Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18-01-2007, 14:51   #1
özgür_1903
Kıdemli Kartal
 
özgür_1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
O bir gol kralı: Zafer Biryol

O bir gol kralı: Zafer Biryol

Antalya'da Cornerspor’un organize ettiği Antalya Cup’ın katılımcılarından Çaykur Rizespor’un renklerine dahil olan Zafer Biryol’u konuk ediyoruz bu defa sitemize...
Sezona Bursaspor formasıyla başlayan Zafer Biryol, ikinci yarıya ise Çaykur Rizespor renkleriyle devam edecek. Konyaspor’da oynadığı dönem ligin Gol Kralı olarak Fenerbahçe’ye transfer olan Zafer Biryol, şimdi yeni bir sayfa ve yeni hedeflerle Rize’nin renkleri için ter dökmeye hazırlanıyor. Fenerbahçe günlerini artık mazide bırakmış Zafer Biryol... Hedefleri arasında Milli Takım’ın üç büyüklerden önce geldiğini belirten golcü futbolcu, "İstanbul’da 1 gol atıyorsan, burada 3 atmalısın" sözleriyle durumun zorluğunu da özetliyor.
Yıllarca İstanbul’da yaşamış bir "Karadeniz Çocuğu" olduğunu da öğreniyoruz Zafer Biryol’un...
Rizeli hemşehrileriyle bir kez daha kucaklaşması olarak nitelendirilebilecek bu buluşma en fazla Zafer’in ailesini memnun etmiş.
Zafer’in transfer olduğu her takımla birlikte evde hakim olan renklerin değişmesinden tatlı tatlı şikâyetçi eden aile bireylerinin, "Ah bir Rizeli olsan" duaları da sonunda kabul olmuş görünüyor...
Rizeli bir Çaykur Rizesporlu olarak Zafer Biryol’a yeni takımı için hislerini, ilerisi için hedeflerini öğrenmek için başlıyoruz sorularımızı sıralamaya...
"F.BAHÇE'DE OYNAYANLARDAN İYİ DEĞİLDİM"
- Memleket topraklarında olmak nasıl bir duygu?
"Rize’de oynamak her zaman hedefimdi. Ben nereye gidersem o takımı tutuyordu ailem. Şimdi doya doya Çaykur Rizesporlu oldular!.."
Her yaz ayında Rize’de tatil günlerini geçiren Zafer Biryol’a kendisi de bu konuda mustarip bir futbolcu olarak Türk oyuncularının büyük takımlarda ne gibi zorluklar yaşadığını soruyoruz...
"Kolay değil açıkçası. Şu an Fenerbahçe’de 6-7 kişi oynayabiliyor. Ülkemizde kaliteli olup olmaması önemli değil, yabancıya büyük önem veriliyor. Anadolu kulüplerinde de böyle. Yerli ve yabancılar arasında rekabetin eşit olduğu söylenemez. Ama çalışıp çabalayacağız, çünkü şartlar bu..."
Click the image to open in full size.- Fenerbahçe’de Anelka transferi, Nobre’nin varlığı ve sakatlık günleri senin için büyük talihsizlik oldu... Fenerbahçe'deki forma giyememenin ana sebebi neydi?
"Ben Fenerbahçe’ye alternatif olarak gittim. İki tane yabancı forvet oyuncusu var. Ki benim zamanımda bir de tek forvet oynadı. Bir de yabancı yedekte kalıyordu. İlk gittiğimde de sakatlık yaşadım. Fakat sonuçta oynayan arkadaşlarımdan iyi değildim. O yüzden oynayamadım."
- Herhangi bir kırgınlığın var mı?
"Yoo, hayır... Biraz daha şans bulabilirdim belki. Ama Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında olduğu baskılı bir dönemdi, olmadı. Fenerbahçe’nin daha rahat olduğu bir dönem olsaydı, daha kolay forma şansı bulabilirdim."

- İstanbul’da yaşadığın talihsizlikler seni hırslandırdı mı peki?
"Benim hiçbir zaman üç büyükler gibi hedefim olmadı. Her zaman büyük hedef olarak önüme milli takım oyuncusu olmayı koydum. Tekrar oraya değil, ama milli takıma ulaşmak isterim."
"TAKIMIM BAŞARILI OLURSA, MİLLİ TAKIM’A SEÇİLİRİM"
- Sen zoru başararak Anadolu’dan milli takıma çağrıldın, bunu yenileyebileceğine inanıyorsun anlaşılan...
"Esasında benim milli takıma seçildiğim zaman takıma girmek daha zordu. Dünya Kupası hedefleniyordu, çakılı bir kadro vardı. Fakat şu an Galatasaray ve Fenerbahçe’nin milli takımda bir kadrosu olmadığı için o günlere oranla daha kolay. Takım olarak başarılı olur, gol atabilirsek yeniden milli takım olabilir. Ama zor yine de... İstanbul’da 1 yapıyorsan, burada 3 yaparak gidebilirsin."
- Futbolda şansa inanıyor musun?
"Olacağı varsa oluyor. İşte, biraz kısmet..."
- Herhangi bir uğurun var mı?
"Sahaya sağ ayakla çıkmaya özen gösteririm."
Click the image to open in full size.

"HANIMIN DEDİĞİ OLDU!"

- Forma numaran kaç oldu?
"20 numara oldu. 8 ve 15'in ikisi de dolu."

- Neden 20 numara?
"Eşim hentbolcu. O, oynadığı dönem 20 numarayı giyiyormuş. Bana forma numarası için sorulduğunda beraberdik, o '20 numara olsun' dedi. Biz de kabul ettik."
- Fenerbahçe’den önce Beşiktaş renklerine geçmen söz konusu olmuştu, neydi o olay?
"Fikret Orman başkan adayı iken anlaşmaya varılmıştı. Başkanlık seçimini kaybedince olmadı. Daha sonra tekrar gündeme geldi fakat, o dönemde Del Bosque istememişti."

- İlk yarıda Bursaspor’daydın, ikinci yarı Çaykur Rize’ye geldin. Bursa’da da beklediğimiz golleri göremedik senden, sebebin neydi?
"Oyun formatı olarak Bursaspor benim oynadığım zaman hiç hücum yapmıyordu.
Maçı, bir ortayla tamamladığımız oluyordu. Orada 3 gol attım, o dahi başarıydı. Fazlasıyla defansif oynuyorduk."
"RAŞİT HOCA BASKICI, ENGİN HOCA RAHAT"
Click the image to open in full size.- Bursa’da Raşit Çetiner ve ardından Engin İpekoğlu ile çalıştın. Ne değişti Bursa’da. Sadece kan değişikliği yeterli oldu mu?
"Raşit Hoca’nın üzerimizde baskısı vardı. Daha çok konuşarak yönlendiriyordu. Fakat Engin Hoca bizi serbest bıraktı. Fazla baskıdan insanların bacakları titrer ya.. Kendi halimize bıraktı. Bu bazı yönden iyi olurken, bazı anlamda kötü olabiliyor. Ama Bursaspor için iyi oldu..."
- Rizespor’a gelişin Rıza Hoca’yla birlikte mi oldu?
"Sezon başı anlaştım esasında. Bonservisimi alamadılar, Bursaspor aldı. Geç kalmış bir transfer oldu yani..."
- İkinci yarı için takım olarak hedefinizi öğrenelim...
"İlk etapta kümede kalmak tabii. Fakat ondan önce iyi futbol oynamak. Seyircimizi memnun etmek."
RİZELİLER TRİBÜNE!
- Seyircinizin ilgisi nasıl?
"Normalde takımların taraftarı ya çok iyi dönemdeyken, ya da zor günlerinde tribünleri doldurur. Fakat Rizespor iyi giderken de taraftarını tribüne çekemiyordu. Ama artık, seyircimizi yanımızda görmek istiyoruz. Daha iyi bir futbol oynayarak, seyircimizin de desteğini almak istiyoruz."
- Daha önce Rıza Çalımbay ile Göztepe’de birlikte çalıştınız. Nedir sence Rıza Hoca’nın öne çıkan özellikleri?
"Rıza Hoca’nın en büyük özelliği, kulübe hakim olması. Sadece futbolla değil, futbolcunun maddi sıkıntılarından başlayan her konuda yanındadır. Her zaman konuşulabilecek ve oyuncunun derdini dinleyen bir hocadır."
"GOL KRALLIĞI ZOR DEĞİL"
- Gol krallığı unvanını elinde bulunduran bir oyuncu olarak kapasitenin sen de farkındasın, aynı unvan için hırslanıyor musun?
"Yeniden gol kralı olacağıma inanıyorum. Olmaması için hiçbir sebep yok. Kapasitemi biliyorum. Bu bir hava meselesi. İnanırsanız, çok büyük şeylere geçiliyor. Takımınızın hücum gücü yerindeyse olabiliyor. Her maç bir-iki gol pozisyonuna gireceğiz. Birini gole çevirsem, bir maç atmasam, bir maç 2 gol atsam yine o rakamı yakalarım. İnanın zor değil. Benim 3 golüm var. Ama en fazla gol atanın 11 golü var."

- Ersen Martin ile iyi biri ikiliydiniz. İyi bir forvetin partneri çok önemli midir?
"Anlaşması elbette çok önemli. İkisinin birbirinin ne yapacağını bilmesi gerekir. Elbette arada kıskançlığın olmaması gerek. 'Ben' değil, 'Takım' düşünülmeli. Altan ve Cenk gol kralı olduğumda işimi kolaylaştırdı. Onlara karşı alınan önlemlerde ben boşluklardan kaçıp golümü atıyordum."
CANA CAN VERENSİN!
Click the image to open in full size.Sakin duruşuyla içine dönük bir insan görüntüsü veren Zafer Biryol’a bir soru hazırladık ama bunu sorarken çok dikkatli olmaya özen gösteriyorum. Ablasının yaşadığı çağımızın amansız tabir edilen hastalığında ona en büyük desteği veren Zafer Biryol, bizim çekingenliğimize rağmen gayet insani bir şekilde karşılıyor tavrımızı.
Ablasının yaşadığı o kötü günlerde gereken ilik için yapılan tetkikler sonucunda kendisinde uygun iliğe rastlanması nedeniyle ablasına hayat veren kişi olmuş Zafer Biryol.
Akrabadan ilik naklinde uygunluğunun yüz binde bir rastlanan bir olay olduğunu öğreniyoruz. Hastalığına göre durumunun iyi olduğunu anlatırken, yine sakin bir hali var Zafer Biryol’un...
"TAKIMIM İÇİN HER ŞEYİM ORTAYA KOYARIM"
Aile içi bir durumdan tekrar futbola dönüyoruz. Zafer Biryol’un dünya futbolunda beğendiği isimleri öğrenmek istiyoruz.
"En iyi forvet olarak Henry'yi görüyorum. Her şeyi ile bir futbolcu. Başka isim isterseniz Shevchenko, Drogba."
- Çok maç seyreder misiniz?
"Çok fazla olmasa da izlerim. Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarını takip etmeye çalışırım. Diğer liglerde önemli maçları seçerek izlerim."
- Ayrılmış olduğun takımlarının seyircileri dahi seni hala bağrına basıyor. Bunun bir tılsımımı var?
"Oynadığım her takım için ciddi bir şekilde sonuna kadar mücadele ettim. Çalıştım, küçük bir sakatlığım olduğu zaman dahi oynamamazlık yapmadım. Oynadığım takım için her şeyimi verdim. Seviyorlarsa teşekkür ederim."



Röportaj: Saadet ÖZCAN – Emre UĞURLU
Fotoğraflar: Serhat TAŞ



17.01.2007 Click the image to open in full size.
Kaynak : SuperSpor.com
__________________
iLk ÇıĞLıĞıM SoN NeFeSiM TeK AşKıM BEŞİKTAŞ'ım....
HeRşEyİn BiR sOnU vAr AmA BEŞİKTAŞ SeVgİsİnİn AsLa...!
özgür_1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla