Konu: Vergi Hukuku
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23-01-2007, 14:26   #4
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

*VERGİNİN TARAFLARI:Vergibir alacak-borç ilişkisinden başka birşey değildir.Bir tarafta devlet diğer tarafta mükellef vardır.Devletin aktif vergi sujesinin olmasının nedeni;vergilendirmeye ilişkin tüm kuralların mükelleflerin görüşü olmadan,tek taraflı olarak,devletin üstün iradesine göre belirlenmesidir.Mükellef ise sadece devlet tarafından konmuş kurallara uyarak vergisini ödemek zorunda olduğundan,pasif vergi sujesidir.Mükellefler vergi kanunlarıyla kendilerine düşen görevleri yerine getirirlerken,vergi daireleri de verginin tarh,tahakkuk ve tebliğ işlemlerini, vergi kanunlarına uygun olarak yapmak zorundadırlar.Ancak bazı durumlarda devlet bu hakkını İl Özel İdareleri ve belediyeler gibi kuruluşlara devredebilir.Bu kuruluşlar devletin kendilerini yetkili kıldığı oranda vergilendirme selayetine sahiptirler.Bu nedenle esas vergi alacaklısı devlettir.

Kanuni Mükellef:Vergi kanunlarına göre kendilerine vergi borcu düşen gerçek yada tüzel kişilerdir.Mükellefiyet şahsi olduğundan başkalarına devredilemez.Kanuni mükellefin ölümü halinde,vergiye ilişkin ödevler, mirası reddetmemiş kanuni mirasçılara geçer.
Vergi Sorumlusu(Aracı Ödeyiciler):Gerçekte vergi mükellefi olmadıkları halde,alacaklı vergi dairesine karşı muhattap olan kişilere vergi sorumlusu denir.(Ör:Stopaj kesintisi yapan işveren)
Aracı Mükellefler:Vergiyi kendi adına ödeyen ve daha sonra ödediği bu vergiyi yansıtma yoluyla başkalarına devretmeye çalışan kişiye denir.Genellikle bu yansıtma olayı fiyat mekanizması yoluyla ve konjonktürel duruma bağlı olarak çoğu kez başarılı olur.Bu tip mükellefler gümrük vergilerinde karşımıza çıkarlar.Gümrük Vergilerinin kanuni mükellefleri ithalatçılardır.İthalatçılar gümrük vergisini ödedikten sonra,ithal ettikleri malın fiyatını arttırmak suretiyle bu vergiyi malı kullananlardan tahsil edebilirlerse,kanunen kendi adlarına ödedikleri vergiyi başkalarına yansıttıklarından aracı mükellef durumundadırlar.
Vergi Taşıyıcısı:Kanuni mükellefler ödedikleri vergiyi yansıtma yoluyla 3.kişilere devretmeye çalışırlar.İşte bu mücadele sonucunda, vergiyi nihai olarak ödeyen kişiye vergi taşıyıcısı yada vergi yüklenicisi denir.
05.12.2000

*VERGİNİN HUKUKİ SEBEPLERİ VE PRENSİPLERİ:Verginin alınabilmesi için;
1)Anayasa’da bir düzenleme yapılması ve buna bağlı olarak bir kanun çıkarılması gerekir.
2)Vergi Yasasında düzenlenmiş bir alacağın tahsili için,bütçe kanunu ile devlete, vergi kanunlarını uygulamasına izin verilmiş olması gerekir.
3)Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi gerekir.
4)Tarh,tebliğ,tahakkuk ve tahsil işlemlerinin gerçekleşmesi gerekir.

Vergi matrah ve nispetinin hesabı,vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği tarih itibariyle yapılır.Zaman aşımının başlangıcı,tarihi ve vergiyi doğuran olaya göre saptanmıştır.Artık beyan usulü yaygınlaştığı için,vergi borcu mükellef tarafından hesaplanmakta ve bu da idari işlerin önemini azaltmaktadır.Vergi ödememek için vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesinden önce alınan önlemler suç oluşturmazken,vergiyi doğuran olaydan sonra vergi ödememe çabaları suç oluşturur.
*Vergi Hukukunda Ehliyet:Vergi Hukukunda Ehliyet kişi olmaya bağlıdır.Mümeyyiz olmaya gerek yoktur.(Hukuken kişilik, sağ doğmak kaydıyla ,ana rahmine düşmekle başlar.)
Küçük ve kısıtlılarla,tüzel kişilerin, vergiye ilişkin ödevleri kanuni temsilcilerince yerine getirilir.Vergi küçük yada kısıtlının malvarlığından alınır. Ancak kanuni temsilcinin ihmali yüzünden,küçük yada kısıtlıdan alınamayan vergi,kanuni temsilciden alınmış ise,kanuni temsilci bu vergiyi küçüğe ya da kısıtlıya rücü eder.Tüzel kişiliklerde de temsilci için aynı olay söz konusudur.
*Vergide Zaman Aşımı:Vergi hukukunda iki çeşit zaman aşımı mevcuttur;
1)Tahakkuk Zaman Aşımı:Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden takvim yılının başından itibaren 5 yıl içerisinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.
2)Tahsil Zaman Aşımı:Vadenin rastladığı takvim yılını takip eden yılbaşından itibaren 5 yıl içerisinde tarh ve tebliğ edilmeyen vergiler zaman aşımına uğrar.(Vade KDV’de bir sonraki ayın 25’i,Gelir Vergisi’nde bir sonraki yılın Mart ayıdır.)
*Terkin:Yangın,yer sarsıntısı,yer kayması,su basması,kuraklık,muzur hayvan ve haşerat istilası ve bunlara benzer tabi afetler yüzünden;
1)Varlıklarının en az 3’te 1’ini kaybeden mükelleflerin, bu afetlerin zarar verdiği gelir kaynakları ile ilgili vergi borçları ve cezaları silinir.
2)Mahsüllerinin en az 3’te 1’ini kaybeden mükelleflerin, afete maruz arazi ile ilgili olan,zararın oluştuğu döneme ilişkin arazi vergisi borcu ve cezası silinir.
12.12.2000

*VERGİ SUÇ VE CEZALARI:Vergi suçları temelde iki grup altında incelenebilir.Bunların bir bölümü para cezası gerektiren vergi suçlarıdır.Bu suçların cezası vergi idaresi tarafından verilir.Bir bölümü ise hapis cezası gerektiren vergi suçlarıdır.Bu suçların cezası ise yargılama sonucunda hakim tarafından verilir.
*Cazalandırma Prosedürü:
1)Vergi İnceleme Elemanları mükellefler nezdinde yaptıkları incelemelerde, para cezası gerektiren bir vergi suçunun bulunduğuna karar verirlerse,durumu ilgili vergi dairesi müdürüne bildirirler.Bundan sonra vergi dairesi müdürünün imzasını taşıyan bir ceza ihbarnamesi ile ceza mükellefe tebliğ edilir.Mükellef 30 günlük dava açma süresinde itiraz etmezse ceza kesinleşir.Mükellef isterse 30 gün içerisinde Vergi Mahkemesi’nde dava açarak cezanın iptalini isteyebilir.

2)Vergi İnceleme Elemanları mükellefler nezdinde yaptıkları incelemelerde, mükelleflerin hapis cezası gerektiren bir suç işlemiş olduğuna dair deliller bulursa,bu durumu suç duyurusunda bulunmak suretiyle Cumhuriyet Savcılığına bildirir.Savcılık gelen rapor ve delillerle mükellefin suçlu olabileceğine inanırsa kamu davası açacaktır.Bu dava Adli Mahkemelerde açılır.Yapılan yargılama sonucunda Adli mahkemelerin kararı üzerine, mükellef ya suçsuz bulunacak,ya da suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırılacaktır.
  Alıntı ile Cevapla