Elbette kızarım:
En büyük taraftar sözüne değil...
En büyük taraftar, futbolcular sahtekar sözüne kızarım. Hem de çok!.....
Yani her futbolcunun sahtekar olacağına inanmam!
Şimdi konu şu;
Beşiktaş bundan önce Süleyman Yula’nın yaptığını yapan yani seyirciyi eleştiren Çağdaş Atan’ı takımdan attı ya...
Şimdi soruyorum;
Çağdaş Atan’da tribünden gelen Beşiktaşlı.
Peki ne olacak şimdi?
Tartışmamız gereken nokta şu?
Futbolcu tribünleri yani taraftarları eleştirebilirmi.
Hadi soruyu daha modern bir hale getirelim;
-Futbolcu kendi seyircisini eleştirmeli mi?
Biliyorum ki!....
Şu uyanık futbolcular kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştüler diyenlerin sesleri azınlıkta kalacak.
Çünkü;
Ne demek taraftarı eleştirmek. Onların işi bize en iyi futbolu oynamak. Biz parayı veriyoruz ya..Onlarda karşılığını verecekler diyecekler.
Durun bir dakika lütfen?
Laf kalabalığı yapmayın.
Bağırıp çağırıp can sıkıntısı yaratmayın.
Yahu!...
Hiç kimse çıkıp ta şunu neden söylemez. Neden açık ve net şunu demez?
- Çağdaş Atan tek suçlu değil...
Çünkü;
1- Çağdaş Beşiktaş’ın oyuncusu değil.
2- Çağdaş suçlu değil. Suçlu onu Beşiktaş’a alan yönetici Kıvanç Oktay’dır.
3- Çağdaş suçlu değil. Ona seni Petit gibi ünlü futbolcu yapacağım diyen Tigana’dır.
Öyleyse gerçeğe nokta koyalım:
Beşiktaş taraftarı Çağdaş’ı istememekte haklı. Tepkisini koymakta daha çok haklıdır.
Çağdaş ise kendi taraftarına akıl vermekte yan bu kafayla takıma zarar veriyorsunuz demekle çocukluk yapmıştır.
Faturayı da ödemiştir!...
Son söz!...
Buradan futbolculara sesleniyorum;
Sizi beğenmek ne kadar güzel bir duyguysa...
Sizi beğenmemekte bir duygudur...
Düşünün ki tiyatro oyuncususunuz...Islıklanıyorsunuz. Siz hiç sahneye gelip bu kafayla dermisiniz.
Zaten o kafa yaptığından defalarca özür diledi ama geçti gitti. |