Üyelik tarihi: Aug 2006 Yaş: 55
Mesajlar: 165
Tecrübe Puanı: 20  | Renkdaşların tepkilerini çok haklı buluyorum. Ne kadar para harcanırsa harcansın, başarının bir türlü istenilen seviyeye gelmemesi taraftarı çıldırtıyor.
Ancak bunun sadece bir Beşiktaş problemi olduğunu söylemek bence çok yanlış olur. Bu son dönemdeki bir Türk futbolu problemidir. Bunun görmemek, devekuşu gibi kafayı kuma sokmak demektir.
Nedir bu problem? Açıklamaya çalışayım:
1) Türkiye'deki futbolcuların alt yapısı maalesef yok denecek kadar azdır. Bu eksiklik doğal olarak oynanan futbolun kalitesine yansımaktadır. Televizyonda David Beckam futbol okulunu seyredenler hatırlayacaklardır, o programda Beckham, ufacık çocuklara top nasıl stop edilir, bir sonraki harekete göre hangi ayak üzerinde durulur gibi futbolcu olacak "veledin", sahaya maç yapmaya çıkmadan önce öğrenmesi gereken, frenkçe "Fundamental", Türkçesi "Temel İlke"-lerini öğretirdi. Bizde bunun öğretildiğini hiç ama hiç sanmıyorum. Örnek vermek gerekirse, bugünkü maçta İbrahim Akın'a 3 top geldi, üçünde de topu 3 hamlede kontrol edebildi. Avrupa maçlarında stoperler adamı birinci hamleden sonra yerler.
Christoph Daum, F.Bahçe teknik direktörüyken, herkesin Türk futbolunun yıldızı diye gördüğü Tuncay için "Bu adam 25 yaşına gelmiş, hala topu kontrol etmeyi bilmiyor" demişti. Sırf öğrensin diye günlük antremanlardan sonra, kendisine top kontrolü için özel çalışma programı verdiğini, ancak yarım saat yalandan çalışır gibi yapıp, daha sonra sıvıştığını bizzat Daum'un kendisi söylemiştir.
Eğer kulüpler bazında başarı elde etmek istiyorsak, yabancı sınırlamasını kaldırmalıyız. Rekabetin olduğu yerde, kalite artacaktır. İyi topçu olup, para kazanmak ve bir isim sahibi olmak isteyen yerli futbolcu çok ama çok çalışmak zorunda kalacaktır. Bizim topçularla bu işin ne kadar yürüdüğü ortada. İtalya'da yabancı sınırlaması kalktıktan sonra herkes İtalyan futbolunun biteceğini, İtalyan asıllı futbolcuların forma şansı bulamayacağını iddia etmişti. Sanırım son Dünya Kupası bunun böyle olmadığını göstermiştir. Adamlar takır takır top oynadılar.
2) Son 5-6 yıl içerisinde Avrupa'da ortaya çıkan ve adına "Modern Futbol" denen tarz oyunda, hangi mevkide oynarsa oynasın pres yapmayan futbolcunun artık bu futbol anlayışı içinde yeri yoktur. Öyle ayağına topu alıp, iki güzel hareket yaptıktan sonra topu kaptırınca ellerini beline koyup takım arkadaşlarını seyreden adamları, Avrupa kulüplerinde top toplayıcı yapıyorlar. Topu kaptırdıktan sonra forvet, orta saha, stoper, libero, ön libero, arka libero, yan libero, üst libero, alt libero, malzemeci, masör, kısaca herkes pres yapacak, rakibe nefes aldırmayacaksın. Her ayağına topu alan rakip futbolcu gezine gezine senin ceza sahanın içine gelmeyecek. Bizim futbolcularımız hiç mi İngiliz, İtalyan, İspanyol liglerinden maç seyretmiyorlar? Ot gibi gelip, ot gibi gitmeyeceksin bu sahalardan. Bu senin mesleğin, mesleğinde ilerlemek, daha iyi olmak için öğreneceksin. Ne kadar iyi olursan, o kadar popüler olursun. Ne kadar çok popüler olursan, o kadar çok para kazanırsın. Bu kadar basit.
3) Yurtdışından transfer edilen yabancı oyunculara pek de kızmamak gerekir diye düşünüyorum. Zira geldikleri Avrupa takımları gerçekten takım oyunu oynayan ekipler. Ricardinho'yu seyrediyorum. Adam her topu aldıktan sonra eliyle takım arkadaşlarına, yakınına gelip pozisyon almalarını, üçgen kurmalarını söylüyor. Yani bizim topçular bunu kendileri düşünüp yapamıyorlar. Demek ki kapasite ve zeka meselesi.
4) Bobo, İ.Akın ve diğer genç oyuncular, becerilerini ve kendilerini geliştirirlerse gerçekten parlak gelecek vaad eden oyuncular. Ancak futbolu öğrenecekleri yerin Beşiktaş A takımı olmadığını düşünüyorum. Zira A takıma geldiklerinde bu adamların artık pişmiş ve bu işi kıvıracak kapasitede olmaları gereklidir. "Daha genç, öğrenecektir, biraz zaman tanıyalım" lafı kendimizi kandırmak ve avutmaktır. A takımı topun oynanacağı yerdir, öğrenileceği yer değil. Çünkü bizim gibi büyük bir kulübun camiasının ve seyircisinin, harcanan bunca emek ve paradan sonra bu tip basit başarısızlıklara tahammülü olmaz. Sen futbolu öğrenene kadar seyirci kanser olur, sen de kariyerini yersin, seyirci de seni yer.
Bütün bu yazdıklarımın ışığında teknik direktörlerin, zaafları ve yanlışları olmakla birlikte, alınan başarısız sonuçlarda futbolculara oranla çok daha az sorumlu olduklarını düşünüyorum. Hoca taktiği verir, futbolcu sahada uygular. Ama kumaş arzu edilen kalitede değilse, terzinin de yapabileceği fazla bir şey yoktur.
Saygılarımla |