[özgür_1903]

Futbolda başarıyı yakalamak, oyuncu kapasitesiyle orantılıdır. Eğer kapasiteniz elverişli değilse, masaya koyduğunuz her hedefte hayal kırıklıkları yaşarsınız. Tıpkı, Beşiktaş gibi...
UEFA'da finali hayal ettiler, çıkamadılar, taraftarlarını kahrettiler... Buna karşın taraftarlar kötü futbolu ve büyük hüsranı unuttular, takımlarına sahip çıktılar. Bravo onlara...
Kartal, Leverkusen karşısında zorluk derecesi yüksek bir maç oynadı. Böylesi maçlardan sonra iç hatlara dönmek, motive olmak çok zordur.
Ne var ki tribünler Fortis Kupası'nda sahasında Rizesspor'u konuk eden Kartal'a müthiş destek verdiler. Tribünlerin desteğiyle morallenen Beşiktaş maça baskılı başladı, ilk devreye iki gol sığdırdı, ikinci yarıda da oyunun kontrolünü elinde tuttu, bir kaza golü yedi ama Nobre ile işi sağlama aldı.
Ofansta bir arı gibi çalışan Nobre, bu çalışkanlığının karşılığını bir türlü bulamıyor. Takım olarak herkes Nobre'nin gol atması için uğraş veriyor.
Neyse ki dün ikinci yarıda ortaya çıktı, kritik bir gole imza atarken, takımını da rahatlattı.
İbrahim Üzülmez'in ilk golünden sonra savunma güvenliğini tamamen elden bırakan Rizespor, yüklendikçe kalesinde tehlike yaşadı.

Yüksel sınıfta kaldı
Hakem Vedat Yüksel, bizleri şaşırttı! Çıkardığı sarı kartlar çok doğruydu. Ya vermediği penaltılar? İnanılır gibi değil.
Serhat'ın hava topunda İbrahim Akın'ı itmesi penaltıydı, üstelik Vedat Yüksel pozisyonda çok yakındı, vermedi. Sadece o mu?
İkinci yarıda Cemil'in ve Nobre'nin düşürülmeleri de penaltıydı, Yüksel bu iki pozisyonu da "es" geçti. Yüksel, yönetimiyle bizce sınıfta kaldı!
Bir eleştirimiz de Tigana'ya...
Kleberson ve Burak yedek. Tigana belli ki Leverkusen faciasının faturasını bu ikiliye çıkarmış!
Olmadı hoca...
Ricardinho her geçen gün yıldızlaşıyor, tekniği müthiş, hele hele milimetrik pasları mükemmel, dünkü farkın yaratıcısı da sambacıydı. Runje günden güne güven veriyor, Serdar Kurtuluş da oynadığı futbolda ideal on birini zorluyor.