bir düş kazası
Yağmurdan sokağa çıkamıyor bahar. "Cemreleri tanklar ezmiş" diyorlar.
Havada, toprakta, suda, harpte ölmüş bebelerin ayazı...
Ekranda bozgun artığı ordular; elimde hanidir aynı kitap var.
* * *
"Saklambaç oynayan bir çocuktu
büyüttüğüm; babasının dudaklarına
sıkışmış ve unutulmuş...
sobelendim, saklandığım saydam düşlerin
ardında. sunacak başka şeyim yoktu,
bir çocuğun bayram sabahındaki
beklentisini sundum yaşama ve tedirginliğini
oğlu savaşta bir annenin. Uzak ezgisini
dinleyerek bırakıp gitmelerin..."
* * *
Zafer Ekin Karabay bu mısraları yazdığında 28 yaşındaydı.
Hayatın ağırlığı karşısında insanın hafifliğine dayanamadı.
Son bir şiir yazdı.
Ve büyük sırrını onun dizelerine sakladı:
* * *
"Nil güne akarken şubat gibi biriktim;
dört yıl topladığı acısını yirmi dokuzuncu
adımında gösteren. Ve çıktım yaşama
onun sakladıklarını sunarak saklandığım
yerden. Sonra kendime dönüp dinledim:
yeniden acılarımı ve sordum:
yaşamın neresine saklanmalı ozan,
ya da nasıl saklamalı yaşamı?
* * *
"Gün'e akan Nil", Nilgün'dü aslında: Nilgün Marmara - "Hayatın neresinden dönülse kârdır" deyip 29'unda intihar etmişti.
Şimdi "yirmi dokuzuncu adımında" sıra Zafer'deydi.
"Daha ne kadar dayanabilirdi ki, herkesin, bir başkasının acısı pahasına mutlu olduğu yaşama..."
Hayatta ne saklayacak bir şey, ne de saklanacak bir yer kalmıştı.
Ölüme sığınmaya karar verdi.
Önce kitabı "Şubatta Saklambaç" yayımlanacak ve o, 29. yaşının 29 Şubat'ında vedalaşacaktı hayatla...
"Kitabına bir yığın sırla birlikte, intihar edeceği tarihi de gizlemişti".
Şubatta (bu) saklambaç bitecekti.
* * *
Lakin yetişmedi kitap...
29. yaş, kapıya dayandı.
Artık bekleyecek gücü kalmamıştı.
"O kitabı görmeden ölmek bana nasıl acı veriyor bilemezsiniz" diye yazdı son mektubunda...
"Beni affedin" dedi. Mektubunun Kül'de yayımlanmasını istedi.
Ve eylülde Eskişehir'de intihar etti.
Henüz 29'una basmamıştı.
* * *
Kül, Ekim 2002'de bastı mektubu.
Kapakta Karabay'ın mahzun bir fotoğrafı vardı.
Altında iki yitik mısra:
"Oysa biz hep bir düş kazasında
yitirdik arkadaşlarımızı...
karşıdan karşıya geçerken
eli bırakılan çocuklardık".
* * *
Zafer'in "Görmeden Ölmesem" dediği kitap, ölümünden 3 ay sonra, yayımlandı. (Mayıs yayınları, Ankara. Aralık, 2002)
"Şubatta Saklambaç"ı şubatta okudum, ama üzerine yazı yazamadım.
O ara bombalar düştü cemrelerin ardı sıra...
Havada, toprakta, suda, karşıdan karşıya geçerken eli bırakılmış çocukların ayazı...
29'unda bir şair, ilk kitabını göremeden öldü bir düş kazasında...
Belki de ondan; hanidir yağmurun iki eli, baharın yakasında...
__________________
Besiktas JK . |