Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-12-2006, 19:08   #1
disappear
Kıdemli Kartal
 
disappear - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Başkanımız’dan Açıklamalar

Click the image to open in full size.



Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören, CNN Türk televizyonunda yayınlanan Futbol Günlüğü programında Sayın Faik Gürses’in sorularını yanıtladı. Sayın Faik Gürses’in soruları ve Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören’in yanıtları şöyle:
F.Gürses: Sayın Başkan, Gençlerbirliği maçı dönüşünde Tigana birşeyler söyledi mi, söylemedi mi? Hoca sizden özür diledi mi, dilemedi mi? Bunları bizimle paylaşır mısınız?
Y.Demirören: Tabii ki gazetelerde yayınlanan o haberlerden sonra Sayın Tigana ile telefon görüşmesi yaptık. Kendisi Mali’ye tatile gidiyordu. Uçağa binmeden önce kendisi tercümanı vasıtasıyla böyle bir beyanat vermediğini söyledi. Ertesi gün kendisinden yazılı olarak da beyanat geldi. Biz de kendisine noterden ihtarname göndererek savunmasını istedik.
Kendisi de bu açıklamaları kesinlikle yapmadığını bizzat benim adıma gönderdiği yazıda beyan etti. Biz de bu beyanatı internet sitemiz vasıtasıyla bütün kamuoyuyla paylaştık. Hocamız yapmadım dedikten sonra, benim için yapmamıştır. Benim ve arkadaşlarımın görevi hocamızla birlikte bu takımı en başarılı hale getirmek için çalışmaktır.
F.Gürses: Sayın Başkan, bu önemli açıklamadan sonra şu ortaya çıkıyor. Tigana ile 2007 17 Mayısına kadar devam edilecek. Ondan sonraki performansı yeniden masaya yatırılacak. Yani siz de çok önemli bir açıklama yaptınız internet sitenizden; Lucescu olayı kesinlikle gerçek değil, biz onla sık sık görüşüyoruz, ama her görüştüğümüzde kulübe teknik direktör olarak gelmiyor, keza Mustafa Denizli sesleri var, keza bir kaç tane daha yerli sesleri var. Siz şu anda bıçak gibi vurmuş oluyorsunuz ki, Tigana ile Beşiktaş herhalde devam edecek.
Y.Demirören: Sezon başından beri, hocamızla ilgili polemiklerin başladığı andan itibaren hep aynı şeyi söyledim. Yine aynı şeyi söylüyorum. Biz hocamızla beraber öyle bir takım kurduk ki, Beşiktaş kısa, orta ve uzun vadede başarıyı yakalayacak. Kısa vadede Türkiye Kupası’nı ve Süper Kupa’yı aldı bu takım. Hep beraber sabırlı olursak, orta ve uzun vadedeki hedeflerimiz de gerçekleşecek. Fakat belli bir kesim mi, kamuoyu mu, ekip mi diyelim adına; sürekli hocamız ile ilgili bu tarz spekülasyonlar yapıyor. Biz hocamızın gitmesi ile ilgili ne bir düşünceye sahip olduk ne de bir harekette bulunduk. Sizin söylediğinize de katılmıyorum, 17 Mayıs 2007’ye kadar değil, hocamız ile anlaşmamız 2008’in Mayıs ayına kadardır. Biz 2008’e kadar hocamızla devam edeceğiz. İstikrar olduğu sürece başarının geleceğine inanıyoruz.

Maalesef belli kamuoyu, bazı ekip mi artık her ne ise adı hocamız gitti, hep hocamız götürüldü, ama biz hiçbir zaman hocamızın gitmesi için bir hareket yapmadık düşünmedik de... Çünkü uzun vadeli bir yatırım yaptık. Ben sizin dediğinize de katılmıyorum en azından diye bir şey yok. Hocamızla mukavelemiz önümüzdeki sene mayıs sonuna kadar devam ediyor. Bizim de ekip olarak düşüncemiz 2008’e kadar hocamızla devam etmek. İstikrarlı gittiğiniz sürece başarı gelir. Ben buna inanıyorum. Hocamıza da güveniyoruz. Genç bir kadromuz var, tecrübe eksikliği nedeniyle inişler çıkışlar olacaktır. Gençlerbirliği maçı, takımın kafa olarak tatilde olduğu bir maçtı. Maçın tarihi çok yanlıştı. Onun dışında baktığınız zaman son haftalarda takımın performansı artmaya başladı.
Önceki yıllarda Türkiye Kupası’na baktığınız zaman cidden fuzuli idi. Ama şimdi UEFA’dan önemli konuma geldi. Fakat bana göre maç tarihleri çok yanlış. Gençlerbirliği maçının oynandığı hafta Beşiktaş Türkiye’de 6 günde 3 maç yapan tek takımdı. Çarşamba günü Leverkusen’le oynadık, Pazar günü Rize ile oynadık, Çarşamba günü Gençlerbirliği ile oynadık. Yorgunluk da vardı. 14 Ocak’ta tekrar Türkiye Kupası maçı var ki bana göre yine çok yanlış bir tarih, umarım değiştirirler.
F.Gürses: Sayın Başkan Juanfran’ı ele alacağım, Youla ile devam edeceğim; bu futbolcuların Beşiktaş’ta istenilen performansı ortaya koyamamaları sizi üzdü mü? Bir de şunu soracağım Carew’i çok arıyor musunuz?
Y.Demirören: Carew’i çok arıyorum diye bir şey yok. Carew, Ricardinho, Kleberson, Delgado, Runje baktığınız vakit Beşiktaş’ın tarihinde gelmiş en ünlü isimler. Bir kere Beşiktaş tarihinde olmayan oyuncular bizim yönetimimiz zamanında getirildi. Hocalar da dahil. Bu futbolculardan çok çabuk başarı bekledik. Hemen birşeyler istedik ve çok yıprattık. Bir günde aldık yukarılara çıkardık, ikinci gün aldık vurduk. Aramıyorum ama keşke biraz daha kalsalardı, keşke hepimiz onlara yardımcı olabilseydik ve Beşiktaş’a faydalı olabilselerdi.
F.Gürses: İkinci yarıda Runje’nin iyice artık Beşiktaş’a alışacağına inanıyor musunuz?
Y.Demirören: Runje’nin kariyeri belli. Gittiği her ülkede yılın kalecisi seçilmiş. Hırvat Milli Takımı’nın bazen birinci, bazen ikinci kalecisi. Runje özellikle Leverkusen maçında nasıl kaleci olduğunu gösterdi. Bence daha da iyi olacak. Ama dediğim gibi çok çabuk yargılamayalım insanları. İyiye kötüye çok çabuk karar veriyoruz.
F.Gürses: Sayın Başkan 2004-2006 süresi içerisinde kamuoyu sizi çok duygusal bir başkan, duygusal bir insan, aile yapılarına bağlı bir insan olarak biliyor. Nereden girdim bu Beşiktaş başkanlığına dediğiniz bir an oldu mu?
Y.Demirören: Hayır. Başkanlık için veya yöneticilik için “Nerden girdim bu işe” demedim. Özellikle ben ve benim yönetimimdeki arkadaşlarım böyle birşey diyeceğini zannetmiyorum. Ama taraftarın bize tepki gösterdiği gün bilsinler ki biz onlardan daha çok üzülüyoruz. Türkiye Kupası, Süper Kupa’yı aldık tamam Şampiyonluğu daha yaşayamadık. Geçtiğimiz sezon erken ligden koptuk, ama kulüp olarak baktığınız zaman amatör şubelerde ne dediysek yaptık. Türk kulüpçülük tarihinde ilklere imza attık. Biz iki senedir daha iyisini yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki dönüp dolaşıyorsunuz belli bir noktada futbola giriyorsunuz. Kulübün uzun vadede bir Fulyası, başka kulüplerin bitmemiş projeleri varken bizim bitmiş garanti olmuş Fulyamız varken Beşiktaş’ta ekonomik krizden bahsediliyor. Türkiye’de ekonomik kriz olmayan ev ve hane yok. Tabii ki ödemelerde aksaklıklar olacak. Fulya ile Beşiktaş’ın istikbalini kurtardık. Üstüne basa basa söylüyorum başarıya endeksli olmayan, geliri olan tek kulüp Beşiktaş. Neyi tartışıyoruz? Beşiktaş’ın tek yumruk olması lazım. Beşiktaş’ın masa altı oyunlardan kurtulması lazım.
Geçen gün gazetede bir haber yayınlandı, Ben Sayın Onursal Başkanımız Süleyman Seba’yla Ankara’da bir düğünde bir araya geldim. Bu gazetelerde haber oldu, ben üzüldüm ama neye üzüldüm. Bir Beşiktaş Kulübü Başkanı Onursal Başkanıyla ya da diğer ileri gelenlerle beraberken, bu resimden herkesin mutlu olması lazım. Biz bu aile resminde hep beraber olduğumuzu gösterdiğimiz sürece Beşiktaş’ın önünde kimse duramaz. Bizim camiamızın birleşmeye ihtiyacı var. Ben de şunu söylüyorum. Ben tek adaysam tek yumruk halinde çıkmamız lazım. Beşiktaş’ta artık kıskançlık olmaması lazım ki, Beşiktaş istediği başarıyı yakalasın. Beşiktaş camiasının toplanması lazım. Her Beşiktaşlı’nın şapkasını önüne koyması lazım. Çünkü hepimizin ortak yanı Beşiktaş. Bakın Beşiktaş’ın konuşulan banka borcu rakamı SPK’ya tabi olduğu için orada açıklanan borç brüt rakam. Brüt farklı Beşiktaş’ın alacaklarının düştüğü vakit ki rakam farklı. Tabii ki Beşiktaş’ın borcu var. Ama bu borç korkulacak boyuttaki bir borç değil. Yine söylüyorum Türkiye’de garanti geliri olan tek kulüp Beşiktaş. Beşiktaş’ın önü açıktır. Demin söylediğimiz borç rakamı Divan Kurulu Toplantısı’nda çıktı. Bir Beşiktaş Divan Kurulu Üyesi eski bir arkadaşımız bir beyanat verdi; verebilir. Ama ondan evvel veya ondan sonra aynı Divan Kurulu’nda 10 tane kişi kulübü övmüş. Bu ortada yok. Onu bırakın bundan evvelki Divan Kurulu’nda kimse birşey konuşmadı. Herkes her şeyden çok memnun. Basında da yer aldı. Şimdi Beşiktaş’a zarar veren kötü birşey bu kadar haber oluyorsa demek ki tehlike buradadır. Kötü üstüne bina kuruyorsan birgün o bina çöker, hep beraber üstünde gideriz.
F.Gürses: Sizce kötü bir senaryo mu yazılıyor?
Y.Demirören: Senaryo yazılıyor demiyorum. Kötünün üstüne temel atılıyor, bina yapılmaya çalışılıyor bu tehlikeli. Ben burdan her Beşiktaşlı’yı uyarıyorum. Bu çok tehlikeli bir oyundur. Ben başkanım, seçildik tabii ki bir gün buradan ayrılacağız. Yine birileri gelecek. Ama sırf kötüyü göstermek Beşiktaş’ın zararınadır. Tabii bunu yazanlar da Beşiktaşlı muhabirler. Başkaları değil. Başka bir takımın sayfasında Beşiktaş haberi çıkmıyor. Herkes şapkasını önüne koysun.
F.Gürses: Futbol başta olmak üzere amatör şubelere de çok yatırım yaptınız.
Y.Demirören: Amatörlerdeki başarı Beşiktaş tarihinde ilk defa bu hale geldi. Buna basketbolda dahil.
F.Gürses: Bir de bahsettiğiniz Avrupa’nın en önde gelen ünlüleri geldi Beşiktaş’a ve bu sizin zamanınızda geldi. Cebinizden ne kadar verdiğiniz konusuna girmiyorum. 2007’de acaba Sayın Başkan transfer harekatına başlayacak mı?
Y.Demirören: Devre arasında gelecek oyuncu ya sakatlıktan çıkmıştır, ya kulübü ile sezon sonunda mukavelesi bitiyordur ya da kulübünün satmak istediği bir oyuncudur. Bu en büyük ihtimal veya da formsuz olması lazım. Şimdi bu ikinci seçenek hariç diğer ikisinin bize ne kadar faydası olur? Bakıyoruz ihtiyacımız olan mevkiiye. Hocamızla da konuştuk, kendisi de bakıyor. Şartlar uygunsa, kimi istiyorsak onu aldık. Şimdi lig maçları ile ilgili bakarsanız çok gereksiz puan kaybettiğimiz maçlar oldu. Ama beni en çok üzen bir Dinamo Bükreş maçı ve Leverkusen maçıdır. O iki UEFA maçında da bizi hakemler yaktı. İki maçta da çok iyi oynadık, demek ki UEFA’ya devam edebilecek durumdaydık. Demekki UEFA’da bizi temsil eden kişi bazı konularda eksik temsil ediyor. İllaki oraya seçilmek değil, o ülke takımının kim olursa olsun hakkını korumalıdır. Ben burada Sayın Erzik ile ilgili şikayetlerim olduğunu yine beyan etmek istiyorum.
F.Gürses: Sayın Başkan tek aday olarak seçime gidiyorsunuz. Beşiktaş’ta muhalefet olmalı mı, ya da Sayın Yıldırım Demirören’in karşısına başka adaylar çıkmalı mı? Beşiktaş’ta tek adam devri mi devam etmeli, ya da yönetimi takip edecek, ikaz edecek bir başka grup olmalı mı arkasında?
Y.Demirören: Beşiktaş Kulübü çok önemli bir viraj geçiyor. Tek aday ve tek yumrukla seçime girmemiz gerektiğini bunun için söyledim. Türkiye’nin en demokratik kurumlarından Beşiktaş senelerin verdiği bir bölünmüşlüğün içinde gidiyor. Beşiktaş’ın bundan kurtulması lazım. Tabii ki eleştiri olacak, tabii ki muhalefet olacak. Ama ben hep şunu söylüyorum; eleştirinin yapıcı olması lazım ve bu eleştirinin önce kendi içimizde tartışılması lazım, ondan sonra kamuoyu önünde tartışılıp paylaşılması lazım. Biz doğru olanı yapıyoruz. Bizim için doğru olan başka bir kesim için yanlış olabilir. Ama bu doğru-yanlışı önce beraber tartışalım ki ondan sonra kamuoyunda tartışalım. Bu kamuoyunda tartışıldığı vakit bizim yanlışımız veya doğrumuz ortadan kayboluyor. Sonra kamuoyu önünde yapılan tartışmayı düzeltmeye çalışıyoruz. Bu da Beşiktaş’ın zararına. Zaman kaybettiriyor.
F.Gürses: Benim kendi analizim; göreve geldikten sonra camia içerisinde çok büyük bir eleştiri aldığınızı tahmin etmiyorum. Son Divan Kurulu’ndaki eleştiri de normal.
Y.Demirören: O normal. Tabii ki eleştiri olacak. Yapıcı eleştiriye de açığız. Ben Divan Kurulu’ndaki eleştiriye de birşey demiyorum. Ondan önceki ve sonraki konuşmalar kullanılmayıp sadece manşet halinde kamuoyunda tartışılması beni üzüyor. Kötüyü göstermek beni üzüyor.
F.Gürses: Sayın Başkan, çok mu futbolcu alıyor Beşiktaş, yoksa haddini bilerek mi alıyor?
Y.Demirören: Haziran ayında geldik transfer başlamıştı. Biz de camianın o durumunda futbol takımına yeni bir kan vermek istedik. Piyasada boşta olan futbolcularla görüşmelere başladık. İlk sene fazla oyuncu almış olabiliriz. Ondan sonra dengede gittiğine inanıyorum. Ama amatör branşlarda basketbol, hentbol, voleyboldaki başarılarımız, kürek ve atletizmdeki başarımız tartışılamaz. Özellikle basketbolda kulüp takımları arasında basketbola yatırım yapan biziz. Ondan sonra arkamızdan diğer takımlar geldi. Öbür taraftan biz yönetime geldiğimizden beri dışarıdan 80 milyon dolara yakın ek kaynak bulduk. Bunlar inkar edilecek şeyler değil. Konuşulacak şeyler.
F.Gürses: Peki Sayın Başkan, 80 milyon dolar paradan söz ettiniz. Beşiktaş kendisini ifade etmekte bir yanlış mı yapıyor? Ben sizinle yıllardır tanışıyorum, telafuz ettiğiniz rakamı ilk kez duydum. Ağzım açık kaldı. Acaba Beşiktaş bir takım iletişim konularında hadiseye biraz mütevazı mı bakıyor?
Y.Demirören: Beşiktaş’ın ilkelerindeki mütevazlık kaçınılmaz. Biz hiçbir zaman kendimizi ön plana çıkarmayız. Yapılan başarı söylenmediği sürece, dışarıdan takdir gördüğü sürece makbüldür.
F.Gürses: Seçimle ilgili konuşacak olursak…
Y.Demirören: Yönetimden belli arkadaşlarım benimle devam edecek. Şu anda hiç isimden bahsetmek istemiyorum. Demin söylediğim tek yumruk olacaksak Beşiktaş üzerinde birleşecek arkadaşlarla bu işe devam etmek gerekir.
F.Gürses: Sayın Başkan, bir aydır Türkiye’nin gündeminde futbol-siyaset-federasyon ve Haluk Ulusoy var. 19 Ocak 2006’dan bu yana yeni oluşan Haluk Ulusoy Federasyonu o günden itibaren genel kurul tarihiyle karşı karşıya kalıyor. O aileye çok yakın bir isimsiniz. Sizce bir Bakanın futbola bu kadar müdahale etmesi, siyasi bir baskıyı alıp santraya koyması kulüpleri son derece tedirgin eden, durup dururken “Kaos ortamı var efendim” demelerine Beşiktaş Kulübü Başkanı olarak nasıl bakıyorsunuz? Her anda genel kurul çağrısı yapılmalı mıdır sizce?
Y.Demirören: Bu işin cılkı çıktı. 15 günde bir Kulüpler Birliği toplanıyoruz. Federasyon “gitsin mi kalsın mı?” el kaldırıyoruz. 15 gün önce iyi olan 15 gün sonra kötü, 15 gün önce kötü olan 15 gün sonra iyi. Ben siyaset karıştı iddialarınI kabul etmiyorum. Ama kamuoyunda öyle birşey gösterilmeye çalşılıyor. Sayın Bakanımız belki müdahale etmenin doğru olmayacağına inandığı için, kulüpler kendi arasında karar versin diyor ki, buna da saygı göstermek lazım. Kulüpler bu kararı veremezse buna da saygı göstermek lazım. Kulüpler Birliği’nin federasyon genel kurulundaki etkisi nedir? Müdahaleciliği nereye kadar? 15 gün önce bir oylama yapıldı, devam denildi. Eğer o yanlışsa son Kulüpler Birliği toplantısında alınan karar da yanlış. Eğer o kararın bir yapıcılığı yoksa dünkü kararın olmaması lazım. Ama sonuçta kulüplerin bakması gereken şu; “Ulusoy giderse gitsin kim gelirse gelsin” düşüncesi çok tehlikeli. Sonuçta Türk futbolunun içinde Ulusoy gittikten sonra bizler yine varız. Bu kulüpler hep var. Demek ki bütün kulüplerin ortak hemfikir olabileceği bir adayda anlaşılması lazım ki, Türk futbolunu hep beraber kurtaralım. Ulusoy gitti başka birisi geldi, şimdi ben bu isme karşıyım. Benim bildiğim birçok kulüp de karşı. Bu kaosu kurtarmak birşekilde hepimizin vazifesi. Bunu kurtaracaksak, Ulusoy gidecekse Türk futboluna verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür edilir. Bütün kulüplerin ortak bulacağı bir adayda anlaşılması lazım ki Türk futbolunu bu kaostan kurtaralım. Yoksa yine kaos olur. Haluk Bey’e karşı olanların istediği oldu diyelim, yarın yeni bir kaos başlarsa ne olacak?
F.Gürses: Spordan Sorumlu Devlet Bakanı’nın gelecek diğer isme müdahale etmeyeceğini kim söyleyebilir?
Y.Demirören: Bakanımız’ın müdahale ettiğine ben katılmıyorum oradaki bir rapordan dolayı yapılan hareketti. Ben Sayın Bakanımız’ın Genel Kurul’a kendisinin götürmemesini de takdir ediyorum. Ama imza toplanamıyorsa da buNun üstüne gitmemek lazım. Veya 15 günde bir Kulüpler Birliği toplansında farklı kararların çıkmaması lazım. Bu Kulüpler Birliği’nin ağırlığını bitirir. Bana göre son toplantıda da Kulüpler Birliği’nin ağırlığı bitmiştir.
F.Gürses: Kulüpler Birliği devam etsin görüşüne katılıyor musunuz?
Y.Demirören: Hayır. Kulüpler Birliği’nin aracı olması yanlış. Biz Beşiktaş Kulübü olarak Sayın Canaydın’dan önceki dönemde Kulüpler Birliği’nin bir faydası demeyeyim de yaptırımı olmayacağına inandığımız için toplantılarına katılmayacağımızı, Kulüpler Birliği ile olan diyaloğumuzun askıda olduğunu beyan ettik. Sayın Canaydın’la beraber Kulüpler Birliği’nin tekrar toplanması için hareket ettik. Şu anda da o hareketin içindeyiz ama 15 günde bir toplanıp da Federasyon’la ilgili farklı bir karar verilmesini, ben uygun bulmuyorum.
F.Gürses: Peki Beşiktaş Kulübü’nün bu son toplantıya katılmama sebebi neydi? Anladığım kadarıyla siz de vekalet verdiniz…
Y.Demirören: Evet ben Trabzonspor’a vekalet verdim. Dediğim gibi Beşiktaş Kulübü olarak 15 günde bir el kaldırmak istemiyorm. Çünkü 15 gün önce zaten beyanımı açıklamışım tekrar katılacağım da neyi açıklayacağım?
F. Gürses: Burda bir çıkış yolu gösterebilir misiniz Sayın Başkan? Ne olması lazım?
Y.Demirören: Birilerinin istediği değil de herkesin ortak bir aday üzerinde anlaşması lazım. Sayın Ulusoy’a hep beraber teşekkür ederiz. Hep beraber bütün kulüpler oturur tartışırız tek aday üstünde anlaşırız. Geçen seneki seçim bittikten sonra hemen ertesi gün muhalafet başladığı için bugün buralara kadar gelindi. Kamuoyunda, Sayın Ulusoy olduğu sürece Türk futbolu kaosun içinde sürükleneceği oturdu artık. Bundan sonra işin çivisi çıktı. O çiviyi de yerine soksanız da oradaki düzen tam oturmayacağına göre bütün kulüpler bir araya gelerek bir isimde birleşeceğiz. Kim çıkarsa çıksın hiçbiri ile benim şahsi veya Beşiktaş Kulübü’nün bir problemi olmaz. Hep beraber inandığımız birinin çıkması lazım. Yoksa yine aynı kaosu yaşayacağız. Ulusoy gitti, yarın bıraktı, 1 ay içinde seçim oldu. Ama bizler burada olduğumuz sürece bu kaos devam ederse niye o gitsin niye bu gelsin?
F. Gürses: Sayın Başkan, Beşiktaş’ın 100. yıl şampiyonluğu çok etkileyiciydi,. Tabii ki kolay olmadı bu başarı, ama ondan sonraki sene şunu biliyorum ki Beşiktaş şampiyon olsaydı Beşiktaş bayrağı alıp götürecekti, 3-4 sene daha gidecekti. Şimdi ortada yine aynı rakam var. 8 puanla Fenerbahçe önde, Beşiktaş 8 puan geride. Acaba tarih tekerrür edebilir mi?
Y.Demirören: Böyle bir beyan verdim zaten; tarih tekerrürden ibarettir, dedim. Bu sene biz şampiyon olacağız dedim.
disappear Ofline   Alıntı ile Cevapla