Dişi Kartal
Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 35  | İBS’nin fizyopatolojisi
İBS’nin altta yatan nedeni çok iyi anlaşılmamıştır, çünkü hastalığın yapısal ya da biyokimyasal göstergeleri yoktur. Sonuç olarak da, tedaviler geleneksel olarak, ayrı ayrı semptomların iyileştirilmesine odaklanmıştır. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, barsak fonksiyonunun doğrudan incelenmesini sağlamıştır.
İBS ve diğer fonksiyonel Gİ bozuklukların semptomlarını açıklamak için birçok mekanizma öne sürülmüştür. Bunlar arasında, Gİ olayların anormal algılanması, değişmiş barsak motilitesi, azalmış Gİ uyum ve infeksiyona bağlı inflamasyon bulunmaktadır.
Anormal viseral duyarlılık/algılama
İBS’lilerin üçte ikisinde, viseral algılama/nosisepsiyonda artış ya da viseral aşırı duyarlılık olduğu görülmektedir. Yani normal bireylerde fark edilmeden geçecek olan Gİ kanal göğüs, batın ve rektumdaki duyulardan, bu hastaların haberdar oldukları görülmektedir.
Viseral aşırı duyarlığı olan hastaların, sindirim esnasında barsaktan kaynaklanan normal fizyolojik uyaranlara, anormal şekilde duyarlı oldukları düşünülmektedir. Bu uyarıları süzmesi gereken beyindeki mekanizmanın, İBS hastalarında iyi çalışmadığı görülmektedir. Sonuç olarak, normal kolon kasılmalarında, ağrı ve şişkinlik hissedebilirler. Hastada, anormal olaylara karşı duyarlılık eşiği de azalmış olabilir.
Özellikle başta serotonin (5-hidroksitriptamin, [5-HT]) olmak üzere, enterik nörotransmitterlerin de, viseral aşırı duyarlılık gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir
Artmış viseral duyarlılık, İBS’nin açıkça önemli bir özelliğidir. Ancak, İBS hastaları ve normal kişiler arasında, duyu eşiklerinde önemli bir örtüşme vardır ve bu da hastalığın tek komponenti olamayacağını göstermektedir.
Değişmiş barsak motilitesi
Besinlerin, Gİ kanal boyunca normal hareketi, barsak duvarının peristaltik hareketlerinin koordinasyonu ile sağlanır. Gİ kanal boyunca, anormal motilite ve peristaltizmin, İBS gelişiminde merkezi bir rol oynadığı ileri sürülmüştür. Hem hipermotilite (diyare ile sonuçlanır), hem de hipomotilitenin (konstipasyonla sonuçlanır) yer aldığı bildirilmiştir. Kolon motilitesindeki bozukluğun, İBS’nin başlıca nedeni olduğu varsayılmaktadır. Bunun nedeni, ağrının sıklıkla, kolon motilitesi ile ilişkili alanlarda hissedilmesidir.
Katılımcı faktörler (“tetikleyiciler”)
İBS’li hastalarda, anormal fonksiyon potansiyeli daima mevcuttur. Ancak, semptomların gelişmesi için, sıklıkla bir “tetikleyici” gerekmektedir. İBS hastalarının barsağı, çok çeşitli faktörlere karşı daha duyarlı ve daha reaktiftir (Tablo 1) ve bu uyarılara verilen abartılı reaksiyon, ağrı ve diğer semptomları tetikler.
Tablo 1. İBS semptomlarını tetiklediği bilinen faktörler
Gıdalar ve diğer besin maddeleri
İnflamasyon ve infeksiyon
Maddeler ve ilaçlar
Hormonlar (menstrüel siklus)
Psikolojik sorunlar / stres
Mevsimsel değişiklikler
Beslenmeye ait faktörler
Birçok İBS hastası, semptomlarının yemek yedikten sonra tetiklendiğini ya da alevlendiğini bildirmektedir. Normalde yemek yeme, kolon kasılmalarına yol açar ve öğünden 30-60 dakika sonra defekasyon ihtiyacı ortaya çıkar. İBS hastalarında, defekasyon zorlaması daha çabuk ortaya çıkabilir ve abdominal kramp ve diyare eşlik edebilir. Ancak bazı besinler, barsak spazmlarını tetikleyerek, gecikmiş defekasyon ve konstipasyona neden olabilir. Bir öğünün etkisi, sıklıkla toplam kalori değeri ile ve özellikle de yağdan türetilen kalori sayısıyla ilişkilidir. Bunun nedeni, bitkisel ya da hayvansal kaynaklı olsun, yağın, kolon kasılmalarının güçlü bir uyaranı olması olabilir.
Bazı İBS hastalarında, spesifik besinlerin tüketimi, semptomları tetikleyebilir. Bu durum, özellikle D-İBS, şişkinlik ve ağrı olan hastalarda yaygındır. Süt ürünleri, çikolata, kafein, alkol, mercimek ve fasulye gibi baklagiller (gaz yapıcı olarak bilinirler) bazı hastalarda sorun yaratabilen spesifik besin örnekleridir. Besin alerjisi ya da duyarlığı, bazen yanlışlıkla İBS şeklinde tanımlanır, çünkü her iki durum da, karın ağrısı ve diyareye yol açabilir. Ancak besin alerjisi, Gİ kanal dışındaki semptomların varlığı ile tanımlanabilir.
Maddeler ve ilaçlar
Belirli reçeteli ve reçetesiz ilaçlar, İBS semptomlarını tetikleyebilir veya alevlendirebilir. Laksatifler, normal barsak fonksiyonunu bozabilirler ve dönüşümlü diyare ve konstipasyon nöbetlerine yol açabilirler; narkotikler ise (örneğin; kodein, folkodin ve dihidrokodein), konstipasyon, şişkinlik ve abdominal kramplara neden olabilir. Kalsiyum kanal blokerleri ve antidepresanlar da, diyare ve konstipasyon gibi Gİ semptomlara neden olabilir.
Hormonal faktörler
Barsak semptomlarının, Gİ fonksiyon bozukluğunun varlığına bakılmaksızın, menstrüel siklus ile değiştiği bilinmektedir. Ancak bu etki, normalde asemptomatik olanlardan ziyade, İBS’li kadınlarda daha sık görülmektedir. Semptomlar, progesterona yanıt olarak ortaya çıktığı saptanan kolon kas tonusundaki bir azalma ile ilişkili olabilir. Bu da cinsiyet hormonlarının, İBS’de etiyolojik bir role sahip olma olasılıklarını artırmaktadır.
Psikolojik faktörler
Psikolojik veya emosyonel stres, normal sağlıklı bireylerde bile Gİ fonksiyonu bozup ağrı ve diyare gibi semptomlara yol açabilir. “Düğümlenmiş mide” veya “midede kelebekler” gibi, yaygın olarak kullanılan ifadeler, stresli durumlarda karşılaşılabilen duyu türlerini tanımlamaktadır. Stres, farklı kişileri farklı yollardan etkiler ve bir bireyde, Gİ kanalın strese verdiği yanıt, zihnin durumuna göre günden güne değişebilir
Stres, İBS semptomlarını tetikleyebilir ve alevlendirebilir. İBS’li hastalarda, stres sırasında, sık ve ciddi Gİ semptomların ortaya çıkması, normal kişilerdekinden daha olasıdır. Strese karşı artan bu duyarlılıktan sorumlu mekanizmalar tam olarak anlaşılmamıştır, fakat barsağın nöronal kontrolü ile ilgili olduğuna inanılmaktadır. Nöronal ileti, çift yönlüdür; yani barsak beyni etkiler ve beyin de barsağı etkiler (“beyin-barsak ekseni”de denir).
Belirli psikolojik bozukluklar, Gİ semptomlara yatkınlığın gelişimiyle sonuçlanabilir ve kişinin bu semptomlarla mücadele etmesini etkileyebilir (Tablo 2). İBS’nin önemli bir özelliği olan viseral aşırı duyarlığın, bazı psikolojik bozukluklarda da görülmesi ilginçtir.
Tablo 2. Gİ fonksiyonu etkileyebilen psikolojik bozukluklar
Anksiyete, panik, depresyon
Somatoform bozukluklar (açıklanamayan vücut semptomları)
Fiziksel, cinsel veya emosyonel suistimal
Alkol ya da madde suistimali
Yeme bozuklukları
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.
Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.
Eylül 2008 |