KAAN: Hanlar hanı KAHRAMAN: Yiğit,cesur KAĞAN: Hakan, imparator KAMER: Ay KANAT: Kuşlarda uçmayı sağlayan üst üyeler KANDEMİR: KAN+DEMİR=Kanmış tok demir anlamında KARACA: Rengi karaya yakın, esmer; Avrupa ve Asya'nın ılıman bölgelerinde yaşayan kısa ve çatallı boynuzlu bir memeli hayvan KARTAL: Yüksek kayalarda yaşayan yırtıcı bir kuş KAYA: Büyük ve sert taş kütlesi KAYIHAN: Güçlü hükümdar KEREM: Lütuf KERİM: Soylu, cömert, yüce KILIÇ: Uzun ve kesici savunma aracı KIRAÇ: Sulanmayan toprak, kır halinde işlenmemiş bitek olmayan toprak KIVANÇ: Sevinç KIVILCIM: Yanmakta olan ateşten sıçrayan küçük ateş parçaları KORAL: Sınır muhafızı; Kaynağı dini ezgi olan orkestra parçası KORAY: Kızıl renk almış ay KORHAN: Kor ateş gibi han KORKUT: Korkusuz, heybetli KÖKSAL: Kök+Sal KUBİLAY: Moğol hükümdarı KUDAY: Tanrı KUDRET: Erk, iktidar KUNTAY: İri yapılı genç KURTHAN: Kurt+Han KURTULUŞ: Tehlikeli veya kötü bir durumu aşmak KUTALP: Mutlu olmuş yiğit kişi KUTLU: Uğurlu, ongun KUTLUKHAN: Kirman'da hüküm sürmüş hanedan KUZEY: Bir yön KÜRŞAD: Göktürk Prensi LAÇİN: Kahraman, korkusuz, yürekli. LEMİ: Parlama, parıltı LEVENT: Savaş zamanında deniz askerliği yapan asker sınıfı LİDER: Önde
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |