Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20-01-2007, 23:40   #75
NuraN
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

HIV ve AIDS nedemek
HIV ve AIDS
Hangisi nedir?
HIV, virüse verilen adın baş harflerinden oluşturulmuş bir kelime, AIDS ise HIV enfeksiyonunun son aşamasını tanımlayan kelimelerin baş harflerinden oluşturulan bir diğer kelime. Kelimeler uydurulmuş olabilir ancak hem virüsün kendisi, hem de yol açtığı AIDS hali gerçek.
HIV aslında öldürücü bir virüs değil. Bir rivayete göre maymundan insana atlamış. Öyle aklınıza geldiği gibi maymunlarla cinsel ilişkiye giren birine geçmiş de falan... gibi değil. Dünyanın bazı bölgelerinde maymun eti yeniyor, bu yolla geçmiştir diyenler var. Kimilerine göre Afrika'da bir çiçek aşısının yapımında şempanze dokuları kullanılıyormuş bu suretle insana geçmiş olabilirmiş. Bu konuda üzerinde anlaşmaya varılmış kesin bir açıklama yok. Hatta bazıları "efendim HIV'in AIDS ile ne alakası var" bile diyormuş. Ancak bilim adamlarının hemen tamamı bu tür varsayımları doğru kabul etmiyor.
İlk kez ne zaman ortaya çıktı?
İlk kez 5 Haziran 1981'de Kaliforniya eyaletinin Los Angeles kentinde bir grup eşcinselde rastlandı. Doktorlar 5 eşcinselde karşılaştıkları bulgulara bir anlam veremediler. Daha önceleri sağlıklı olan bu insanların birdenbire nasıl olup da zatürree gibi sıradan hastalıklara yakalandıklarını anlayamadılar. Virüs 1983 yılında izole edildi, bu demektir; virüs tanımlandı, 1985 yılında ise teşhis edici test bulundu. Aradan geçen 20 yıl içinde çeşitli ilaçlar piyasaya sürüldü. Uygulanan ilaç kokteyli ya da HAART denen saldırgan bir tedavi metodu sayesinde vücutlarında HIV bulunan (HIV+ ya da HIV pozitif) kimseler iş AIDS'e varmadan nispeten normal bir hayat sürdürebilmektedirler. AIDS nedeniyle ölümlerin oranında bir düşüş olsa da hayli pahalı olan ilaçlara ulaşamayan insanlar için AIDS'in anlamı ölüm demektir. 1981'den bu yana AIDS yüzünden milyonlarca insan ölmüştür ve ölmektedir. Tüm dünyada 36.000.000'dan fazla HIV+ vakası tespit edilmiştir. Bugün ABD'de her yıl 40.000 kişi HIV ile enfekte olmaktadır. Bunların çoğu genç eşcinseller ve biseksüllerdir, bu grubun %10'unun HIV enfekte olacağı tahmin edilmekte bu oranın %30'a çıkmasından korkulmaktadır. Gene ABD'de en fazla risk altındaki grubun siyah Amerikalılarla biseksüel erkekler olduğu kestirilmektedir.
Uygulanan ilaç kokteyli AIDS'i TEDAVİ ETMEZ sadece HIV virüsünün AIDS'e yol açmasını engeller. Aslında virüs'ün kendisi dayanıklı değildir. İnsan vücudu dışında uzun süre canlı kalamaz.
Nasıl Bulaşır?
İnsandan insana ancak kan, meni, vajinal sıvı ve ana sütüyle geçer. İnsana HIV geçmesi için normal ilişkiden fazlası gerekmektedir yani havadan ya da normal temastan geçmez. Böcek ısırması yoluyla geçtiğine dair bir kanıt yoktur. Kornea'ya (gözün saydam en üst yüzeyi) sıçrama şekliyle tıp personeline geçebildiği düşünülmektedir ancak toplumda bu geçiş gösterilememiştir. Bunlar sanki olayı tehlikesizmiş gibi görmenize yol açmasın. Sadece 1996'da 8 milyon HIV+ insandan 6 milyonu yaşamını yitirmiştir. Bugün Dünyadaki HIV+ (ve AIDS) vakalarının büyük çoğunluğu Sahra altı Afrikası ve Güneydoğu Asya'dadır.
Belirtileri nelerdir?
AIDS belirtileri HIV enfeksiyonundan 10 yıl sonra dahi ortaya çıkabilmektedir. HIV pozitif kimseler arasında çok az bir kesim 10 yıl kadar hiçbir belirti göstermeden hayatını sürdürebilmektedir. Bu insanların muhtemelen ya bağışıklık sistemleri çok güçlüdür ya da kendilerine bulaşan virüs güçsüz bir daldan türemiştir. HIV'in ilk bulaştığı tarihten sonraki birkaç hafta içinde enfekte olan insanda enfeksiyoz mononükleoz türü hastalık belirtileri gözlemlenir ve bunlar iki üç hafta içinde geçer. Bu süre zarfında;
* kırıklık
* mide bulantısı
* eklem ve kas ağrısı
* ateş ve döküntü (isilik)
* boğaz yangısı (Ağrısı = Sore Throat)
* ishal
* kaslarda gerginlik
* lenf bezlerinde şişkinlik
* unutkanlık, kişilik bozuklukları vb
belirtiler GÖRÜLEBİLİR. Bunlar geçtikten sonra hasta yıllarca hiçbir belirti göstermeden yaşamını sürdürebilir. HIV ile enfekte olup olmadığınız en doğru olarak test sonucu ortaya çıkar. HIV+ kişilerde şu belirtiler/hastalıklar olabilir:
* kilo kaybı
* lenf bezlerinde şişlik
* Yineleyen ateş
* Yorgunluk
* Maya enfeksiyonları
* Pamukçuk
* İshal
* Zatürree
* Deri altında, üstünde, burun, ağız veya göz kapaklarının içinde kabartı ve döküntüler
* Hafıza kaybı
* Depresyon
* Diğer nörolojik bozukluklar
Her türlü hastalık etkeni AIDSli hastalarda, beklenenden çok daha ağır bulgularla seyredebilir. En sık görülen hastalık etkenleri şunlardır: uçuk virüsü, zatürree paraziti, tokso paraziti, pamukçuk mantarı, herpes simplex (= uçuk virüsü) virusü, herpes zoster (= su çiçeği ve zona etkeni), verem, ve atipik mantar türünden (örneğin PCP, pneumocystis carinii zatürreesi bir mantar hastalığıdır bakteri değil) bakteriler olmaktadır. Bundan başka bazı kanser türleri de işin işine karışabilmektedir bunlar arasında Kaposi sarkomu (ilk kez rastlanan kişinin adı Kaposi imiş) , dil kanserleri, rektal kanserler (kalın bağırsağın son kısmı), Hodgkins olmayan B hücre limfoması (non-hodgkin lenfoma) sayılabilir. Bu sayılanlarla ilgili bir ya da birkaç belirti aynı anda ortaya çıktığında AIDS başlangıç safhasındadır.
Zatürree ve Kaposi Sarkoması en sık rastlanan hastalıklardır. Hasta çoğu kez aşırı kilo kaybına uğrar ve adeta bir deri bir kemik kalır.
Teşhis
Çok basit bir kan testi veya ağızdan bir çubukla alınan örnek üzerinde yapılan test sonucu HIV enfeksiyonu teşhis edilir. HIV testinin aradığı bilgi, virüse karşı vücudunuzun ürettiği antikorların ölçülmesidir. Antikor düzeyi, HIV alındıktan sonra 1-9 ay arasında yükselir. Ancak en sık 3. ayda pozitifleşir. Vİrus İle temas etmİş olabİleceğİnİz bİr durumda kaldığınızdan kuşkulanıyorsanız sİze HIV bulaşıp bulaşmadığını kesİn OLARAK öğrenene kadar dİğer İnsanları korumak İçİn başkalarıyla temas kurmaksızın en az altı ay geçmesİnİ beklemelİsİnİz.
Nasıl geçer
HIV kan, meni (boşalma öncesi akıntı dahil) vajina sıvıları ve ana sütü, rahim sıvısı gibi vücut sıvıları yoluyla geçer. Virüs; tükürük, göz yaşı ve terde de bulunmasına rağmen bu sıvılarda virüsün miktarı çok azdır ve bu yolla geçtiğine dair bir vaka yoktur. Ancak tükürüğünüzde kan olabileceği ihtimalini göz ardı etmemelisiniz.
HIV ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE CİNSEL YOLLA BULAŞAN BİR VİRUSTÜR bu demektir ki AIDS CİNSEL YOLLA BULAŞAN BİR HASTALIKTIR. Vücut sıvılarının kan dolaşımına temas ettiği her türlü cinsel faaliyet HIV bulaştırır. Sağlıklı bir deri, virüse karşı bir engel oluştursa dahi virüs, deri üzerindeki en ufak bir sıyrık veya kesikten veya rektum duvarındaki mukoza zarından veya anüs veya vajina, göz veya burundan vücudunuza sızabilir. Seks yaparken uyguladığınız kimi hareketler diğer bazı hareketlerden daha tehlikeli olabilmektedir. Anüs ve vajinaya girişlerde kopan ufak parçalardan veya çatlaklardan kan dolaşımınıza virüsün sızması son derece kolaydır. Erkek ile erkek ya da erkek ile kadın arasında ağız yoluyla yapılan seks daha az tehlikeli olmasına karşın risk unsuru taşımaktadır. Bunun nedeni, meni ve ön akıntı yoluyla virüsün ağız içindeki küçük kesiklerden kan dolaşımınıza geçmesi olasılığıdır. Kadından kadına HIV geçmesi daha düşük bir ihtimal olmakla birlikte mümkündür.
HIV ortaklaşa kullanılan enjeksiyon iğnesi yoluyla da geçebilir. Virüs, söz konusu ortak kullanım süresince canlılığını koruyacak kadar dayanıklıdır. HIV kan ürünleri yoluyla da bulaşabilmektedir. Bununla ilgili olaylar ve süren davalar basında sıklıkla gündeme gelmektedir. Bağışlanan kanların taramadan geçirildiği ülkelerde bu tür risk olasılığı zayıftır. Hamileler cenine ana karnında HIV bulaştırabilirler. Bazı ülkelerde batan iğne nedeniyle sağlık personeline HIV bulaşması olaylarına rastlanmıştır. Bir olayda ise (ABD) sağlık personeli hastaya HIV bulaştırmıştır. HIV insan vücudunun dışında canlılığını uzun süre koruyamaz. Öksürme, hapşırma, kucaklama ve aynı bardağı kullanmadan ötürü HIV bulaşmaz.
Tedavi
Aslında AIDS'in tedavisi henüz yoktur. HAART adı verilen yoğun ilaç kokteylleri virüsü sadece kontrol altına alabilmektedir. Ancak HAART ve yeni bulunan ilaçlar sayesinde 1992dan bu yana AIDS nedeniyle ölümlerde oransal olarak bir düşme gözlenmektedir. Bu durum virüsün yayılmasının engeli sayılmamalı ve söz konusu ilaçların kimi ülkelerde yaşayanlar için hala ulaşılamaz olduğu da akılda tutulmalıdır.
Yanlış Bilinenler
* HIV ve AIDS bir eşcinsel hastalığıdır. (Eşcinsellerde AIDS bilincinin gelişmesi ve heteroseksüellerin AIDS'ten korundukları yanılgısı içinde olmaları oranları tam tersine çevirdi.)
* HIV ve AIDS'in nedenlerinden biri eşcinsellerdir (Tam bir siyasi ve ideolojik uydurmaca)
* Kadın kadına yapılan sekste HIV bulaşmaz
* Klozetten ve trabzandan bulaşır.
* Aynı bardağı kullanırsan veya sana doğru öksürülür ya da hapşırılırsa bulaşır
* HIV havadan ve böcek ısırığından bulaşır.
* Bazı manyakların sinema koltuklarına ya da jeton iade haznelerine bıraktıkları iğneler yüzünden insanlara HIV bulaşıyor.
Değişik ülkelerde pek çok insanın sürdürdüğü çalışmalara ve çabaya rağmen AIDS'li olmanın diğer insanlar üzerinde yarattığı etkiyi gidermek oldukça zor ne yazık ki. 1998 yılında 1700 yetişkin denekle yapılan bir çalışmaya göre ABD'de halkın %29'u AIDS hastalarının bunu hak ettiğini düşünmektedir. Türkiye'de bu tür araştırmalar yapılıyor mu bilinmez ancak durumun daha vahim olduğunu tahmin etmek zor değil.
Korunma
* HIV bulaştırıcı sıvılar yani kan, meni, ön akıntı, vajina sıvıları ve ana sütünün kan dolaşımız (vücudunuzun neresinde olursa olsun açık yara , sıyrık, yırtık, kesik vb kan dolaşımınızın açık kapılarıdır) ile temas etmesinden sakının.
* Her zaman güvenli cinsel ilişkide bulunun.
* Anal ve vajinal cinsel ilişkide kondom (kaput) kullanın
* Ağız yoluyla cinsel ilişki esnasında kondom (kaput) ve dil kondomu kullanın (Türkiye de var mı?)
* HIV pozitif olasılığı bulunan kimsenin vücut sıvılarıyla temas edeceğiniz zaman eldiven kullanın
* HIV pozitif kimselerle tıraş bıçağı ya da diş fırçası paylaşmayın
* HIV pozitif kimselerden derin ve kuvvetlice ağızdan öpüşme (french kiss) yoluyla HIV geçme olasılığı teorik olarak vardır ve (ABD kamu sağlığı yetkililerince) tavsiye edilmez. Ancak böyle bir vakaya rastlanmamıştır. Tükürük, gözyaşı ve ter yoluyla HIV geçişine dair herhangi bir kanıt bilim adamları tarafından henüz bulunmuş değildir.
Şu hususlara DİKKAT!
Tüm AIDS hastalarının yarıdan fazlasını erkeklerle cinsel ilişki kuran erkek hastalar oluşturmaktadır (ABD). Bu yolla HIV bulaşma oranı ise yarıya yakındır (ABD).
Tüm AIDS hastası yetişkin ve genç erkeklerin %61'ini Afrika ve Latin kökenli Amerikalılar oluşturmaktadır [(ABD). Bu spesifik bilgiye malumat furuşluk olsun diye değil sosyal statü ve AIDS arasındaki olası ilişki açısından dikkat çekici olduğu için yer verildi.]
Kadınlar arasında AIDS vakası yaygınlaşmaktadır burada da Afrika kökenli Amerikalılar çoğunluğu teşkil etmektedir. (Bkz. yukarıdaki gerekçe)
Bu bağlamda güvenli cinsel ilişki konusunda eğitimin önemi belirginleşmektedir. Ancak ne yazık ki eğitim de satın alınabilen bir piyasa malı.
Yapılan çalışmaların sonuçlarına göre ilişkiyi kuran kişilerden biri veya ikisi birden cinsel yoldan bulaşan diğer hastalıklara yakalanmış ise HIV bulaşma oranı da yüksek çıkmaktadır.
HIV enfekte annelerin doğmamış çocuklarına HIV bulaşma riski vardır.
Erkeklerin dikkatine
Umalım ki hemen herkes AIDS'in bir eşcinsel hastalığı olmadığını öğrenmiş olsun. Eşcinsel erkeklerin de artık anal ya da oral cinsel ilişki esnasında korunma yöntemlerine başvurmalarının önemini kavramış olmaları gerekmektedir. KORUNMASIZ ANAL SEKS ÖZELLİKLE RİSKLİDİR. Rektum mukozası ve anüs ile peniste sürtünmeden meydana gelen aşınmalar HIV geçişini kolaylaştırır. HIV'in vücut dışında yaşaması zordur ancak dildo üzerinde canlılığını sürdürecek kadar zamanı olur, lütfen oyuncaklarınızı paylaşmayın, bazen hasis olmak hem sizin hem de başkalarının yaşamını kurtarabilir.
Önemli bir diğer husus da HIV+ erkeklerde görülen anal kanserlerdir. Herkesin HIV kapma riski olmasına rağmen bağışıklık sistemi zayıf olanlar tehlikeye daha fazla maruzdurlar. Daha önceleri bu tür kanserlerin gelişmesinden evvel uygun ortam kollayan hastalıklardan erken ölümler oluyordu. Muhtemelen anal kanserlerin sayısındaki artış HAART kürünün başarısından kaynaklanmaktadır.
Kadınların dikkatine
Her 1000 kadından 1'i AIDS'e yakalanmaktadır ve bu oran artmaktadır (ABD). HIV enfekte kadınların bazı kanser ve kadın hastalıklarına yakalanma riski yüksektir. Hamile kadınlar karınlarındaki bebeklere HIV taşıyabilirler ve bebekler ana karnında ölebilir.
Yanlış bir diğer bilgi örneği ise kadınların kadınlarla seks yaparken HIV bulaşmayacağı bilgisidir. Riskin az olduğu söylenebilir ancak bulaşmanın gerçekleştiği vakalar tespit edilmiştir. Şu ana kadar edinilen bilginin ışığında temkinli olmakta fayda var. Kan ile (aybaşı dahil), vajinal akıntılarla ya da meme sütüyle temas olasılığı hallerinde kendinizi korumalısınız. Oral seks esnasında fazladan önlem olarak dil kondomu kullanılabilir. Aklınızda bulunsun; vajinal sıvıya elinizle dokunduktan sonra kendi vajinanıza dokunmanız neticesi virüsün kan dolaşımınıza karışma olasılığı vardır. Seks oyuncaklarını paylaşırken dikkatli olunuz, dildo ya da vibratöre yeni bir kondom takınız.
Bağışıklık sistemi güçsüz olanlarda kuluçka dönemi
Kuluçka süresi değişkendir. Yeni enfekte olmuşsanız antikorların oluşması 6 ay sürebilir. Bu antikorlar HIV testinde pozitif sonuç verir. Bu olaya seropozitifleşme adı verilir. Virüsü kaptıktan sonra buradan AIDS hastalığı baş gösterinceye kadar uzunca bir süre geçebilir. Buna gizil dönem denir. HIV genellikle bulaştıktan 6 hafta ila 1yıl sonrasına kadar belirti göstermeyebilir. Bazı HIV+ kimseler şanslıdırlar; enfekte olmalarına rağmen hiçbir zaman AIDS hastası olmazlar. AIDS'in ilk klinik belirtisi lenf bezlerinde şişkinliktir. Bu durum üç ila beş yıl kadar sürer.
1999 yılı rakamlarına göre ABD'de HIV enfekte insanların sayısı 650.000 ila 900.000 arasındadır. Her 300 kişiden 1 kişi HIV pozitiftir. Her yıl 40.000 kişiye HIV geçmektedir. Türkiye için verilen rakamlarla karşılaştırılınca insanın Türkiye'de yaşadığına şükretmesi mi yoksa bilgi eksikliğinden kuşkuya düşüp dehşete kapılması mı gerekir bilinmez..
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla