Konu: Vergi Hukuku
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23-01-2007, 14:25   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

2)TALİ KAYNAKLAR:Verginin matrah veya oranlarını,yada diğer temel unsurlarını değiştirmeyen,yeni kurallar koymayan,ancak var olan kuralları açıklayan,uygulamacılara yol gösteren kaynaklardır.Bu kaynaklar da 3 tanedir;

a)Tüzükler:Kanunların nasıl uygulanacağını gösterirler.Anayasa’mıza göre tüzük çıkarmaya yetkili organ Bakanlar Kurulu’dur.Tüzükler Cumhurbaşkanının imzası ile yürürlüğe girerler.Tüzüklerin kanuna aykırı olup olmadıklarının anlaşılabilmesi için Danıştay’ın incelemesinden geçmeleri gerekir.
b)Yönetmelikler:Yönetmelikler de tüzükler gibi genel,soyut ve kişisel olmayan kuralları içeren hukuki tasarruflardır.Yönetmelikler ya Bakanlar Kurulu ya da herhangi bir bakanlık tarafından çıkarılan,kanun ve tüzüklerin hükümlerini açıklayıcı kaynaklardır.Bunları tüzüklerden ayıran en önemli nokta, Danıştay’ın incelemesinden geçmemeleridir.
c)Tebliğ ve İzahlar:Vergi memurlarının aydınlatılması amacıyla Maliye Bakanlığı’nca çıkartılırlar.Tebliğler ne vergi mükelleflerini ,ne de o konuda bir ithilaf çıktığında yargı organlarını bağlar.

*VERGİ KANUNLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI:Vergi kanunlarının yürürlüğe girmesi ve yürürlükten kaldırılması ile yürürlüğe girmeden önceki olaylara ,hangi hallerde ve nasıl uygulanacağının tespiti vergi kanunlarının zaman bakımından uygulanmasının konusunu oluşturur.Bu konudaki esas prensip;kanunların geriye yürümeyeceği, yani kanunların geleceği ilgilendirdikleridir.Vergi kanunlarını diğer kanunlarda olduğu gibi ya metinlerinde hangi tarihte yürürlüğe gireceği açıklanmak suretiye (Resmi Gazete’de ilanlarından itibaren mi,yoksa belli bir süre sonra mı),
ya da metinlerinde bu konuda açık bir ifade bulunmadığı takdirde,Resmi Gazete’deki ilanlarından itibaren 45 geçtikten sonra yürürlüğe girerler.Vergi kanunları ya yeni bir kanunla önceki kanunun iptal edildiği açık bir şekilde ifade edilmek suretiyle ya da yürürlükte olan bir kanuna aykırı yeni bir kanun çıkarılarak yürürlükten kalkarlar.Kanun metinlerinde yürürlükte kalacakları süre belirtilmiş olan vergi kanunları, o sürenin sona ermesi ile yürürlükten kalkarlar. Vergi kanunları emredici hükümler getirirler.Bu emredici hükümlerden önce yapılmış bir tasarrufun sonradan çıkan bir emirle ya da kanunla hükümsüz sayılması,kişilerin vergi kanunlarına karşı olan güvenini sarsar ve huzursuzlukların ortaya çıkmasına neden olur. Fertler elde ettikleri durumun devamından emin olmadıkları taktirde,iktisadi,sosyal ve siyasal bir takım sorunlar ortaya çıkar.Kişilerin teşebbüs enerjisini kırmamak,aksine onları teşviklemek için,kişilerin geçmişe ait durumlarını yeni çıkan bir vergi kanunu ile değiştirmemek gerekir.Diğer kanunlarda olduğu gibi vergi kanunları da geçmişe yürütülemezler.Bunun iki amacı vardır;
a)Mükelleflerin gelecekte beklenmedik vergi borçları ile karşılaşmalarını önlemek.
b)Evvelce devletin almış olduğu vergileri geri vermesinin sakıncalarını yok etmek.
Vergi kanunlarının geriye yürütülmemesi bir anayasal prensip değildir.Mükelleflerin lehine olan durumlarda ve devletin içinde bulunduğu olağanüstü hallerde,vergi kanunlarının geriye yürütülmesi söz konusu olmaktadır.
07.11.2000
*VERGİ KANUNLARININ MEKAN BAKIMINDAN UYGULANMASI :Vergi kanunlarının mekan bakımından uygulanmasında iki ilke mevcuttur;
a)Şahsilik İlkesi:Her bir kişinin bağlı olduğu ülke tarafından vergilendirilmesi.
b)Mülkilik İlkesi:Her ülkenin vergi kanunlarını kendi siyasi sınırları içerisnde bulunan herkeze uygulaması.

*Ülkemizde karma sistem mevcuttur.Genel olarak karma sistem kullanmaktaki amaç uluslararası çifte vergilendirmeyi önlemektir.

Bu ilkeler yerel hukuk düzenlemeleridir.Bu ilkelerde yapılan iç hukuk ve yerel hukuk düzenlemeleri bazen çifte vergilendirmeyi önlemede yeterli olmaz. O halde uluslararası vergi anlaşmaları yapılır veya yine iç hukuk düzenlemeleri ile yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu benimsenebilir.


*TÜRK GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYET ÇEŞİTLERİ:


a)Tam Mükellefiyet:Tam mükellef olan gerçek kişiler hem yurt içinde hem de yurt dışında elde ettiği gelirler üzerinden Türkiye’de vergilendirilirler.
GVK Madde 3’e göre tam mükellefler;
1)Türkiye’de yerleşmiş olanlar
i)İkametgahı Türkiye’de olanlar
ii)Bir takvim yılı içerisinde devamlı olarak 6 aydan fazla Türkiye’de oturanlar.
2)Resmi daire ve teşekküllerin veya merkezi Türkiye’de bulunan müesseselerin işleri dolayısı ile yabancı ülkede oturan Türk vatandaşları.

*Bu kişiler(2.madde) yurt dışında elde ettikleri kazançları için gelir vergisi benzeri başka bir vergi ödemiş olmaları halinde,o kazançları için Türkiye’de ayrıca vergilendirilmezler.

*Yabancı ülkelere ödenen verginin mahsubu:Tam mükelleflerin yurt içi ve yurt dışı gelirleri(2.maddedeki tam mükellefler hariç)toplanarak vergilendirildiği için, çifte vergilendirmeyi önlemek amacıyla yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu esası benimsenmiştir.

Mahsup Usulü:Tam mükelleflerin yurt dışı kazançları için yurt dışında ödedikleri gelir vergisi ve benzeri vergiler,Türkiye’de hesaplanan gelir vergisinin yabancı ülkede elde edilen gelire isabet eden kısmından indirilir.Yabancı ülkede elde edilen gelire isabet eden vergi orantılanılarak bulunur.Ve yurt dışında ödenen vergi Türkiye’de hesaplanandan fazla çıkarsa fark indirilmez.Buna “sınırlı mahsup” denir.
  Alıntı ile Cevapla