Konu: Efes
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-11-2006, 21:10   #4
OnuR
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

STADİUM

Vedius Gymnasiumu’nun güneyinde bulunan stadium, her çeşit törenin, atletik yarışmaların, araba koşularının ve gladyatör dövüşlerinin yapıldığı yerdir. Güneydeki oturma yerleri Pion, yani bugünkü Panayır Dağı etekleri üzerinde bulunmaktadır. Kuzeydeki oturma yerleri ise tonozlu ayaklar üzerine inşa edilmiştir. Oturma yerleri Erken Hıristiyanlık Dönemi’nde Ayasuluk surunun yapılmasında kullanıldıkları için stadium çok tahrip görmüştür. Stadiumun batı yönü girişi, kuzey tonozlu galerileri ve stadiuma girişi sağlayan tüneller, güney-doğuda bulunan oturma yerlerinin kazıları devam etmektedir. Stadiumun doğu ucu daha sonradan gladyatör döğüşler için kapatılmıştır.

Kültür Bakanlığı’nın isteği doğrultusunda, 80 yıl aradan sonra stadiumdaki arkeolojik kazılar S. Karwiese tarafından 1993 yaz sezonunda tekrar başlatılmıştır.

Stadiumda kazılar, stadiumun batısında, yarışların başlangıç yeri olan yerin (aphesis), kuzey-güney doğrultusundaki alanda başlamıştır. Stadiumun bu kısımında ilk evreye ait aphesis çok iyi korunmuş olarak bulunmuştur. İkinci evreye ait sütunlarla desteklenen bir üst yapının postamentleri ve üst yapı elemanları ele geçmiştir. Stadiumun güney batı köşesinde mermer oturma sıralarından bir grup in-situ olarak ortaya çıkarılmıştır. Yine bu kısımda geç dönemde yapılmış bir aquadukt (üstü tonozlu ve kapalı) stadiumun batı analemma tabanı boyunca korunmuş olarak izlenebilmiştir. Kuzey-batı köşede ise stadiumun korunabilen tonozlu galerileri önünde yapılan çalışmalarda ise peristilli bir kilise yapısının temelleri bulunmuştur. Bu yapı, spolie malzeme ile inşa edilmiştir.

Burada M.S. 6. yüzyıla ait monogramlı sikkeler bulunmuştur. Stadiumun kuzeyindeki galerilerin dışında yapılan çalışmalarda, stadiumun kuzeyinde ve tribünlere ulaşımı sağlayan merdivenler ve galerilerin kazıları yapılmıştır. Bu alanların dışında daha sonraki yıllarda stadiumun sphendonesine yakın kısımlarda, güney-doğu köşede, oturma sıralarının bulunduğu kısımda araştırma mahiyetinde çalışmalar yürütülmüştür. Bu kısımda stadiumun yaslandığı doğal kaya üzerinde oturma sıralarının yataklarının varlığı görülmüştür. Ayrıca, sphendonenin galerilerinde çalışmalar yapılmaktadır. Arkeolojik kazıların yanında kazısı ve temizliği yapılan tribün ve galerilerde
sağlamlaştırma ve restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir.

LİMAN GYMNASIUMU
Kentin en büyük mimari topluluğu olan bu yapıların bugüne değin küçük bir bölümünü kazılmıştır. Gymnasiumun biri 90x90 m., ötekisi 200x240 m. ölçüsünde olmak üzere iki palaestrası vardır. Yapının uzunluğunun tamamı 360 m.dir. Büyük gymnasiumun inşaası İmparator Domitian zamanında başlamış ve muhtemelen onun zamanında büyük bir kısmı tamamlanmıştır.

Büyük palaestra Hadrian Dönemi’nde (M.S. 117-138), Asia’nın baş rahibi Claudius Verulanus tarafından baştan aşağı mermer plakalarla kapatılmıştır. M.Ö. 4. yüzyılda yapılmış bronz bir atlet heykelinin bir Roma kopyası güney salonda bulunmuştur. Bu heykel halen Viyana Müzesi’nde sergilenmektedir. Yapı topluluğunun hamam kısımları dabüyük boyutlarda kalıntılar halinde ayakta durmaktadır.


ARKADİANE
İmparator Arkadius’a (M.S. 395-408) atfedilen ve bir yazıtta da onun adı ile anılan sütunlu cadde aslında Hellenistik Dönem’den beri kullanılmaktadır. Arkadiane’nin batı ucunda, onun tam ekseni üzerinde liman kapısı olarak bilinen propylon Geç Hellenistik Dönem’e aittir. Oldukça iyi korunmuş durumdaki Arkadiane, 11m. genişliğinde ve 600 m. uzunluğunda sütunlu bir caddedir. Caddenin her iki tarafındaki 5 m. genişliğindeki stoanın tabanı mozaik döşenmiştir. İç kesimlerinde bir sıra dükkan uzanmaktadır. Arkadius tarafından yaptırılan bir yazıt yardımıyla caddenin geceleri de aydınlatıldığını bilmekteyiz.

Caddenin her iki ucunda sağda ve solda birer sütundan oluşan, dört anıt yükselmektedir. Bu sütunlu anıtlar muhtemelen dört Apostol’ün heykellerini taşıyorlardı. Yuvarlak kaidelerin nişleri ve ayrıntıları, Erken Bizans Dönemi’nin stil özelliklerini göstermektedir. Bu nedenle bu anıtlar, İmparator Justinianus (M.S. 527-565) zamanında yapılmış olmalıdır.


CELSUS KÜTÜPHANESİ
Birçok mimari parçanın iyi korunmuş olarak ele geçtiği kütüphanenin onarım çalışmalarına 1970 yılında arkeolog W. M. Strocka ve yüksek mimar F. Hueber tarafından başlanılmış ve bu çalışma 1978 yılı Eylül ayında, kütüphanenin görkemli ön yüzünün ayağa kaldırılması ile tamamlanmıştır. Ön yüzü iki kattan, ancak içi 10,92x16,72 m. ölçüsünde bir tek büyük ve yüksek salondan oluşan bina, 21 m. genişliğinde dokuz basamaklı bir merdivenle çıkılan ve tonozlu bir alt yapının oluşturduğu bir platform üzerinde yükselmektedir.

Ayrıca yapı dıştan ikinci bir duvarla çevrildiği için kütüphane, alttan ve bir yandan rutubete karşı çok iyi korunmuş durumdadır. Arka ve yan duvarların içlerinde bir sıra altta ve bir sıra üstte olmak üzere dörtgen nişlerin var olduğu görülmektedir. Yapıda üçüncü bir nişin varlığı kütüphanenin üç katlı olduğunu düşündürmektedir. Bu nişlerde bulunan dolaplarda ya da raflarda, rulolar ve ayrıca ciltler halinde bir araya konmuş el yazmaları saklanmakta idi.

Kütüphane çok zengin mimari süslemeli bir ön yüze sahiptir. Ön yüzde mimari elemanlar dört çift sütunla taşınmaktadır. Her çift sütunun arkasında birer niş, arasında ise birer kapı ve birer pencere bulunmaktadır. Dış cephede ilk katta bulunan üç kapı ve üstlerindeki birer pencereden sonra ikinci katta da aşağıdakilerle aynı eksendeolmak üzere üç pencere daha yer almaktadır.

Merdiven korkuluklarındaki yazıtlardan anlaşıldığına göre M.S. 110 yılında konsül olan Gaius Julius Aquila kütüphaneyi babası Gaius Celsus Polemaeanos heroonu olarak inşa ettirmiş ve yapının bakımı ve kitap alımı için 25000 dinar miras bırakmıştır. Aquila’nın varisleri eseri tamamlamışlardır (yaklaşık M.S. 135). Celsus’un mermerden yapılmış olan lahiti, büyük orta nişin altındaki tonozlu alt yapıda halen durmaktadır. Lahitin içindeki bir kurşun sanduka içinde ölünün kemikleri bulunmuştur.

M.S. 400 yıllarında yapının önü bir havuz haline getirilmiştir. Kazı sırasında havuzun içinde, merdivenlerin önünde bulunan ve Markus Aurelius ile Lucius Verus’un Partlar üzerindeki zaferi nedeniyle dikilmiş olan bir anıta ait büyük kabartmalar, günümüzde Viyana Müzesi’nde korunmaktadır.


SKOLASTİKA HAMAMLARI
Ana caddenin Panayır Dağı’nın güneybatı eteğinde oluşturduğu köşedeki büyük hamam yapısı, M.S. 1. yüzyılın ikinci yarısında ya da 2. yüzyılın başında inşa edilmiş sonradan, M.S. 400 yıllarında Skolastikia adlı Hıristiyan bir kadın tarafından geniş ölçüde restore edilmiştir. Bir yazıttan aşk evi olduğu bölüm ile büyük bir tuvalet, bu yapı topluluğunun ilk inşa evresine yani M.S. 1. yüzyıla tarihlenir.

Franz Miltner,kızlara ait odaların üst katta olduğunu, alt kat salonlarının da konuklara ayrıldığını düşünmektedir. Aşk evinin baş salonunu mozaik döşemeli yemek odası (tablinium) oluşturmaktadır. Yerde odanın her dört köşesinde, dört mevsimin simgeleri bulunmaktadır. Araştırmacılar, Roma Çağı yapı grubunda Skolastikia tarafından yapılan büyük ölçüdeki değişikliğin M.S. 400 tarihlerine rastladığını ve bu iş için birçok Roma yapısından, özellikle prytanaeumun malzemesinden faydalanılmış olduğunu kaydetmektedir


HADRİAN TAPINAĞI
Korinth düzeninde inşa edilmiş Hadrian Tapınağı, bir cella ve bir portikodan oluşmaktadır. Cella üstü taş tonoz ile örtülüdür. Portikonun ön yüzünde ortada iki sütun, yanlarda da dörtköşe birer anta yer almaktadır. Tonozlu bir alınlığı bulunmaktadır. Kemerin kilit taşında Tykhe kabartması bulunmaktadır. Cella kapısının üstündeki kemer şekilli tympanonda, bir akanthus bezemesi içinden yükselmekte olan bir kız figürü tasvir edilmiştir. Arşitrav üzerinde bulunan yazıtta, tapınağın P. Quintilius adlı biri tarafından İmparator Hadrian’a (M.S 117-138) sunulduğu yazılıdır.

Tapınak, M.S. 4. yüzyılda kısmen yıkıldığı için restore edilmiş ve bu sırada portikonun iç duvarlarının üstünü süsleyen dört kabartma eklenmiştir. Kabartmaların asılları müzede olup, yerlerine alçı kalıpları konmuştur. Kabartmalar M.S. 4. yüzyıla tarihlendirilir. Bunlar, efsanevi kuruluşuna ilişkin tasvirlerdir.

Burada; Ephesos’un kurucusu mitolojik kral Androklos’un yaban domuzunu öldürüşü; Herakles’in Theseus ile savaşı; Amazonlar ve tanrılar toplantısı; Dionysos ve alayı, öyle ki bunların içinde bir fil üstündeki satyr çift flüt çalmaktadır. Cella içinde Hadrian’ın heykeli bulunmaktadır. Tapınağın önünde duran ve dörtköşe sütunlara dayanan dört kaide üzerinde, Roma imparatorları Galeius, Maximianus, Diokletianus ve Constantius Chlorus’un bronz heykelleri bulunmakta idi.
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla