini kanıtlamış birisidir. Pedro Franco'yu daha önce ilk 11'de kullanmasını ya da Ömer'i daha hamleli kullanmasını söyleyebilirdim. Bilic'le aynı fikirde olmadığımız konular da oldu elbette ancak antrenörlerin bir alanı vardır, oralara girmemek gerekir. Sık sık ve sert müdahaleler iyi değildir.

Kavgalar ortadan kaldırıldı, ben kaldırdım. Sezer Öztürk ile İbrahim Toraman'ın kavgası ilk kavgaydı. Almanya'ya geçecekken yolda telefon geldi bana ve ben derhal İbrahim Toraman'ı aradım ve kendisinden olayı dinledim ve şu talimatı verdi, "Tesislerde kim var yok herkesi toplayacaksın ve bu olay basına yansımayacak yoksa dedektif gibi iz sürer ve onun kim olduğunu bulurum" dedim. Sezer'le de konuştum. Bunlar her kulüpte olan şeyler. En üst düzeyden en alt liglerde de böyle şeyler olur ve bunların üstü kapattırılır ve kendi içinde yaptırımlar olur.

Olay kapandı dedikten sonra beni Slaven Bilic aradığında ve bu olayın üçüncü kez gerçekleştiğini ve iki oyuncunun da antrenmana çıkmamasını istediğini söyledi. Ben de bunu ilettim. Ahmet Kavalcı, İlker Yılmaz, Bilic bunun üzerine imzalı rapor yazdılar. Yapılan toplantıdan sonra oybirliği ile iki futbolcunun da kadro dışı bırakılması kararlaştırıldı.

Etrafımdaki birçok kişi Dany ile ilgili beni uyardı. Transfer edildikten sonra ne kadar küfür yiyeceğimi biliyordum. Devre arasında sorumluluk bana ait dedim ve arkasındayım, bununla başbaşayım.

Cenk Tosun'un Beşiktaş'tan alacağı para 1 milyon 200 bin avrodur. Devre arasında gelseydi, çok ciddi bir bonservis bedeli ödeyecektik. Gaziantepspor'dan alacaklarını bırakıp Beşiktaş'a geliyor.
Bilic ile on numara pozisyonu hakkında bir çok kez konuştuk. Bilic kanatları kullanabilen bir oyun kurucu istiyor. Diego gibi bir oyuncuya kimse hayır demez. Ancak bu tip oyuncuların maliyetleri var. Denge tutturmak lazım. Diego'ya yöneticilerimiz tekliflerini sundu. Ancak Diego bu teklifin iki buçuk katını istedi.

Son derbide bir puan kazanmadık. İki puan kaybettik. "Acaba sadece ben mi kahroluyorum?" sorusunu kendime sormaya devam edeceğim. Şunu sık sık sorarım ; "Neden bir puan kazandık algısı var ?". Derbi kaybedildiğinde ivme de kaybedersiniz. Derbinin ertesi haftası çok tehlikelidir. Bu sezon kadro kalitesi farkı vardı. Biz rüzgarı yakalayamadık. Haftalarca seyircisiz olarak betona , apartmanlara , ağaçlara karşı oynadık. Başarılı olduğumuz zaman "biz" derim. Ancak başarısız olduğumuzda "ben" demeye devam edeceğim. Bu sezon en mutlu olduğum anlardan birisi Dikilitaş'ın ligde tutunmasıdır. Projelerimiz yürürse altı arkadaşımız daha Dikilitaş'ta olacak.
__________________
'' BİR DERDİM VAR. BİN DERMANA DEĞİŞMEM ASLA !!! ''
dogan_cordoba Ofline   Alıntı ile Cevapla