[özgür_1903]

Özel bir turnuva da olsa, 2007'nin ilk derbi maçını kazanmak moral verdi Beşiktaş'a... Futbol takımı ve teknik kadronun en çok ihtiyacı olan şey buydu zaten. Hatta yönetimin bile Ne de olsa, futbolculardan önce onlar terleyecekler; kongresinde. Kongre demişken... Sayın başkan Demirören, Prof. Dr. Mesut Parlak'ın davet ettiği camianın önemli isimleriyle birlikte buluşacak yarın akşam. 35 kişilik listede elbette unutulan isimler olmuştur, buna saygı duyarım... Ama unutmaması gereken bazıları da var tabiiki.. Erol Kaynar, Metin Keçeli gibi etkili isimler; Sanlı Sarıalioğlu, Vedat Okyar gibi o kutsal formayı kaptan olarak terletmiş efsaneler... Doğrusu gözden kaçmış olmaları, gözlerimizi doldurdu biraz... Sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş'ın yol haritasının nasıl olması gerektiğinin konuşulacağı bu toplantıdan çıkacak fikirler umarım sadece masada kalmaz. Çünkü bugüne kadar genellikle öyle oldu. Herkes "Taşın altına elimizi koymalıyız" dedi; taş geldi, eller kayıp... Umarız bu kez öneriler kulak ardı edilmez, fikirler not defterinde ya da hafızaların bir köşesinde yıllanmaz.

Herkes işini yapsın
Çünkü sıkıntılı dönemdeki Beşiktaş'ın maddi-manevi güçlenmeye ihtiyacı var. Maddi yönü elbette mevcut ya da seçilecek yönetimi ilgilendiriyor. Ancak menavi kısmı öyle değil. O kısım, siyahbeyazlı renklere gönül vermiş herkesin sorunu. "Elbirliği" mi dersiniz, "güçbirliği" mi derseniz bilemem ama "birlik" olunduğu zaman değil 8 puanlık fark, değil 80 milyon dolarlık borç; hepsinin üstesinden gelinir. Ama dedik ya, "birlik" olunursa. Saha içi çözümleri üretmek futbolcuların, onları taktiklendirmek teknik kadronun, onları yetkilendirmek yönetimlerin, onları seçmek de kongre üyelerinin işi... Herkes işini doğru yaptığı sürece sorun yok... Ama bu çarkın düzgün işlemesi isteniyorsa; fikirleri, paradan çok daha değerli olan insanların görüşlerine saygı duyulmalı ve uyulmalıdır. Böyle olmayacaksa, "birleşmenin" de bir anlamı yok zaten... Karar sizin!