Hem Cimbom'u hem de Kartal'ı çalıştıran Lucescu'dan derbi yorumu. Mircea Lucescu derbideki futbol kalitesizliğinden yakınırken 1 futbolcuya hayran kalmış...
G.Saray'ı da Beşiktaş'ı çalıştırmış ve iki takımda da şampiyonluk yaşamış olmamdan ötürü merakla beklediğim bir derbiydi... Ama futbol açısından hiç de beklediğimi bulamadım. G.Saray 3 puanı hakeden bir oyun sergilerken, Beşiktaş deplasmanda maç kazanmak için neredeyse gereken hiçbir şeyi yapamadı.
Oysa ilk 25 dakika Beşiktaş'ın üstünlüğü altında oynandı. Ricardinho'nun yumuşak paslarında Nobre ve Burak çabuk rakip kaleye indiler, rakibi eksik yakaladıkları pozisyonları ise son pasları yanlış tercih ettikleri için gole dönüştüremediler. Bu bölümde üst üste Song, Arda ve Sabri'nin gördükleri kartların hepsi de saçmasapandı. Beşiktaş, rakibi sinirlendirmiş ve istediği tempoyu yakalamışken, yukardan Tanrı devreye girdi. Koray'ın göğsüne bastığı pozisyonda sakatlanan İliç'in yerine Hasan Şaş girdi ve derbiye Hasan'sız başlamanın intiharla eşdeğer olduğu bu andan sonra daha iyi anlaşıldı.
Hasan, hırsı ve agresifliğiyle bütün G.Saray takımını ve Sami Yen'deki tribünleri ateşlendirdi. Düşünün, Beşiktaş defansının göbeğindeki Koray-Baki anlaşmazlığını kullanması gereken G.Saray, ilk derinlemesine pasını 29. dakikada Hasan'ın ayağından attı. Hakan golü kaçırdı ama Türk futbolcularımdan öğrendiğim deyimle 'maden' bulunmuştu. O andan 37. dakikaya kadar G.Saray araya atılan toplarla üst üste 4 tehlike yarattı. Bunlardan birinde Ümit Karan penaltıdan golü attı ve Beşiktaş'ın da morali bozuldu.
Beşiktaş'ın stoperini uzaktan Stam'a benzettim. Ama topa ilk müdahalesini gördüğümde başkası olduğunu anladım. Hakan Şükür yorulana kadar Baki'yi dağıttı ve Beşiktaş defansının bütün dengesini bozdu. Penaltıyı da Baki 'acemice' yaptırdı, rakiplerine verdiği diğer asistleri (!) ise G.Saray forveti değerlendiremedi.
FARK BİLE OLURDU
Beşiktaş yeni kurulan bir kadro olduğu için takım görüntüsü sergileyemedi. Göbeği bu kadar dengesiz bir takımın, tek ön libero Kleberson'la oynaması riskliydi. Kleberson, her dönen topta 4-5 G.Saraylı'ya karşı kesicilik görevini yerine getiremedi ve Beşiktaş çok pozisyon verdi. Tigana, son yarım saatte gol için Delgado, Gökhan ve İbrahim Akın'ı soktu ama orta saha organizasyonu hiç olmadığı için, neredeyse 7 adamla hücum ettikleri anlarda bile doğru dürüst pas alışverişi yapamadılar, geriye dönmekte de zorlandılar. Bu, onların henüz takım olmadıklarının göstergesiydi. G.Saray'ın forvetleri, özellikle Ümit Karan formda olsa kontrataklarda fark artabilirdi.
G.Saray'da Song, Hakan Şükür ve Hasan gibi 3 hırslı adam, derbiye kötü başlayan takımın toparlanmasını sağladı. Arda'ya ise hayran kaldım. Seyircinin de benimle aynı fikirde olduğu, çıkarken Gerets'in ıslıklanmasından belli oldu. İki takım arasındaki en belirgin fark belki de Arda'ydı. Beşiktaş'ta onun gibi direkt kaleye giden, yaratıcı bir ayak olsa takımı toparlardı. Ricardinho ve Delgado Türkiye şartlarında çok yumuşak kalıyorlar. Ya etraflarının sert adamlarla doldurulması ya da ikisinin de fizik kondisyonlarını artırması gerekiyor.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
kaynak :: Kartalhaber.com ::