Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31-10-2006, 15:03   #1
ferro1903
Banned
 
ferro1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
5 Yeni Türk Filmi


Eve Dönüş(3 Kasım): Yönetmenliğini Ömer Uğur’un üstlendiği bu çarpıcı yapım, 12 Eylül dönemini anlatıyor. Memet Ali Alabora, Sibel Kekilli, Savaş Dinçel, Altan Erkekli, Cengiz Küçükayvaz ve Perihan Savaş’ın başrolünü üstlendiği yapım, 12 Eylül 1980 askeri müdahalesine İstanbul’un kenar mahallelerinde yaşayan, siyasetten ve gündemden hayli uzak duran sıradan insanların penceresinden bakıyor.
-Şaşkın (10 Kasım): Şahin Alparslan’ın yönettiği romantik komedide, Onur Ünsal, Evrim Akın, Serdar Yeğin, Ahmet Mümtaz Taylan, Selin Demiratar ve Serkan Keskin rol alıyor. Film, bir radyo programında aşk üzerine yaptığı konuşmalarından etkilendiği kızı bulmak için onun staj yaptığı otele giden ve burada "meçhul aşkına" kavuşmak için uğraşan Mehmet’in hikayesini anlatıyor.

OSCAR YOLCUSU
-Dondurmam Gaymak (24 Kasım): Türkiye’yi 2007 Oscarlarında temsil edecek filmin yönetmenliğini Yüksel Aksu üstleniyor. Müziklerini Babazula’nın hazırladığı ilgi çekici yapımda Turan Özdemir ile Muğla halkı rol alıyor.
Muğla ve çevresindeki yerel halktan rol almak üzere yapılan 2 bine yakın başvuru neticesinde seçilen oyuncuların yer aldığı film için seçilen oyuncularla haftalarca sinema oyunculuğu, tekniği ve estetiği üzerine çalışmalar yapıldı.
Oyun atölyesi şeklinde yapılan bu çalışmanın yönetimini Memet Ali Alabora yaptı.
Çalışma sonucunda Muğla halkının bir çoğu akademik düzeyde oldukça önemli aşamalar kaydetti. Yaşlısı, genci, kadını, çocuğu hep birlikte başrolünden, karakter oyuncusuna, figüranına kadar başarılı bir performans sergiledi. Bu ilgi çekici yapımın konusu ise şöyle:
Muğla’da dondurmacılık yapan Ali Usta (Turan Özdemir), gittikçe insanların tercihi olmaya başlayan büyük dondurma markalarına karşı var olma mücadelesi vermektedir. Bunun için de bir yandan dondurmasının reklamını yapmaya çalışırken, diğer yandan da yeni aldığı dondurma motoruyla köy köy dolaşmaktadır.
Kasabanın haylaz çocukları ise Ali Usta’nın sarı motoruna ve tabii ki, içindeki dondurmalara göz dikmişlerdir. İlk uygun fırsatta da motoru çalarlar.
Borçla aldığı dondurma motorunu bıraktığı yerde bulamayan Ali Usta öfkeden delirir ve motorunu kendisini yok etmek isteyen büyük dondurma markalarından birinin çaldığını düşünerek tek tek bayilerden hesap sormaya başlar.

"HAYATIMIN KADINISIN''
-Hayatımın Kadınısın (24 Kasım): Türk Sineması’nın iki usta ismi Türkan Şoray ile Uğur Yücel’i biraraya getiren filmin görüntü yönetmeni Jürgen Jürges...
Şoray ile Yücel’e, Yıldırım Memişoğlu, Ezgi Mola, Kadir Kandemir, Settar Tanrıöğen, Selim Erdoğan, Savaş Akova, Şinasi Yurtsever ve Binnur Kaya’nın eşlik ettiği filmde, olaylar şöyle gelişiyor:
Asuman Karaca (Türkan Şoray), 80’li yıllarda radyo ve gazino dünyasında ünlenmiş, eski bir şarkıcıdır. Sahneleri bıraktıktan sonra evlenir ve kocasıyla birlikte Balat’ta iki katlı eski bir eve yerleşir. Bir süre sonra kocasının içki ve kumar alışkanlığıyla tanışır ve yıllar içinde onun evin dışında sürdürdüğü gece hayatına da göz yummaya başlar. İlk eşiyle olan evliliğinden doğan kızı Ahu (Ezgi Mola), evi terk etmiş, erkek arkadaşıyla birlikte bir otel odasında yaşamakta, kaset çıkarıp ünlü bir şarkıcı olma hayalleri kurmaktadır.
Asuman, sürüp giden bu yaşamdan hiç mutlu değildir. Ancak bir gün Tophaneli Tayfur’un (Uğur Yücel) üst katlarına kiracı olarak yerleşmesiyle hayatı tamamen değişecek, renklenecektir. Tophaneli sayesinde Asuman’ın kızıyla ilişkisi de gelişecek, hayatında gerçekten nelerin önemli olduğunu anlayacak, geçmişinde kalmış mutlu anıların canlanmasıyla yaşama sımsıkı sarılacaktır.

ZEKİ DEMİRKUBUZ’DAN "KADER"
-Kader (17 Kasım 2006): Usta yönetmen Zeki Demirkubuz’un kamera arkasına geçtiği filmin senaryosu da Demirkubuz’un imzasını taşıyor.
Ufuk Bayraktar, Vildan Atasever, Engin Akyürek, Müge Ulusoy, Ozan Bilen, Settar Tanrıöğen, Erkan Can, Mustafa Uzunyılmaz ve Güzin Alkan’ın başrolünü üstlendiği Türk-Yunan ortak yapımı filmin konusu şu şekilde:
Bekir, Uğur’a aşıktır. Uğur, Zagor’u sevmektedir, Zagor ise suç işlemeyi....
Zagor hapisten çıkar. Boğucu bir yaz gecesi aksilikler birbirini takip edince mahallede cinayet işlenir. Aynı gece Uğur da kaybolur. Bu cinayet, o güne kadar genç ve zengin Cevat’ın koruması altında yaşayan Uğur’un genç ve güzel annesi, felçli babası ve küçük erkek kardeşi için zor ve karanlık günlerin habercisi olsa da, Uğur’a delicesine aşık Bekir’in kurtuluş umududur.
Ailesinin bulduğu bir kızla evlenip, yeni bir yaşama başlar. Ama aylar sonra, Zagor’un İzmir’de 2 polisi öldürüp yakalanması ve Uğur’un İstanbul’a dönmesiyle yeni bir umut belirince, bu acımasız aşkın peşinde yıllar yılı sürecek amansız bir takip başlar. Bekir, taşra pavyonlarında, üçüncü sınıf otel odalarında Uğur’un izini sürer. Vurulur, geri dönmez, kovulur, gitmez.
Aşağılanır,gururu kırılır, aldırmaz. Uğur, şehir şehir, hapishane hapishane Zagor’un ardından sürüklenmekte, Bekir de Uğur’un peşinden gitmektedir. Bir çift göz, edalı bir yüz uğruna her şey tükenip yok olurken, aşk avuçlara basılan sigaraların ateşi, acı, yoksulluk, gözyaşları ve kötülük ile büyür. Yuvalar yıkılır, çocuklar öksüz kalır, ama masumiyet hiç yitirilmez.
__________________
Sponsorumuz İçin Tıklayınız

Forum Kurallari İçin Tıklayınız
ferro1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla