[özgür_1903]

Bremen, Beşiktaş’a sert geldi
09.01.2007 Oyunun mutlak hakimi Werder Bremen.

İstediği gibi oynuyor, istediği an golünü atıyor. Beşiktaşlılar hiç üzülmesin karşılarında futbolun bütün inceliklerini sahaya yansıtan bir takım vardı ve de onu aşmak pek mümkün olamazdı. Hani bir başka Türk takımının bu Werder’i yenmesi hayal gibi geliyor bana…

Şimdi bunları söylüyorum ama futbol o kadar nankör bir oyun ki Efes Pilsen Cup’ın ikinci maçında Galatasaray Feyenoord’u yenerse Bremen’in rakibi olacak. İster misiniz onu da yensin?
İsteriz tabii ama, o zaman ne yazacağız?

İşte ihtimaller;
a) Galatasaray çok büyük bir takım, iki Avrupalıyı da susuz götürdü.
b) Hani Galatasaray son yıllarda iyi bir takım değildi
c) Beşiktaş çok kötü bir günündeydi
d) Avrupalılar bizden iyi değil.

Bu dört ihtimal de gerçeği yansıtmaz!
Werder Bremen çok iyi bir takım, Beşiktaş da buzda patinaj çeken aşınmış lastik!...
Sistem ve Tigana
Werder Bremen bir futbol şablonu. Sistem onlar için olmazsa olmaz. Uygulama mükemmel. Ne zaman atağa kalktılar ne zaman gol attılar anlayamıyorsunuz. Belki de göstere göstere…

İçinizden böyle gol yenir mi diyorsunuz Beşiktaş için… Ama siz olun siz de yersiniz. Almanların futbolu bir başka. Göze belki hoş gelmiyor ama içlerinde bir tane hata yapanı yok! Bir tane pozisyon hatası yok! Bir tane futbolun dışına çıkmış düzensiz hareket yok! Nasıl galip gelmez bu takım. Hocaları Schaaf ne demişse onu yapıyorlar. Kim tanıyor Schaaf’ı?
Bir Tigana kadar tanınıyor mu?
Zico kadar?
Gerets kadar?
Daum kadar?
Del Bosque kadar?

Beşiktaş’ı suçlamıyorum ama futbol adına da hiçbir şey yapmıyorlar.

Tigana da zırvalıyor. Nereden çıktı bu on bir…

Nasıl bir oyun düzeni?

Bir takım 90 dakika boyunca hiç mi pozitif bir şey yapmaz. Gol kaçırdı falan demeyin, oyun düzenini söylüyorum. Rakip, iki adam kaçırmış falan… Demek istediğim o değil!

Tigana’nın sahaya sürdüğü kadro, verdiği taktik, oyun içindeki müdahaleleri sıfır!

Beşiktaş rakibi karşısında çok silik kaldı. Mevsim başından beri Beşiktaş başaracak, bekleyin diyordum ama tren kaçıyor. Bir takım on dakika da mı oyuna ağırlığını koymaz! Yazık!
Önce Bremen’i anlatayım;
Dörtlü defans; göbekte iki adam Naldo ve Mertesacker…

İkisi de insan azmanı, havadan tek top vermedikleri gibi Naldo nal toplamıyor kafayla kornerlere gidip gol de atıyor… Defansın kanatları öyle her dakika langır lungur atağa kalkmıyorlar ama fırsat yakaladıklarında aman ha!...

Orta sahaları mekanize kuvvet! Frings, Borowski, Diego ve Jensen rakibin insan haklarını elinden alan dörtlü. Serbest dolaşıma hiç izin vermiyorlar… Her Beşiktaşlı topu aldığında karşısında mutlaka bunlardan ikisini buluyor. Uzun süre Beşiktaş oyun kuramadı. Ayrıca Werder de oyuna pek öyle fazla asılmadı…

Bremen topu kaptırdığında orta sahası derhal pozisyon alıyor geri dörtlüsü ile orta alan “timsah dişi” gibi birbirinin arasına giriyor. Kıpırda kıpırdayabilirsen…

Rico Paşa kayboldu, kıskaca girdi, eridi bitti…

Forvetlerinde meşhur Klose ve Almeida sanki durarak oynuyorlar, rüzgar estikçe sanki biraz sallanıyorlar gibi ama alan değiştirmeleri, birbirlerine yol açmaları ve geriden gelen arkadaşlarıyla seri paslaşmaları breh” breh!” berh!... Tut tutabilirsen…

Attıkları son golde bir Beşiktaşlı “bakkala” gitti. İsmini vermeyeceğim ayıp olmasın. Adamlar dans eder gibi gol attılar.

Tekrar ediyorum, Beşiktaş’ı suçlamıyorum ama insan biraz da bir şeyler yapmaz mı yahu!...
Kartal gagasız olmaz!
Tigana tombala çekmiş; aylardır istemediği Ali Güneş defansın sağ gerisinde, önünde yine aylardır unutulmuş Gökhan Güleç! Aman Yarabbim… Kim akıl etti acaba bu ikiliyi.

Tigana’nın tercihi ise, inanmıyorum!
Solda iki İbrahim… Biri enerjik tren, öteki tek bacak!... Aynı hatta gidip geliyorlar birbirlerinden haberleri yok! Hakem düdük çalmasa çarpışacaklar. İki İbrahim de yaptıkları hareketin sonunu getiremiyorlar. Netice sıfır! Ama yırtınıyorlar! Anlaşılır gibi değil ve Tigana seyrediyor… Hazırlık maçı diye herhalde, sabrediyordur…

Beşiktaş’ın forvetinde Nobre’ye yandan kumanda gerek. Basacaksın düğmeye “şimdi geri dön” komutunu vereceksin… Bir daha basacaksın; “rakibe elense çekme” komutunu vereceksin… Bir dahasında; “kalenin önünde kal” komutunu vereceksin… Baktın olmuyor son kez düğmeye basıp “kenara gel çık dışarı” diyeceksin… Rakibi bir kez bile taciz edemiyor…

Hiç gagasız kartal olur mu?

Beşiktaş rakibini gagalayamıyor…

Rico Paşa, paşa paşa dolaşıyor. Bir yalnız adam… Dünyadan haberi yok gibi… Tempolu, seri ve sert oyunda kayboluyor.
Kleberson; gördüğüm en kötü Kleber… Sonu yok!

İçlerinde bir tek Fahri Tatan direniyor…
Beşiktaş’ın defansına bir şey demiyorum. Demem… Diyemem…
Buna defans diyemem!
Runje; formasından belli ki kaleci…

Son söz; hazırlık maçıydı…
Werder Bremen hazırdı,
Beşiktaş sanki gelecek seneye hazırlanıyordu…
Tiganalı mı Tiganasız mı?

OSMAN TAMBURACı..