[Josekleberson]

Fenerbahçe, Habertürk'e açtığı davayı kaybetti ve Türkiye tarihinde ilk defa teşvik primi belgelendi. Ama medyanın haline bakın. Sanki böyle bir olay yaşanmadı ... Belli bir sistem oluşturana kadar atama sistemi şart. İşte demokrasi yaparsan Terzi ve Yurdadön'den birisi başkanlığa seçilir. Özerklik, sporumuzun sonu olacak

Ulusoy görevden alınacak tartışmaları bitmek bilmiyor. Yine imza toplama çalışmaları yapıldığı ifade ediliyor. Bu yarayı sürekli kaşımanın bu vakitten sonra bir faydası olur mu?
Burası Türkiye... Haluk Ulusoy'u hükümetin nasıl istemediğini biliyoruz, Haluk Ulusoy'u medyanın bir bölümü de istemiyor, en önemlisi de Fenerbahçe istemiyor. 'Fenerbahçe istemiyor' demek, 'Türkiye istemiyor' demek. O hale geldi işler çünkü. Medyaya Fenerbahçe hakim... Aziz Yıldırım'ın işaretiyle yazılar yayınlanıyor ya da yayınlanmıyor. Bunları ben söylemiyorum kendisi söylüyor. "Telefon ettim, durdurdum" diyor mesela...

ÖDLERİ PATLIYOR
Büyük bir rezalet patlak verdi geçen hafta sonu... Habertürk, İstanbulspor'a teşvik primi verdiğini iddia etti Fenerbahçe'nin; Fenerbahçe, Habertürk'ü mahkemeye verdi; mahkeme davayı reddetti. Yani 'teşvik primi verilmiştir; Habertürk'ün haberi doğrudur' dedi. Türkiye tarihinde ilk defa mahkeme kanalıyla bir teşvik primi belgeleniyor, medyanın haline bakın. Böyle bir olay yok. Galatasaray, Beşiktaş olsaydı Türkiye yıkılmış yeniden inşa ediliyordu; 3 günde... Fenerbahçe olunca tıssss... Ödleri patlıyor çünkü. Benim medyamın Aziz Yıldırım'dan ödü patlıyor çünkü. Şimdi Başbakan karşı, Aziz Yıldırım karşı olunca; Haluk Ulusoy'u yıpratmak için her şeyi yapacaklardır, yıkmak için her şeyi yapacaklardır, devirmek için her şeyi yapacaklardır.

Özerkleşen Atletizm Federasyonu'nun kongresinde Mehmet Terzi yeniden başkanlığa seçildi. Özerklik atletizmin önündeki engellerin aşılması ve özlenen başarılara ulaşılmasına bir çözüm olabilir mi?
Türkiye atletizmi bitmiş. Kimse aksini iddia etmesin. Türkiye'deki atletizmin bitmişliği federasyon başkanlığına talip başkanların adlarından belli... 1955'ten beri atletizmin içindeyim, iki tanesinin ben adını bile duymadım. Zaten biri 5 oy almış, diğeri 3 oy. Ciddi aday olanlardan biri Mehmet Yurdadön, birisi Mehmet Terzi; Türk atletizmin bu hale gelmesinden sorumlu iki federasyon başkanı... Türk atletizminin başkanlığına bunlar talip oluyorlar. Demek ki kimsenin ümidi kalmamış bu işten... Yani seçimi kazanacağından ümidi yok. Niye girsin kaybetsin?

TAMAMEN SİYASAL
Ben Türk atletizmini kurtaracak bütün bilgilere ve yeteneklere sahibim Hıncal Uluç olarak... Böyle bir seçime girmem. 1 oy alırım; kendime verdiğim bir oy... Başka oy çıkmaz. O zaman niye gireyim ben! Oy verdiğim zaman hükümetin adayı Mehmet Terzi ile muhalefetin adayı Mehmet Yurdadön kalıyor. Tamamen siyasal. Oysa Türk atletizmi sıfır daha... Yani 1923'te Türkiye'yi demokrasi ile kurtarmak mümkün müydü? Bütün o devrimler meclisten geçerek, halka sorularak, referandumlarla yapılabilir miydi? Hadi bakalım kıyafet devrimini halka sorun da geçirin. Dil devrimini sorun da geçirin bakalım. Belli bir tabanı oluşturana kadar atama sistemi şart. Biz de demokrasi demokrasi... Atletizm nerede kardeşim? İşte demokrasi yaparsan Mehmet Terzi ile Mehmet Yurdadön ikilisinden birisi seçilir. Al birini, ötekine vur. Atletizm sağlam temeller üzerine oturacak, insanlardan bağımsız hale gelebilecek güce oluşacak, ondan sonra özerk yaparsın. Zaten o dönemde özerk yaptığın zaman bu Mehmetler aday dahi olmayı akıllarına getiremezler. Spordaki özerklik tamamen aceleye getirilmiş, tamamen bir şov uğruna yapılmış ve Türk sporunun tüketilmesine yol açmıştır. Güreşteki rezaletleri, halterdeki rezaletleri görüyorsunuz. Bizim dünyaya kafa tuttuğumuz spor dallarıydı halimize bak... Dünya piyasasına doping skandallarıyla geçer oldu Türkiye... Başarılarıyla değil... Özerklik öldürecek, bitirecek sporumuzu. Kimsenin haberi yok. Altyapısını yapmamış federasyonlara özerklik verdiğin zaman ortaya çıkan tablo budur...

kaynak: pasfotomac