Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-01-2007, 22:36   #1
NuraN
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Merkez Bankası'ndan enflasyon itirafı

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, enflasyonun yüzde 5 olarak hedeflenmesine karşın, yüzde 9,65 olarak gerçekleşmesinden kendilerinin de memnun olmadığını bildirdi. Yılmaz, "Eğer burada bir sorumlu aranıyorsa da o sorumlu biziz ve bu sorumluluğu da kabul ediyorum. Bunu peşinen söyleyelim, herhangi bir mazeret vesaire de ileri sürmüyoruz" dedi.

Yılmaz, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Dünya Gazetesi tarafından düzenlenen "2007 Yılı Enflasyon Beklentileri" konulu toplantıda "Ekonomik Görünüm" başlıklı sunumunun ardından Bursalı sanayicilerin sorularını yanıtladı.

Neden enflasyon hedefine ulaşılamadığının bir açıklaması olması gerektiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu:

"Hayır, biz enflasyon hedeflemesine erken geçildiğini düşünmüyoruz. Geçilmesi gerektiğine inanarak geçtik. Geçmişte enflasyonla mücadele konusunda birtakım parasal büyüklüklerin hedeflendiğini, onların da denendiğini ve doğrudan doğruya enflasyonun kendisiyle parasal büyüklükler arasında ilişkinin iyi kurulamadığını gördük, dolayısıyla biz de dünyadaki genel eğilime uyarak, enflasyon hedeflemesi rejimine geçtik ve biz buna erken geçildiğini de düşünmüyoruz. Evet önümüzdeki yıl yüzde 4'lük bir enflasyon hedefi şu anda çok iddialı bir hedef gibi görünüyor... Öyledir de, iddialıdır... Fakat biz topluma bu sözü verdik. Dolayısıyla bütün çabamız bu hedefin tutturulmasına yönelik olacak."

Sıkı para politikasından yakınan sanayicilerin soruları üzerine Yılmaz, enflasyonun parasal bir olgu olduğunu, dolayısıyla kontrol altında tutulabilmesi için toplam talebin öngörülen enflasyon hedefiyle uyumlu yönetilmesi gerektiğini anlattı.

Merkez Bankası'nın elinde uygulayabileceği tek politika aracının kısa vadeli faiz oranları olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

"Biz kısa vadeli faiz oranlarını, önümüze koyduğumuz enflasyon hedefine bizi ulaştıracak şekilde yönetiyoruz ve yönlendiriyoruz. Dolayısıyla evet, sıkı para politikası enflasyonla mücadelenin önemli bir aracıdır. Onun dışında sıcak para politikası, düşük kur, yüksek faiz vs. Son 30 yılda biz bunların hepsini yaşadık ve geldiğimiz nokta belli. Biz fiyat istikrarını sağlamadan bu şikayet ettiğimiz, hususların hiçbirinde yol alamayız, alamadık. Tecrübelerimiz bunu gösterdi. Dolayısıyla sorulan soruların cevabı fiyat istikrarının içerisinde. Fiyat istikrarını sağladığımız gün bütün bu soruların cevabı, kendiliğinden ortaya çıkacak."

Yılmaz, "Yeni Zelanda örneğinde olduğu gibi yüzde 4 enflasyon öngörünüz gerçekleşmezse, bu durumda istifa etmek geleneğine başlayacak mısınız?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Evet biz bu hedefi tutturmaktan sorumluyuz, çünkü bağımsızlığın bir bedeli olması lazım. Bağımsızlığın bedelini biz şu anda kamuoyuna hesap verebilirlik çerçevesinde, hükümete ve parlamentoya iki kez gidip olası gelişmeleri anlatıyoruz. Enflasyon hedefinin tutmamasında olduğu gibi de mektup yazıyoruz. Dolayısıyla istifa da bir yöntem olabilir. Fakat bunun ne getirip ne götüreceği düşünülmelidir. Yani dere geçilirken at değiştirmek gibi bir şey. Eğer bu önceden kamuoyuna deklare edilmezse durup dururken, 'Merkez Bankası Başkanı enflasyonu tutturamadın istifa et', evet çok ahlaki bir şey sorumluluk duygusu ama o anda nelere mal olacağının da düşünülmesi lazım. Bugün itibariyle bizim mevzuatımızda böyle bir şey yok."

"Seçimler nedeniyle bir dalgalanma bekliyor musunuz? Ne gibi tedbirler alacaksınız?" sorusu üzerine Yılmaz, yatırımcı beklentilerindeki değişiklikler, yurt dışındaki merkez bankalarının alacağı faizle ilgili kararlar, yurt içindeki bazı gelişmeler nedeniyle dalgalanma olabileceğini ama bunu bir kriz olarak değil "oynaklık" olarak değerlendirdiklerini bildirdi. Yılmaz, şöyle devam etti:

"Seçim, dalgalanma nedeni olabilir mi? Tabii, piyasalardaki makro ekonomik temellerden ziyade verileri etkileyecek olan faktörler risktir. Kuru, faizi, yatırımcının tavrını etkileyecek faktörler birer risktir. Burada deprem de, terörist saldırı da bir risktir, seçim de bir risktir. Bunlar olur veya olmaz... Depremin, terörist saldırının ne zaman olacağını bilmediğimiz gibi seçimin ne zaman olacağını biliyoruz ama seçimin nasıl olacağını bilmiyoruz. Dolayısıyla eğer herhangi bir şekilde kur, faiz vs. seçimlerden etkilenir ise bizim söylediğimiz şudur: Bunlar bizim veri setimizin içinde ve biz işleri normale döndürmek için buna tepki göstereceğiz."

Yılmaz, kurlar düştüğünde faizlerin neden düşmediği yönündeki soruyu ise "Çünkü enflasyonda henüz gözle görülür bir iyileşme yok. Beklentiler de çok hızlı düzelmiyor. Bir kredibilite açığımız var, bu açığı giderebilmek için faiz oranlarının seviyesi bu şekilde sürdürülüyor" diye yanıtladı
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla